kapat

18.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İLKER SARIEN(isarier@sabah.com.tr )


Ahmaklık parayla mı?

Vatandaş az vergi veriyormuş...

Maliye öyle diyor.

Diş doktoru 80-90 milyon, hekim 200 milyon, avukat 250 milyon, işyeri sahibi 100-150 milyon gibi vergiler ödüyormuş...

Hem de yıllık...

Ayda ödenen 10-15 milyon civarında...

Buna karşılık ücretliler ve bordrolular dünya kadar gelir vergisi ödüyorlar.

Bu kısımın, vergi anlamında "merkep" gibi yularından ağaca bağlandığı bilenen bir gerçek zaten...

Dünkü gazeteler, yememiş içmemiş bu "haksızlığı" manşete çıkartmış...

Belli ki habersiz kalan yazıişleri yaratıcıları, memleketin en eski ve en bayat haberini" sayfalara yerleştirip, günü kurtarmışlar...

Sabah gibi bir iki gazete hariç...

Şimdi okurlara soruyorum:

Belirli bir işte belirli bir gelir elde eden vatandaş, neden ve niçin vergi verir?

Toplanan vergiler, hükümetler tarafından ülkenin ekonomisine, yatırımına, kalkınmasına "rasyonel" biçimde harcansın diye verir.

Ülke kalkınsın, toplumsal yaşam daha kaliteli hale gelsin diye verir...

Peki bu memlekette, hükümetlerin vergileri "akıllı ve dürüst" kanallara harcadığına inanan bir tek vatandaş var mı?

Bence yok!

Hiçkimse hükümetlerin vergi politikasına inanmıyor.

Çünkü ödenen vergiler, gitmesi gereken yere gitmiyor.

O halde niye vatandaş vergisini "tam" ödesin?

Kendimizi kandırmayalım!

"Yolunmuş kaz olmayı" kimse kabul etmez.

Hiç bir kaz da, durup dururken kahyânın önüne boynunu uzatıp, "hadi beni yolsana hemşerim" demez...

Bir bilmece ile noktalayalım:

Sevgili hükümetimiz, batırılmış, soyulmuş, dolandırılmış, içi boşaltılmış naylon bankaları "kurtarmak" için gereken 6.5 milyar doları nereden ödemektedir?

Tabii ki hazineden!..

Hazineye para nereden gelir?

Vatandaşın vergisinden...

Bu alışverişte, vatandaşın vergisinin, hırsızların cebine gitmiş olduğunu anlamak için ne kadar zeki olmak gerekir?

Çok gerekmez!..

Peki bu ahvalde, vatandaş vergisini ödemiyor diye feryat etmek için ne kadar "ahmak" olmak gerekir?

Bayağı ahmak olmak gerekir!..

Meluncan

Meluncanlar, Türk olduklarını ispat için DNA testi yaptıracakmış... Türk oldukları, Türk olmaya çalışmalarından belli zaten!..

Patronlar

İşçiler kendi patronlarından daha fazla vergi veriyorlarmış... Patronların acı çekmesi insanın yüreğini parçalıyor...

Transferler

Nuriş'in adamı, Çakıcı'nın safına geçmiş... Futboldan sonra, çeteler arası transferler de başladı, ne mutlu bize...

Lale Manço ne yapmalı?

Magazin alemi Lale Manço'ya taktı...

Sevgilisi ile gününü gün ediyormuş, bu davranış "Barış Manço'nun hatırasına saygısızlık" imiş...

Lale hanımın, toplum tarafından çok sevilen ünlü bir müzisyenin dul eşi olarak, normal bir insandan çok daha dikkatli ve titiz olması gerektiği tartışılmaz...

Çünkü "ünlüler" için hayat zordur!

Basın da, bir ünlünün dul eşini yeni sevgilisiyle gördü mü, basar deklanşöre, dinlemez...

Ama biz de yalnız ve çaresiz kalmış insanları, kurda kuşa yem edemeyiz.

Eşler, ne kadar büyük bir aşk yaşamış olurlarsa olsunlar veya sonradan bu aşkları nispeten zayıf düşmüş, zedelenmiş ve öğütülmüş olursa olsun...

Eski hatıraları yaşatmak, onlarla yetinmek, son noktanın konulduğu yerde durmak, ömür boyu saygın bir "matem" içersinde yaşamayı tercih etmek...

Veyahut da tam tersi, hayata kaldığı yerden devam etmek, yalnızlığa mahkumiyeti tercih etmeyip, yeni ilişkilerin ve sohbetlerin içinde canlılığı sürdürmek...

Geride kalanın kendi tercihidir.

Nispeten "genç" bir kadını, eşini kaybetti diye "diri diri yalnızlığa" mahkum etmek, ne aklın ve merhametin eseri olabilir...

Ne de, bireylerin kişisel özgürlükleri ile uyuşur...

Meğer ki Lale hanım, kişisel yaşantısını sahiden Barış Manço'nun hatırasını ciddi biçimde örseleyecek bir tarza oturtmuş olmasın...

Bu genç kadının yeni bir "sevgi ilişkisine" girmesi, benim gözümde hayatın devamıdır.

Ayıp bir davranış da değildir.

Acı çekmiş insanlara karşı toleranslı olmak bu kadar zor mu?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır