kapat

18.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜLAY GÖKTÜRK(gokturk@turk.net )


Gelir dağılımı ve ahlak

Dünkü Hürriyet'te The New York Times'ın yaptığı ilginç bir araştırmanın özeti yayınlandı. Dergi, Amerikalılar arasında geniş çaplı bir değer araştırması yapmış. Sorduğu sorulardan biri şu: ABD'de zengin ile fakir arasındaki gelir dağılımı dengesizliğinin giderek artması ahlaki açıdan yanlış mıdır?

Cevaplayıcılardan yüzde 49'u bu soruya evet cevabı vermiş. Yüzde 43'ü de hayır. Yani Amerikan halkının yaklaşık yarısı gelir dağılımının bozulmasını "ahlaksızlık" olarak gördüğünü belirtmiş. Sonuçlar gelir gruplarına göre tasnif edildiğinde ise şöyle bir tablo çıkıyor: Zenginle fakir arasındaki uçurumun derinleşmesini "gayrı ahlaki" bulanların oranı, yıllık kazancı 30 bin doların altında kalanlarda yüzde 60'ı bulurken, yıllık kazancı 75 bin dolardan fazla olanlar arasında yüzde 37'de kalıyor.

Ama kabul etmek gerekir ki, yüzde 37 de çok ciddi bir rakam. Bu rakamlara bakarak ABD'nin suçluluk kompleksi içinde kıvranan bir ülke haline gelmekte olduğunu söyleyebiliriz. Aylık geliri 6 bin dolardan yüksek olan her yüz kişiden 37'sinin gayrı ahlaki bir süreç sonucu zenginleştiğini düşünmesinin başka ne izahı olabilir ki!

Aslında aynı soru Türkiye'de sorulsa cevabın benzer çıkacağından eminim. Özellikle de son günlerde birbiri peşisıra yayınlanan gelir dağılımı istatistiklerinden ve bu istatistiklerle birlikte, "Öteki Türkiye"nin aniden ve yeniden keşfedilişinden sonra...

***

Önce hemen belirteyim ki, dünyada açlık sınırında yaşayan insanların varlığından üzüntü duymak, onlara acımak ve onlar için birşeyler yapmayı istemek başkadır, bazı insanlar açlık sınırında yaşarken zenginin daha zengin olmasını "gayrı ahlaki" bir durum olarak görmek başka...

Birincisinde zengin dünyanın yoksul dünyaya el uzatmasını suçlarının bir diyeti olarak görürsünüz, ikincisinde ise insani değerlere sahip oluşunun bir sonucu olarak... Birincisinde zenginin (yani suçlunun) yoksula (yani kurbana) el uzatmasını zorunlu kılacak mekanizmalara yönelirsiniz; ikincisinde gönüllülüğü esas alırsınız.

Unutmayalım ki eşit olmayan gelişme, kapitalizmin içinde taa başından beri vardır. Gelir dağılımı tablolarındaki eşitsizlik de öyle. Bu tablolarda ortaya çıkan farkın birkaç puan büyümesi işin özünü değiştirmez. Eğer bu ahlak dışı ise insanlık yüzlerce yıldır ahlaksız bir düzen içinde yaşıyor demektir. O zaman, kapitalist kârı hırsızlık olarak gören arkaik düşünceye geri dönmüş oluruz.

Eğer bunu yapmayacaksak kabul etmek zorundayız ki, ekonomik süreçlere ekonomi dışı zorbalıklarla müdahale edilmedikçe bu süreçlerin sonunda ortaya çıkan tabloları "ahlaklı" ya da "ahlaksız" olarak nitelendirmek, bu sonuçların "suçlular"ından ya da "kurbanlar"ından sözetmek ekonominin mantığıyla çelişir. Ve ekonominin içine ahlakı zorla tepiştirmeye kalktınız mı da, ortaya çıkan şey zora dayandığı için açıkça ahlak dışı olan komuta ekonomisidir.

"Öteki Türkiye"nin son kâşiflerinden Serdar Turgut pazartesi günkü yazısında "nüfusun yüzde 85'ini oluşturan yoksul kesimin yaşama, geleceğini kurma ve birey olarak mutlu olma hakkı"ndan sözediyor. Üstelik de bu hakkı savunmanın gazetecinin görevi olduğunu ekliyor. "Gazetecinin görevi" konusundaki bu yeni tanımı bir an için bir tarafa bıraksak bile geriye kalan ifade yeteri kadar vahim: "Yaşamak, geleceğini kurmak ve birey olarak mutlu olmak" gibi bireyin kendi sorumluluğunda olan şeyleri "hak" olarak adlandırıp (bu arada hak kavramını da yozlaştırarak) bireysel sorumluluk konusu olmaktan çıkarmak ve bütün bunlardan toplumu sorumlu kılmak, kollektivizmin bütün kaba sabalığıyla hortlatılması değilse nedir...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır