Meclis'in tatile girmesi ve Mesut Yılmaz'ın kabineye katılması, mali piyasaların sonbahar kuşkusunu gidermedi. Yaz aylarında seçim bölgelerine dağılan milletvekillerinin halkın nabzını tuttuktan sonra Ekim ayında Meclis'e dönmeleriyle siyasetin hareketleneceği bekleniyor. Hatta hükümetin değişeceği senaryoları da yapılıyor. Parti içi hareketlerin giderek artacağı ve bir patlamaya dönüşeceği spekülasyonları da var.
Ankara'da siyasetin nabzını tutanlar da, tansiyonun pek düşmediğini belirterek sonbahar senaryosunun gerçekleşme olasılığına dikkat çekiyorlar.
Başbakan Bülent Ecevit ise "Hükümet krizi senaryoları yaratanlar borsanın düşmesine yol açıyorlar. Spekülasyon yapıyorlar" dedi.
Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli de, "Elimiz değil, gövdemiz taşın altında" diye konuştu.
* Hükümetten kim ayrılır? - Hükümet içi kavgalar elbette olabilir. Hatta koalisyon hükümetini oluşturan partilerden biri veya ikisi değişebilir de.
Ama bu dönemde hükümetten kim ayrılmak ister ki?
MHP mi?
Uygulamaya konulan enflasyonu düşürme programının 9. veya 10. ayında ayrılıp da ne yapacak?
Muhalefete geçtiğinde ne söyleyecek? Bizzat uygulamaya koyduğu programı mı eleştirecek? Neyini eleştirecek? Eğer eleştirmezse muhalefete neden geçsin?
* Sorun var mı?- Üstelik program aşağı yukarı hedefler doğrultusunda gidiyor. Dün açıklanan altı aylık bütçe rakamları da bunu ortaya koyuyor. Uygulamanın sonucunda ortaya çıkan bir olumsuz gelişme ise cari açığın büyümesi. Ancak yine dün açıklanan turizm rakamları şimdiye kadarki rekor düzeyi ifade ediyor. Turizm gelirlerindeki artış yanında yaz aylarında işçi dövizlerinde artış da cari açığın hızını kesebilir ve sonunda sürdürülebilir, finanse edilebilir bir açık boyutuna getirebilir.
Yılsonu enflasyon hedefinin artık iki aylık gecikmeyle gerçekleşeceğini ve Mart 2001'de yüzde 25'e ineceğini Merkez Bankası Başkanı da bizzat açıkladı.
* Taliplisi var - Enflasyonda iki ayda yaklaşık 10 puanlık gerilemeyle yüzde 40'lı rakamlara inilmiş olacak. Programa güven daha da artabilecek. Tam bu aşamada hükümetten ayrılmanın akıllıca bir iş olmadığı aşikar.
Ancak denilebilir ki, siyasette her zaman akıl aranmaz. O zaman söylenecek fazla bir şey yok. Sadece hükümetten çıkan partinin yerine kolaylıkla başka bir parti bulunabilir. Hatta hükümet dağılsa bile, yerine kolaylıkla yeni bir hükümet de kurulabilir.
Çünkü Türkiye'nin ekonomide ve siyasette gideceği rota artık belli. Bu rotayı izlemenin getirisi yüksek. Rotayı terkedenlerin kaybı ise büyük olacak.
Biz sonbaharda siyasette kriz beklemiyoruz. Dereyi geçerken at değiştirilemeyeceği gibi, hükümette de bu aşamada değişikliğe ihtimal vermiyoruz.
Sonuç - "Tilki postunu değiştirir, huyunu asla" *