Turizm Bakanı Erkan Mumcu 14 Temmuz Cuma günü, Ege'deki turizm merkezleriyle ilgili yazdığım "Turizm sorununu çözmek gerek" başlıklı yazımı okur okumaz aradı ve bu konuda bir açıklama yapacağını bildirdi. Turizmdeki patlamayı ve Antalya'ya rekor düzeyde turist akımı varken Bodrum, Kuşadası, Çeşme, Marmaris gibi birçok yerde az turist olmasının nedenlerini uzunca bir sohbette tartıştık...

* Turizmde 2000 yılı hedefleri tutacak mı?

"İlk altı aylık sonuçlar bir rekor gösteriyor. Düzce depreminin etkisiyle ilk üç ayı kötü geçirmemize rağmen hemen kendimizi toparladık ve en iyi sezonu yakaladık. İkinci altı ay çok daha iyi olacak. Geçen sene söylediğim zaman birilerinin bıyık altından gülerek inanmadığı 10 milyon turistin üzerine çıkacağımızdan ben eminim. Turizm elinden geleni yapıyor.

* Neden böyle bir patlama oldu?

Çok ciddi bir promosyon, bir tanıtım kampanyası yaptık. Dikkat ederseniz asıl artış paket, organize turlarda. Bu ise tamamen bir plânlama işidir. Kendimi övmeyi sevmem ama bunu biz başardık. Kimsenin inanmadığını başardık. Bunu da Avrupalılar söylüyor.

* Nasıl bir kampanya yaptınız?

Bir kere stratejisi olan, entegre bir iletişim kampanyasıydı bu. Ne yaptığını bilen bir kampanya yaptık. Türkiye'de ilk defa böyle bir şey yapılıyor. Aldığımız sonuçlar ve ödüller de bunu gösteriyor. Avrupa pazarında daralma var; İspanya, Yunanistan, Tunus bir önceki yıla göre geriledi. Gerilemeyen hiçbir destinasyon yok. Bütün ülkeler gerilerken pazar payını yüzde 35 yükselten, büyüyebilen tek ülke Türkiye. Buna hiç kimse inanmıyor. Daha da büyüyecek. Yıl sonunda ortalama daha da yukarı çıkacaktır. Temmuz ayının 18'ine kadar sadece Antalya'ya gelen turist sayısı 312 bin. 99 yılında bütün ay toplamı 219 bin imiş. Ay sonuna kadar 500 bini geçecek demektir. Bunlar rekor rakamlar. Dünyada hiçbir ülke 99'daki gibi bir kriz yılını 4 yıldan önce kendini toplayamazdı. Bu Türkiye'nin mucizesi. İnanılmaz dinamik, enerjik bir ülke.

* Bir turist ne kadar gelir sağlıyor?

Her turistin ortalama 700-1000 dolar gelir getirdiği kabul ediliyor. Eğer kapasiteyi biraz büyük planlayabilmiş olsaydık ya da özel hava taşımacılık filomuzun kapasitesini muhafaza edebiliyor olsaydık, hava taşımacılığı konusunda özel bir gelişme gösterebilseydik, kapasitemizi arttırıcı tedbirler alabilseydik, bu sene 12 milyon turiste ulaşırdık. Şu anda sorun talep değil arz. Arz deyince insanlar diyor ki; "Ama oteller boş, Marmaris boş, Fethiye boş".. Ama kanatlarıyla uçarak gelmiyor ki turist uçakla geliyor. Yeterli uçak olmadığı için talebi karşılamakta zorlanıyoruz.

* Türkiye'nin kapasitesi bu kadar talebi karşılamaya müsait mi?

Türkiye'nin potansiyeli bugünkü rakamın en az üç katını taşıyabilir. Bu potansiyel ortada dururken Türkiye'nin yılda 8-10 milyar dolar turizm gelirini başarı olarak görmesi -bu yıl için rekor bile olsa- doğru bir şey değil. Kendimizi buna alıştırmayalım. Türkiye'nin hedefi yılda 30 milyar dolarlık turizm gelirine önümüzdeki 10 yıl içinde ulaşmak olmalı. Bu hedefe ulaşmadıkça hiçbir turizm bakanı başarılı sayılmamalıdır. Turizm sektörü de bu rakamlara erişmeden 'İşler iyi gidiyor' dememelidir. Çünkü Türkiye'nin bu potansiyeli var.

* Turizm Türkiye'nin en büyük gelir kaynağı olabilir mi?

Kesinlikle öyle 5 yıl içinde Türkiye'nin en büyük gelir kalemi olacağına ben iddiaya girerim.

* Tabii Türkiye'yi koruyabildiğimiz sürece...

Tabii ki. Hem öyle, hem de yapılması gereken yatırımları yaparsak. Şu anda bana göre Türkiye'nin bir numaralı önceliği nitelikli karayoludur. Her şeyi bir tarafa bırakıp ülkeyi her anlamda entegre edecek karayolu ulaşımını sağlamalıyız. 5 yıl süreyle her yıl, 2 milyar dolar para yatırıp, bu yatırımı sağlarsak Türkiye'nin çehresi değişir ve bu ülkenin önünü kimse tutamaz. Şaha kalkar. Türkiye'nin en önemli sorunu iletişim ve ulaşımdır. Güneydoğu'da nitelikli ulaşım yapsınlar ben bölgeye yılda 2 milyar dolar gelir getiren turizm getireyim. Ama nereye götüreceksin bu karayolu ile? Yılda 5 bin 500 insanın trafik teröründen hayatını kaybettiği bir başka ülke var mı? Yani "Bizim ülkemiz cennet" demek yetmez.