kapat

21.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Limasollu
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET VARDAR(avardar@sabah.com.tr )


Manavgat-Side arasındaki sahil rezaleti!

Ülkemizde görülebilecek, gezilebilecek turistik yerler nereler denilince ilk akla gelenlerin başında Manavgat ve Side gelir. Buraları, özellikle yaz ayları cıvıl cıvıl turistlerle dolar. Dolayısıyla döviz kaynağımızdır. Hal böyle iken, bu iki güzel turistik yer arasındaki sahil şeridi ise, rezil bir halde!... Ve kaç yıldır yöneticiler bu rezaleti ya görmüyorlar, ya da görmemezlikten geliyorlar. Halbuki o rezaletin içine yerleşmiş büyük, görkemli turistik otellerimiz var. Bu otellerde binlerce turist kalmakta... Ve bu turistler kaldıkları otel yöneticilerine, "Oteliniz iyi, güzel ve temiz... Dünyanın parasını harcadığınız belli... Ama çevredeki bu pislik ve rezaleti neden önleyemiyorsunuz?.." dediklerinde cevap alamıyorlar. Çünkü otel yöneticileri onları ikna edecek cevap bulamıyorlar.

Sonunda da çareyi bana müracaatta bulmuşlar. Anlattıklarına göre, bu iki turistik beldenin arasındaki sahil şeridi sahipsiz!... Önüne gelen bar, disco, restaurant, kaçak su sporu faaliyetleri yapan klüpler kurmuşlar... Hatta hatta at çiftlikleri dahi var. Ve onlardan çıkan bütün pislik denize gidiyor. Sadece estetik açıdan değil, aynı zamanda sağlık ve deniz kirliliği açısından da bir rezalet almış başını gidiyor.

Yukarıda bahsettiğim beldelerin yöneticileri, Turizm Bakanlığı yetkilileri, bu kadar zamandır ne yapıyorlar acaba?.. Bir Allah'ın kulu da bu işe el atmayacak mı?... Şu Allah'ın cezası "Politik nedenler" ve "Hatırlı kişiler" yüzünden hiçbir iş yapamayacak mıyız?... Oralardan turistler kaçarsa, işte ben o zaman bu yetkililerden hesap nasıl sorulur göstereceğim.

Devlet Tiyatroları ne yapsın?...
Bir ülkede gelişmenin kültür yolu ile daha hızlı olacağına inananlardanım. Çünkü çağı yakalamanın bir aracı da odur. Tiyatro da bunların başında gelir. Ülkemizde Devlet Tiyatroları bu işin öncülüğünü yapıyor, yapıyor ama imkanları yettiği sürece... Hani geçen gün, öfkelenip, sinirlenip bir yazı yazmıştım. Şekilcilere çatmış, ilericiyiz diyenlerin yüzüne şamar gibi vurmuştum. Onlardan hiçbir ses çıkmadı ama Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Rahmi Dilligil durumu üzerine alınmış ve cevap yollamış. Bakın Sayın Rahmi Dilligil ne diyor;

"Kültür Bakanı Talay ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürü olan ben, bundan 3 ay önce bu ve benzeri illerle ilgili olarak bir müracaatı DPT'ye yaptık. Her nedense, çeşitli kısıtlamaların içine "Tiyatro Açılmasını" da alarak kalkınma planında yer verilmeyeceği görüşü bize iletildi. Bizlerde Sayın Bakanımızla bir toplantı yaptık. Sayın Talay, gerekçelerimizin pek açık olmayabileceğini, bunları daha açık anlatmamız gerektiğini, mali olarak da tiyatro açılacak bölgelerde bulunacak personelle; turne yapılarak harcanacak yük'ü karşılaştırarak bir yeni yazı daha gönderelim dedi. Öyle de yapıldı. Şimdi Sayın DPT müşteşarından bu ülkede tiyatro açmaya çalışan bir Bakan ve Genel Müdüre sıcak bakmasını beklemek kalıyor. Ayrıca Elazığ'daki tiyatro faaliyetlerini destekliyoruz. Bahsi geçen oyuna giysi ve aynı yardım da tiyatromuzca yapılmıştır."

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır