kapat

18.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
İslami rönesans şart
Tüm İslam ülkelerinden reformistler ağız birliği etmişçesine İslam'ın yeniden yorumlanması gerektiği görüşünde birleşiyor

İbrahim Yazdi
(İran'da Bazergan Hükümeti'nin Dışişleri Bakanlığını yaptı)

İslam tarihinin başından beri, dini metinler yorumlanmıştır. Hz. Muhammed'in yakınları bile farklı yorumlar getiriyordu. Bunu demekle kast ettiğim, fikir ayrılığının İslam için bir yenilik olmadığı. Her yüzyılda bir, Müslümanlar arasında bir reformcu çıkmıştır. Dini metinlerin kendisinden ziyade, bu metinleri algılayışımızda değişim olarak görebiliriz bunu. Din konusunda da anlayışımızı zaman ve mekana göre yenilememiz şarttır. Tabii yorumların Kuran ile çelişmemesi gerekiyor. Biz Müslüman entelektüeller olarak, Kutsal Kitapta yer alan değerlerin vücut bulacağı elbiseyi dikmeye çalışıyoruz.

Effat El Şarkavi
(Kahire Eyn Şems Üniv. İslam uzmanı)

MAALESEF Müslümanlar İslam'ı hep yanlış yorumladılar. İslami öğreti kurallar yerine genel fikirler içerir. İslami metinlerde herhangi bir idare şeklini dikte edecek bir unsur yoktur. Siyaseti din işlerinden ayırmak gerekiyor. Din kişiseldir. İslam öğretisi ile çelişmediği takdirde, teknolojik ilerlemelere açık olmamız gerekir.

İslam içersindeki kuralların birçoğunun esası yoktur. Örneğin dört kadınla evlenmeye izin verilmesi kendine özgü tarihsel koşullar içersinde meydana gelmiştir. Bundan sonraki yıllarda 'İslami Rönesans' olacak. Kuran'ın yorumlanması sürecinde, tarihsel koşullar nedeniyle dogma haline gelmiş bazı unsurlardan İslam'ı temizlemeliyiz. Tutsaklıktan kurtulalım

Abdülkerim Suruş
(Tahran Üniv. Din Felsefesi Prof.)

İslam yeniden yorumlanarak demokrasi ile uyumlu hale getirilebilir. Demokrasilerde iki nokta önem taşır; birincisi çoğulculuk, ikincisi insan haklarıdır. Dolayısıyla İslam'ı çoğulcu bir şekilde yorumlamak, ve din dışı bir konu olan insan haklarını algılayışımıza eklemek gerekiyor. Ancak reform için, İslam'ın resmi yorumunun reddedilmesi şart. Çünkü hiçbir yorumun siyasi güç ile bağdaşmayacağını düşünüyorum. Eğer İslama çoğulculuk prensibi, ve insan hakları gözlüklerinden bakarsak istenilen noktaya varabiliriz. Artık devrimci bir teoriye değil, reformist bir yaklaşıma ihtiyacımız var. Çünkü devrimci teoriler yetersiz kalıyor.

İslam ülkelerinin yapması gereken, ilk önce geri kalmış olduğumuzu kabul ve idrak etmek. Dini aydınlara düşen görev İslam'ı tutsaklığından kurtarmak.

Volga ÇAĞLAYANGİL


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır