kapat

06.08.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CENGİZ ÇANDAR(ccandar@sabah.com.tr )


"World Power"...

Hafta içinde Dışişleri Bakanı Bakanı Ismail Cem'in Turkish Daily News gazetesinde manşetten verilen uzun bir mülâkatı yayımlandı. İlk göz attığım, Türkiye'den "world power" olarak söz edip etmediği idi. Türkiye'ye "dünya gücü" sıfatını yakıştıran oydu. Uluslararası siyaset terminolojisinde bulunmayan bu sıfatın "patent hakkı" ona aitti.

Yanılmamıştım. Cem, açıklamalarının en can alıcı noktasında, yine bol bol "world power" sıfatına yer vermişti. Bu, elbette, gurur okşayan bir şey. Bakan'ın terimleriyle, "dünyada önemsenen, ciddiye alınan, görüşleri ve tutumu gözönüne alınan" bir ülkenin insanı olmak; bir "world power"ına mensup bulunmak, hoş.

Türkiye, bir "süperdevlet" mi? Değil. Dünyada bu tür tek bir ülke var: Amerika Birleşik Devletleri. Bunun yanısıra, "süperdevlet adayları" arasında başta Çin, Rusya ve eğer tek bir egemenlik merkezi halini alabilirse Avrupa Birliği sıralanıyor. Yani, Türkiye, AB'ye aday olmakla birlikte 21.Yüzyıl'da "süperdevlet adayları" arasında da sayılmıyor.

Buna karşılık, Türkiye, birçok Amerikalı strateji uzmanı akademisyenin son yıllarda yayımladıkları kitaplarda "pivotal states" yani "pivot ülkeler" ya da "kendisiyle ilişkili gelişmelerin çok geniş bir coğrafyayı etkileyecek özellikte" olan ülkeler grubu içinde mütalaa ediliyor. Bu yazarların değerlendirmelerinde, bu tür ülkelerin sayıları ve isimleri değişebiliyor ama Türkiye, adeta bir "sabit değer" olarak hepsinde mevcut.

Bu cins ülkeler arasında, Brezilya, Meksika, Endonezya, Hindistan, Güney Afrika, İran, Mısır, Arjantin gibileri sıralanıyor. Bu isimlerin ve sayının Ğyukarıda belirttiğimiz gibi- değiştiği oluyor. Ancak, Türkiye'siz bir isim listesi ve sayı kaç olursa olsun, Türkiye'siz bir "pivotal states" listesi yok.

Türkiye, bir "süperdevlet" olmadığına hatta buna "aday" bile sayılmadığına göre, iyiniyetli bir bakışla İsmail Cem'in "world power" yakıştırması, olsa olsa "pivot ülke" anlamında kabul edilebilir. Sıfat, kendi başına anlamsızdır ve "Türkten Türke propaganda"nın son türlerinden biri sayılmaktan öteye gidemez.

"World power" olmasından vazgeçtik, "pivot ülke" sayılması da, izlediği siyaset sayesinde sahip olduğu "uluslararası profil" ile ilgili değildir. İsmail Cem ya da bir başkasının biçtiği veya biçeceği payeden bağımsız, objektif bir "jeopolitik" değerlendirmeyle ilgilidir.

Bunda, başlıca rolü, Türkiye'nin coğrafyası, tarihi ve demografik özellikleri oynamaktadır. Türkiye, hem Avrupalı, hem Ortadoğulu, hem Doğu Akdenizli, hem Karadenizli, hem Kafkasyalı, hem Balkanlı bir ülkedir. Bu özelliklere sahip tek ülkedir. Hem Batılıdır, hem de İslam Dünyası'nın bir parçasıdır. Bu özelliği ile de, bu tür tek ülkedir. Koca ve uzun bir Osmanlı "emperyal" mirasının baş mirasçısıdır. Coğrafyasında yer alan milletlerin birçoğu ile akraba unsurları, kendi demografik yapısı içinde barındırmaktadır.

Türkiye'yi "pivot ülke" haline getiren, İsmail Cem'in "world power" abartmasıyla vurguladığı işte bu özellikleridir. Bu "objektif" durumu, Türkiye'yi önemli kılar ama bir başlıbaşına ve kendiliğinden bir "güç" haline getirmez.

Eğer, Türkiye, bir "world power" olsaydı, Kudüs'ün tam 400 yıllık (1517-1917) sahibi ve en istikrarlı döneminin temsilcisi ve bir NATO üyesi, AB aday üyesi ve Ortadoğu kimlikli bir ülke olduğu için, Yasir Arafat, Camp David'den döner dönmez, Fransa'dan önce Türkiye'ye gelirdi. Ancak dün geldi. Bir hafta içinde ziyaret ettiği ülkeler arasında Türkiye'nin kaçıncı sıraya yerleştiğini görürseniz, Cem ve benzerlerinin değerlendirmelerini de değerlendirebilirsiniz.

IMF programıyla ekonomisi yönetilen, Ortadoğu politikası İsrail'le ilişkilere rehin, genel dış politikası rotasız bir "world power" olmaz. Dışişleri Bakanı'nın fiyakalı lâflarıyla gerçek değişmez.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır