kapat

21.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Limasollu
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YAVUZ DONAT(ydonat@sabah.com.tr )


Dünden bugüne

Perşembe saat 14.00... YÖK Başkanı Prof. Kemal Gürüz ile konuşuyoruz... Konu "malum konu."

- Hocam, şimdi ne olacak?

- Yarın (bugün) YÖK Genel Kurulu toplanıyor. Benim, tek başıma karar vereceğim bir şey değil.

- Çankaya'nın "geri çevirme gerekçesini" okudunuz. Ne diyorsunuz?

- Bir şey demem imkansız.

- Neden?

- Gizli oyla yapılan bir işlem sözkonusu... Ve bu da, bir Genel Kurul kararı... YÖK Başkanı olarak, benim şahsi bir tasarrufum söz konusu değil... Ayrıca bu konu, daha önce Danıştay'a gitmedi mi?

***

Bir ayrıntı...

YÖK'un uygulamaları için Danıştay'a üç kez başvuruldu.

Üçüncü de Danıştay "şu kararı" verdi:

- Gizli oyla yapılan bir işlemin gerekçesi istenemez.

***

Dönelim yine Prof. Gürüz ile konuşmamıza...

- Hocam... Şöyle bir "görüntü" doğdu... Cumhurbaşkanı ile YÖK Başkanı karşı karşıya.

- Hayır... Kesinlikle böyle bir şey yok.

- İstifayı düşünüyor musunuz?

- Görevimi hakkıyla yaptığım kanaatindeyim.

- YÖK Başkanı nasıl görevden alınabilir?

- Kanunda "Rektörün nasıl alınabileceği" yazılı... Ama YÖK Başkanı için kanunda hüküm yok... Yüz kızartıcı bir suç işlenmesi halinde alınabilir.

- Çankaya, Rektör atamaları ile ilgili olarak "her üniversite için ayrı öneride bulunulmasını" istiyor.

- Tek, tek yazılarak, Çankaya'ya sunulmasında bir sakınca yok.

- Ya Dokuz Eylül Üniversitesi konusu?

- Konuşmak istemiyorum.

***

Bugünle ilgili değerlendirmenin sağlıklı olabilmesi için "düne bakmakta" yarar var.

YÖK, 1982'de doğdu.

1982 uygulaması şöyle:

- YÖK, Rektörlük için üç aday belirler... Cumhurbaşkanı, bunlardan birini atar.

1982 uygulamasında "üniversiteler devre dışı."

***

İlk uygulama "on yıl" sürdü.

1992'de Demirel Başbakan'dı.

Prof. Erdal İnönü, Başbakan Yardımcısı.

Köksal Toptan, Milli Eğitim Bakanı.

1992'deki hükümet "şöyle" düşündü:

- Üniversiteyi de... Bir nebze... Bu işin içine katalım... Üniversite, altı aday seçsin... YÖK bunu üçe indirsin... Cumhurbaşkanı da yine üç adaydan birini atasın.

1992 düzenlemesinin özünde "şu" var:

- Ne üniversite dışlansın, ne de YÖK.

***

Demirel hükümeti, 1992'deki düzenlemesine "bazı unsurlar daha" katmak istedi... Örneğin...

1. Üniversitedeki rektör adayı seçimine "öğrenci temsilcileri de" katılsın.

2. Üniversitedeki "idari personel" de oy kullansın.

3. Rektör'ün "akademik yetkileri" üniversite senatosuna devredilsin.

4. Üniversitede yeni bölüm açmak... Kapamak... Eleman almak... Atmak... Ve benzeri konularda, rektörün hiçbir yetkisi kalmasın.

5. Rektör, Batı'daki gibi "idareci... Koordinatör" statüsünde olsun.

6. YÖK'ün akademik yetkilerini de "Üniversitelerarası Kurul" üstlensin.

7. YÖK sadece "denetim ve koordinasyon kurumu" haline getirilsin.

Hükümet, bu kararını "Kanun Tasarısı" haline getirdi ve 1993'te Meclis'e sundu... Meclis Başkanlığı, tasarıyı "Milli Eğitim Komisyonu'na" gönderdi.

Ama bu arada Özal öldü.

Demirel Çankaya'ya çıktı.

Köksal Toptan, Bakanlık'tan ayrıldı.

Ve tasarı "sahipsiz" kaldı... Unutuldu.

***

Bugün yaşanan "olayın" gerisinde, üniversitede "ağalık sisteminin" doğuşu yatıyor.

Çözüm yolu "ağalığa son verilmesi."

Ah keşke 1993'teki tasarı kanunlaşsaydı.

"Bu rezillikler" yaşanmazdı.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır