kapat

15.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
iku
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
ZÜLFÜ LİVANELİ(livaneli@sabah.com.tr )


PANİK

Mitolojinin keçi ayaklı bir ilahı vardır: Pan.

Panik kelimesinin türediği bu ilah, insan aklıyla hayvan gövdesi arasında sürekli bir gel-gitin temsilcisi.

Aklımız bizi ne kadar rasyonel olmaya çağırsa da bazen elle tutulmaz gözle görülmez korkuyu gövdemizde duyuyoruz.

Karnımızda, bacaklarımızda, göğsümüzde dolaşıyor korku; soğuk bir el gibi.

Yaşadığımız deprem kuşkuları da aynen böyle.

Kaç kez sokaklara döküldük, kaç kez telefonlar açtık ve gizli bilgilere ulaşmaya çalıştık hatırlamıyorum.

Yer altında kıvrılmış dev bir kobra yılanı gibi uyuyan ve uyandığında hepimizi altüst edecek olan canavarı bekliyoruz.

Ne zaman vuracak?

Büyüklüğü ne olacak?

Gündüz mü gelecek gece mi?

İşte aklımızda hep bu soru var.

***

Dün İstanbul yine deprem söylentileriyle çalkalanıyordu. "Bilmem hangi önemli siyasetçi, İstanbul'daki ailesini acele Ankara'ya aldırmış."

"Başbakanlık valilere tamim göndermiş."

"İzin kullanan doktorların tatilleri yarıda kesilmiş ve hepsi geri çağrılmışlar."

"Amerikalılar 13 Temmuz akşamından itibaren deprem beklenmesi gerektiğini söylemişler."

Bu sözler havanın kimyasına karışıyor ve rüzgârla oradan oraya uçuşuyordu.

***

Buna karşı çıkan sesler de duyuluyordu tabi:

"İstanbul'da 10 günlük bir deprem tatbikatı başladı. İnsanlar bunu deprem uyarısıyla karıştırıyorlar."

"Depremi önceden bilmenin olanağı yok."

"Amerikan Konsolosluğu'na bir uyarı gelmemiş."

***

Ne var ki bu sözler korkuları bastırmaya yetmiyor: "Peki 17 Ağustos depreminden önce Amerikan Konsolosluğu uyarılmış mıydı?" diye soruyorlar.

Herkes sokağa çıkıyor. Parklarda, bahçelerde, otomobillerde uyuma mevsimi başlıyor.

Ve Pan tanrının hediye ettiği panik duygusu, yüreklere soğuk bir yılan gibi çörekleniyor.

Hep birlikte depremi bekliyoruz.

***

Umarım bu yazı yayınlanana kadar hükümet bir açıklama yapmış olur.

Çünkü söylentiler, halkı gerçek deprem kadar olmasa bile sürekli bir diş ağrısı gibi tüketiyor.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır