kapat

18.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CAN ATAKLI(ataklic@sabah.com.tr )


Ara seçim beklentisi

Herkesin aklı fikri ara seçimde, Fazilet kapatılır ve en az 22 kişinin milletvekiliği düşerse, ara seçime gitmek zorunlu olacak. Bu da Türkiye genelinde en büyük kamuoyu araştırması niteliğinde. Çıkacak sonuç yeni pazarlıklara neden olacak

Ara seçim düşüncesini önce MHP akla düşürdü. Ardından ANAP'lılar ara seçim hesapları düşünmeye başladı. Sonra Tansu Çiller "ara seçim olabilir" dedi. Bunun üstüne bir de "Sonbahar söylentileri" dolaşmaya başladı.

Sanki ciddi bir hesaplaşmaya doğru gidiliyor.

Bu laflar niye çıkıyor?

Çünkü sonbaharda Anayasa Mahkemesi, büyük bir olasılıkla Fazilet Partisi'ni kapatacak. Ancak kimse Fazilet'in kapatılmasını merak etmiyor, asıl merak edilen, kapatma kararı ile birlikte "kaç kişinin milletvekilliğinin düşeceği" konusu.

22 Faziletli'nin milletvekilliği düşerse, Meclis'deki 6 boş sandalye ile boş sayısı 28'e çıkacak. Bu da ara seçim için yeterli sayı demek.

Anayasa'nın 78'inci maddesi diyor ki "Boşalan üyeliklerin sayısı, üye tamsayısının yüzde beşini bulduğu hallerde, ara seçimlerin üç ay içinde yapılmasına karar verilir."

Bu maddeden anladığım, yüzde 5'lik bir boşalmada ara seçim yapılması şart, yani Meclis istese de "Ara seçim yapmıyoruz" diyemiyor.

Şimdi konuya dönelim. Anayasa Mahkemesi Fazilet Partisi'ni kapatır ve milletvekillerini düşüşürse, önümüzdeki yıl içinde ara seçime gidilmesi gerekecek. Çünkü Fazilet'li milletvekillerinin düşmesi halinde Anayasa emri olan "yüzde beşlik boşalma" gerçekleşmiş olacak.

Tabii Yüce Mahkeme partiyi kapatır, ama düşürülecek milletvekili sayısını düşük tutar, yani boşalan üye sayısı yüzde 5'i bulmaz, o zaman başka, ancak yaygın inanış bir kapatma kararı halinde çok sayıda milletvekilinin de düşeceği yolunda.

Bu durum bütün siyasi partileri heyecanlandırıyor. Faziletli milletvekillerinin tümünün düşmesi halinde yapılacak bir ara seçimle, aşağı yukarı tüm Türkiye'de seçime gidilecek. Yani bir tür "en büyük kamuoyu araştırması" yapılmış olacak. Böylelikle her parti gücünü bir kez daha sınama imkanı bulacak. Ayrıca Fazilet'in milletvekilleri paylaşılacağı için Meclis aritmetiği de değişecek. İktidar muhalefet dengesi farklı hale gelecek.

Partiler "bugünkü güçlerini" gösterecekleri için, ister muhalefeti de katarak, ister koalisyonun kendi içinde, yeni hükümet formülleri gündeme gelecektir.

Yüzde 10 barajı ara seçimde var
Fazilet Partisi kapatılır ve tüm üyelerinin milletvekilliği düşürülürse, 60'ın üzerinde ilde ara seçim yapılacak. Bu da aşağı yukarı tüm Türkiye demek. Çünkü Fazilet'in bütün büyük merkezlerden çıkardığı milletvekilleri var. Fazilet bazı küçük illerden hiç milletvekili çıkaramadı, bu da Türkiye genelini etkilemez.

Ara seçimlerde de yüzde 10 barajı olup olmadığını merak ettim. Yasaya göre baraj ara seçimde de var. Bu durumda ara seçim yapılan yerlerdeki oylar toplanıyor, bunun yüzde 10'unu alamayan partiler, herhangi bir bölgede yüzde 50'nin üzerinde de oy almış olsa milletvekili çıkaramıyor.

Özetle, diğer partiler üzerindeki "Güneydoğu'da HADEP endişesi" kendiliğinden ortadan kalkıyor.

Dünya piyasaları Türkiye'nin beşyıl sonrasını merak ediyor
Şu sıralarda bazı büyük dünya finans devleri Türkiye'de derin araştırmalar yapıyorlar. Daha doğrusu istihbarat çalışması içindeler. Merakları "Önümüzdeki beş yıl içinde Türkiye'de nasıl bir siyasi değişim yaşanır?" Sebebi basit. Türkiye'nin önde gelen büyük kuruluşları, yapacakları yatırımlar için dünya piyasalarından kredi arıyorlar. Türkiye'ye para verebilecek dev finans kuruluşları da "paralarının bir gün yanmaması için" sıkı bir araştırma yaptırıyor. Tabii bunun için öncelikle Türkiye hakkında doğru bilgiler verebilecek kuruluşlara başvuruluyor. Bu kuruluşlardan birinin yöneticisi ile konuştum. "Sıkıntılı bir durum" dedi. "Neden?" diye sorunca "Çünkü ekonomik rakamlardan çok siyasi gelişmelerle ilgili bilgi istiyorlar" karşılığını verdi. Ekonomi uzmanı yönetici Türkiye ekonomisi ile ilgili rakamları, gelişmeleri, yatırımları ve bunların sağlayacağı artıları çok rahat rapor haline getirebildiklerini, buna göre Türkiye'nin çok cazip bir yatırım ülkesi olduğunun göründüğünü, buna karşın 5 yıllık siyasi haritayı belirlemenin çok zor olduğunu söyledi. Biz burada "istikrarı koruyalım" diye çırpınıyoruz ama, dışarıdan bakınca istikrar görüntüsü pek net görünmüyor galiba ki, adamlar bir türlü karar veremiyor.

* Tansu Çiller "Kapımız herkese açık" diyor, kapı açık olunca herkes gelir mi?

* Çiller "Gelin" çağrısı yaptığı isimleri hiç aradı mı?

* Kimseyi aramayıp da "Gelin" demek bir çözüm mü?

* Kapı herkese açık olunca istenmeyen kişiler de gelirse ne olacak?

* Kapı açık da içerde olanlar tatminkâr mı?

* Eskiden "gidin" derken akıllar neredeydi?

Kim ne yapar?

Ara seçim, hele bütün Türkiye'de yapılıması, partileri heyecanlandırıyor ama, seçim bu hiç belli olmaz. Şu anda, doğal olarak her parti durumunun 18 Nisan 1999'a göre daha iyi olduğunu savunuyor.

FAZİLET: Ara seçime kadar yeni bir parti kurmaları için zaman kalmıyor. Ara seçimde Fazilet ya da benzeri olmayacak.

DSP: Kamuoyu araştırmaları DSP'nin bir yükseliş içinde olmadığını gösteriyor. Taraflı anketlerde bile DSP stabil.

MHP: Merkez sağın lideri olmak istiyor, oylarının son seçime göre çok arttığını ileri sürüyor. Kapatılan Fazilet'ten ciddi bir oy sağlaması muhtemel.

ANAP: Durumu karışık. Kimine göre barajın altında, kimine göre oyları yükseldi. ANAP seçim isteyebilir ama parti yönetimi sıkıntılı anlar yaşar.

DYP: Muhalefette olmanın avantajıyla oy kazandığını tahmin ediyor. Seçimde başarılı olamasa da kaybedeceği fazla bir şey yok. Bu nedenle Çiller ara seçime çok istekli olabilir.

CHP: Ara seçimi en heyecanla bekleyen parti. Meclis dışında kaldığı için aranılır olduğuna ve oylarını çok yükselttiğine inanıyor. Ara seçimi hatta bir erken seçimi gözü kapalı ister.

HADEP: Fazilet'tin kapatılmasına tepki duyacak çevrelerin oylarını almayı planlıyor. Yüzde 10 barajı yüzünden Güneydoğu'da "bağımsız aday" formülünü benimseyebilir.

Olasılıklar
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Fazilet Partisi'nin kapatılması için açtığı davada, Fazilet Partili tüm milletvekillerinin sorumlu tutulmasını ve milletvekilliklerinin düşürülmesini talep etmişti.

Ancak Anayasa Mahkemesi, eğer kapatma kararı verirse, düşürülecek milletvekillerini belirleyebilir.

Neler olabilir?

Mahkeme, savcılığın talebinde olduğu gibi tüm Fazilet milletvekillerini düşürür. Fazilet'in 108 milletvekili var, bu durumda ara seçim yapılır.

Mahkeme Fazilet'in Genel Başkan ve Başkanlık Divanı üyelerinin milletvekilliğini düşürür, bu sayı 50. Yine ara seçim yapılır.

Mahkeme sadece Genel Başkan ve Grup yönetimine ceza verir, bu sayı 14, 6 milletvekilliği de boş, buna rağmen ara seçim olmaz.

Mahkeme Genel Başkan ve Başkanlık Divanı'nı düşürür, bu sayı 13. O zaman yine ara seçim olmaz.

Milletvekili uçakta cep telefonu

kullanabilir mi?

DSP İstanbul milletvekili Erol Al, Kemal Sunal'ın öldüğü uçaktaydı. Erol Al'ın uçakta cep telefonu ile konuştuğu, uyarılara rağmen hostesleri azarladığı ileri sürülmüş, iddialar gazetelerde de yayınlanmıştı. Bu haberler üzerine çok tepki alan Erol Al'la konuştum. Ortaya farklı bir manzara çıktı.

* Uçakta cep telefonu ile konuşulur mu?

- Hayır konuşulmaz.

* Milletvekili olsa bile mi?

- Milletvekili olması ne farkeder?

* Ama siz konuştunuz?

- Hayır konuşmadım.

* İddialara bir cevap vermediniz.

- Verdim, çok küçük yayınlandı, dikkatten kaçtı, ama ben çok tepki gördüm, derdimi de anlatamadım.

* Telefonunuz kapalı mıydı?

- Evet saat 06.55'de kapattım.

* Nasıl bu kadar eminsiniz?

- Çünkü uçağa gidin çağrısı yapılmıştı. Telefonumu kapattım ve sırt çantama koydum.

* Bir daha açmadınız mı?

- Açtım.

* Ne zaman?

- Kemal Bey'i götürmüşlerdi, uçakta bekliyorduk.

* Uçak yerdeyse bile telefon açılmaz ki.

- Ben de uçakta açmadım zaten.

* Nerede açtınız?

- Kapı açıktı, telsizli bir görevli vardı, telefonu kullanabilir miyim, diye sordum.

* Ne cevap verdi?

- Evet konuşabilirsiniz ama kapının dışına çıkın cevabını verdi.

* Siz de çıkıp telefon ettiniz?

- Hayır, yolcular tedirgin olabilir diye merdivenlerden aşağı indim, apronda konuştum.

* Kiminle konuştunuz?

- Anadolu Ajansı Bölge Müdürü ile, sadece 10 saniye sürdü.

* Sonra telefonunuz çalmış.

- Hayır, aprondayken telefonumu kapatıp uçağa bindim.

* Yani sizi arayan olmadı mı?

- Hayır olmadı, bu nedenle Türkcell'den o sabahki telefon kayıtlarını bile aldım.

* Uçakta anons da mı yapılmadı?

- Yapıldı, ama ben rica ettim.

* Neden?

- Çünkü uçağa tekrar bindiğimde bazı yolcular telefonla konuşuyordu.

* Siz de anons yaptırdınız?

- Evet, hosteslerden rica ettim, çünkü bu konuda çok duyarlı bir insanım.

* Pek bir de oksijen tüpü konusu var?

- Evet o da yanlış aksetti.

* Nasıl yanlış?

- Oksijen tüpleri benim oturduğum yerin üstündeydi, birincisini aldılar açamadılar.

* Siz bu konuda uzman mısınız?

- Hayır ama açılmadığını gördüm, sonra ikincisini indirdiler, o açıldı. Ben sadece bu durumu söyledim.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır