kapat

06.08.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ASAF SAVAŞ AKAT(aakat@sabah.com.tr )


Düşük faiz dönemi

Ayın ilk Pazar günü ekonomiye tasarrufçu açısından bakma geleneğimizi sürdürüyoruz. Son aylar tasarrufçu için parlak geçmedi. Korkarım gelecek daha da karanlık duruyor.

Önce bu hafta açıklanan verileri kısaca hatırlatalım. Cari işlemler açığı Ocak-Mayıs döneminde 4.5 milyar dolara tırmandı. Yaz sonunda 6 milyar dolara yükselme ihtimali mevcut.

Temmuz enflasyonu piyasa beklentilerinin üstünde geldi. TEFE, TÜFE ve "çekirdek enflasyon" denen özel imalat sanayinde artış, sırası ile, yüzde 1, yüzde 2.2 ve yüzde 1.9 çıktı.

Bir önceki yıl bu sayılar, aynı sıra ile, yüzde 4, yüzde 3.8 ve yüzde 4.7 olmuştu. Görüldüğü gibi üç endekste de çok belirgin bir düşüş var. Ama enflasyonun direndiği de anlaşılıyor.

Bütçenin Temmuz geçici sonuçları nakit bazında 0.4 milyar dolar faiz dışı fazla gösteriyor. Eylül'den itibaren faiz ödemeleri de hızla düşüyor. Diğer taraftan GSM anlaşması paraflandı. Yani Hazine 2.5 milyar doları tahsil etme hazırlığında.

Daha da düşer
Dolayısı ile TL faizleri durmak bilmeksizin düşüyor. Başka türlü nasıl olmasını beklerdiniz? "Stand-by Anlaşması" bir yandan devlete dışarıdan borçlanma kapısını açtı. Diğer yandan vergi gelirlerini arttırıp cari harcamalar kıstırdı.

İkisi bir araya gelince, anlamı çok açık. Devlet içeriden eskisi gibi borç almıyor. Eski borcunu ödediğinde, paranın yüzde 30 bazen 40'ını piyasada bırakıyor. Tasarruf var ama talep eden yok! Fiyat mekanizması işliyor ve tasarrufun fiyatı iniyor. Hepsi bu kadar.

Yakın gelecekte bu eğilimin değişeceğine dair bir işaret bulamıyoruz. Yukarıda da belirttik. Eylül'den sonra devletin faiz yükü azalıyor. Belki Türkiye'nin kredi notu da yükselebilir. Ayrıca Hazine'ye özelleştirmeden ve GSM'den kaynak girecek.

Faiz beklenen enflasyonun altına geriler mi? Doğrusu hayır diyemiyorum. Kısa süreler için, özellikle kısa vadede (örneğin repo) pekala mümkündür. Ancak, uzun vadede sepet devalüasyonun altına inmesi ihtimalini çok ufak görüyorum. Öyle olursa tasarrufçu tekrar dövize döneceğinden, düşüş dengelenir.

Önümüzdeki aylarda bazen beklenen enflasyonla iskonto edilmiş aylık reel faizin yarım puana, hatta sıfıra gerileyebileceğini hesama katmak gerekiyor. Daha önce de yazdık. Bu duruma alışmakta yarar var.

Düşük enflasyonlu gelişmiş ülkelerde kısa vadeli yıllık faizler yüzde 1 civarında seyreder. Japonya'da bir yıllık vade bile ancak onu alıyor. Gecelik repodan reel yüzde 30-40 dönemi bence bitti. Bir daha geri de gelmez.

Uyarılar
Bu durumda döviz tekrar cazip olabilir. Ancak parite oynamalarına dikkat etmek koşulu ile. Tasarrufunu dövize çevirmeyi düşünenlere önerim, yarı yarıya dolar ve mark almalarıdır. Böylece sepet devalüasyonuna yakın bir TL getirisini garanti altına alırlar.

Daha önemlisi, böyle dönemlerde maceradan kaçınmaktır. Tasarruflarına TL'de yüksek randıman almaya alışanlara projeler ve alternatifler sunanlar çıkacaktır. Yüksek gelir vadedilecek, garantiler verilecektir.

Atasözünü unutmayın. Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak çok kolaydır. Hayali yüksek gelir uğruna zorlukla biriktirdiğiniz tasarruflarınızı kaybetme riskini sakın almayın.

Ben hala tasarrufumu A tipi fonda tutuyorum. Şimdilik değiştirmeyi düşünmüyorum. Değiştirirsem mutlaka haber veririm.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır