kapat

18.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
RUHAT MENGİ(rmengi@sabah.com.tr )


Hanımevladı ülkücü...

MHP'li Başbakanlık Başdanışmanı, mimar Ahmet Vefik Alp Türk bilimadamlarının depremi önceden haber veren bir alet geliştirdiklerini açıkladı. Kendisi de cihazı bizzat inceleyerek olumlu bir rapor vermiş ve hükümetin para yardımı yaparak bu çalışmayı desteklemesi gerektiğini bildirmiş. Bunun üzerine başbakan kademeli olarak "birkaç milyon dolar" vermeye karar vermiş.

Ahmet Vefik Alp'in Başbakanlık Başdanışmanı olarak, Türkiye'de üzerinde çalışılan önemli bir buluştan başbakanı ve bakanları haberdar etmesi güzel.. Böyle bir cihazın Türk profesörler tarafından geliştirilmesi gurur verici. Ama Milliyet Gazetesi'ndeki röportaja şöyle bir bakınca akla başka sorularda geliyor;

Madem ki böylesi önemli bir buluş sözkonusu, açıklamayı da neden cihazı yapan mücitler, profesörler kendileri yapmıyorlar? Bir sürü profesörün uzun emekler sonucu ortaya çıkardıkları deprem aleti neden Ahmet Vefik Alp'in şahsi reklamıyla sunuluyor?

Böyle bir cihaz için verilecek milyonlarca dolardan söz ederken neden Ahmet Vefik Alp'in hanımevladı ülkücülüğü gündeme geliyor? Bilimle siyasetin bilmediğimiz bir ilgisi mi var?

Kolejli, üniversiteli, profesör, ekonomiye kimsenin düşünemeyeceği çözümler getirecek modern bir siyasetçi reklamlarına Tansu Çiller'in siyasetin tepesine, tepeden inme geliverdiği günlerden aşina olduğumuz ve kimsenin düşünemediği metodlarla aptal yerine konmuş olma kompleksimizden bir türlü kurtulamadığımız için bu lüzumsuz sorular aklımıza geliyor, kusura bakmasınlar.

Belki de bilim üzerine eğitim almış olduğundan, böyle bir durum beni daha rahatsız ediyor.

Eğer ortada bir buluş varsa, bunu yapan bilimadamları deneylerini yapar ve sonucu bir basın toplantısıyla duyururlar. Veya, hükümetin destek vermesi uygun görülmüşse bunu da Başbakan veya konuyla ilgili hükümet üyesi açıklar. Bunun yöntemi herhalde "ben ülkücüyüm, Türkeş beni belediye başkan adayı yapmıştı. Şimdi de bu buluşu açıklıyorum" diyen bir danışman açıklaması değildir.

Bu tür garipliklere göz yumulduğu takdirde sonunda MHP'li sağlık bakanının memleketi bir çiftlik, milleti de çiftliğinin personeli görmesine şaşmamak gerekir.

Ali Kırca'ya geçmiş olsun!
Başarılı gazeteci, televizyoncu, değerli meslektaşım Ali Kırca'nın geçirdiği çok ciddi kazayı hafif atlatması hepimizi sevindirdi. Haberlerde onun insanın içine ferahlık veren sunumuna, güleryüzüne öyle alışmışız ki eksikliği fazlasıyla hissediliyor.

Bununla birlikte ben ondan fazla uzak kalacağımızı hiç sanmıyorum, yakında bu duruma da bir çözüm bulacak, belki de kameraları yatağının başucuna getirterek "atv haberler"i oradan sunacaktır.

Ondan bir ricam var; asansör boşluğuna düşme kazaları bizde çok oluyor. Lütfen bunun önlenmesi için yapılması gerekenleri de ilk programında göstersin. Belki bundan sonrası için bir yararı olur.

Sevgili Ali Kırca'ya yüzlerce kilometre uzaktan geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum.

Çalışkan bir bakan!
Orman Bakanlığı 23 Haziran-30 Eylül arasında uygulanacak önlemleri açıklamış ve hemen uygulamaya geçilmiş. Son derece gerekli olan bu yasaklar arasında mangal, anız ve bitki örtüsü yakmak da var. Israrla mangal yakmak isteyenler, ilk günden itibaren jandarma tarafından engellenmiş. Bakan Nami Çağan da halka "dumansız piknik" çağrısı yapmış.

Bu önlemlerin acilen alınması ve tavizsiz uygulanması konusunda yapılan uyarıları değerlendiren ve önlemleri hemen uygulatan Orman Bakanı'mızı kutluyorum.

Orman Bakanı geriye sadece kundakçılar kaldı, onlardan da birkaçını yakalatıp cezasını verirlerse elimizde kalan az miktardaki ormanımızı kurtarabiliriz belki.

Bodrum'da küçük trafik canavarı
13 Temmuz Perşembe akşamı, saat 22 sıralarında Bodrum'da Gümbet'ten Yalıkavak istikametine gidiyoruz. Arabalar, taksiler karanlık ve çokta düzgün olmayan yollarda son sürat uçmaktalar. Birara gözüm yandaki siyah arabanın direksiyonundaki kalabalığa takıldı. Evet doğru okudunuz, direksiyonda bir kalabalık vardı.

Sürücü kucağına küçük bir kız çocuğunu oturtmuş, içinde en az beş kişi olan bir arabayı çocuğa kullandırmaktaydı. Hem aracın içindekiler, hem kucağındaki -muhtemelen kendi kızı- çocuk, hem de karşıdan gelenler için yarattığı tehlikeyi düşünmeden..

İşte aradığımız trafik canavarlarından biri dedim. Üstelik sorumluluk taşımayacak bir canavar daha yetiştiriyor.

34 VL 9388 plâkalı aracın sürücüsünü trafik derhal yakalamalı ve ehliyetini almalı. Hem de bir daha kullanmasına izin vermemek üzere.

"Bodrum'da iyi trafik kontrolü yapılıyor" deniyor ama gençlerin -belki de içkili olarak- cirit attığı semtler arasında ben kaç gündür tek polis aracına, tek bir kontrole rastlamadım.

Trafik polisleri de tatilde mi dersiniz?

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır