Böyle bakan olmaz
Böyle başhekim olmaz
Televizyonlarda yayınlanan en büyük rezaletlerden biri yine Sağlık Bakanı Osman Durmuş'a nasip oldu. Durmuş bakan olduğu günden beri gerek sözleri gerekse tavırlarıyla sürekli skandal yaratıyor ve tepki topluyor.
Ama izlediğimiz kadarıyla Durmuş bunların hiçbirine aldırmıyor. O aldırmadığı gibi partisi de hiç aldırmıyor, çünkü Durmuş önemli bir işi başarıyor. Sağlık Bakanlığı'nı tepeden tırnağa MHP'lileştiriyor.
Durmuş'un Trabzon'da yarattığı rezalet affedilecek gibi değil. Hiçbir bakanın, hatta Cumhurbaşkanı'nın, sorumluluk verdiği, makam verdiği bir yöneticiye herkesin içinde böylesine hakaret etmeye hakkı olamaz.
Durmuş, o rezalet anından sonra "devlet ciddiyetinden" ve "Türk törelerinden" söz etti. Bu ne ciddiyetle ne de törelerle bağdaşır.
Bakan padişah değil ki, kapılarda karşılansın, ayrıca bunasıl bir egodur ki emrindeki herkesin karşısında el pençe divan durmasını bekliyor.
Tabii bu rezalette bakana yanlış bilgi verilmesinin de etkisi olabilir. Osman Durmuş bakanlık makamına oturduğu günden beri hastanelerde yöneticilik yapan ve MHP'li olmayan herkesi tek tek temizliyor. Trabzon Numune Hastanesi Başhekimi de MHP'li değil. Meğer DYP'den milletvekili adayı olmak istemiş.
Bu nedenle başhekimlikten alınmış, ama yapılan usülsüz olduğu için İdari Mahkeme Başhekimi görevine iade etmiş. Başhekim Mehmet Usta görevine döndüğü gün "geçici" görevle "Sahra Hastanesi'ne" yere atanmış. Usta bu görevi bitince tekrar hastaneye dönmüş. Bakanın hastane ziyaretinden sadece 10 dakika önce, tekrar görevden alındığını belirten talimat Usta'nın önüne konmuş.
Belli ki, yanındaki adamları Osman Durmuş'a "Başhekimi hallettik" dediler. Ama şans bu ya, Başhekim makamından çıkmadan Osman Durmuş içeri girmiş. Hiç beklemediği anda karşısında başhekimi gören Osman Durmuş da sinirlenmiş.
Devlet kimlerin elinde..
Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un ağır hakaretlerine uğrayan Trabzon Numune Hastanesi Başhekimi Mehmet Usta, olay gününü akşamı Show Tv Ana Haber bültenine çıktı.
Başhekimi ekrandan izlerken içim sızladı. Kendi kendime "İşte Türkiye'de bu yüzden hiçbir şey değişmiyor, insanlar yaptıklarının arkasında adam gibi durmayı beceremeyince, eski tas eski hamam zihniyeti hep egemen oluyor" diye geçirdim.
Mehmet Usta'nın, ekranda, nezaketsiz bir bakanın ağır hakaretlerine karşı makam odasında koyduğu tavrı sürdüreceğini sandım, ama yanıldığımı hemen anladım.
Çünkü başhekim onurunu koruyacağı yerde tam tersine bakana yağcılık, hatta yalakalık yapmaya kalkarak, onurunu kendi kendine ayaklar altına aldı.
Meğer başhekim Kuşadası'nda tatil yapıyormuş, bakanın Trabzon'a geleceğini duyunca, tatil trafiğinin olumsuzluğuna rağmen gece yarısı bulduğu bir otobüsle, aktarmalar yaparak 27 saatte Trabzon'a gelmiş. "Bir sağlık bakanını karşılamanın onurunu yaşamak için" sadece traş olup doğruca hastaneye koşmuş. Bakanı karşılayıp saygılar sunmak ve onur kazanmak için kapıya doğru gidiyormuş ki, eline görevden alındığına ilişkin faks emri tutuşturulmuş. Çok şaşırdığı için donup kalmış, o sırada atik davranıp kapıya koşamamış ve sayın! bakan içeri girivermiş, yoksa karşılamamak gibi bir şey yokmuş.
Ayıptır yahu. Yakışır mı bir başhekime böylesine boyun eğmek.
Diyebilirsiniz ki "Adam devlet memuru, bakan aleyhine nasıl konuşsun?"
Ben bakan aleyhine konuşmasını tavsiye etmiyorum ki, ama madem daha olay gecesi soluğu televizyonda alıyorsun, o zaman öğle üzeri yaptığının arkasında dur, adam gibi dur. Ya da ortadan toz ol.
Başhekim Mehmet Usta DYP'den milletvekekili olmak istemiş. Çok şükür seçilmemiş.