kapat

15.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
iku
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Patrona takısız düğün

BORÇLU TARAF
45 yıllık sanayici Halit Narin, hacizle boğuşuyor. İki tahta sandalye, bir masada oturduğunu söyleyen Narin, "5 milyon dolar için bu reva mı?" dedi

ALACAKLI TARAF
Narin'in oğlunun bu akşam yapılacak düğünü öncesinde Narin ve kızı Oya Temelli'nin üzerindeki takılara el konacaktı. Olay patlayınca vazgeçildi

Bankalarla yine başınız dertte, daha önce de konkordato ilan etmiştiniz. Neden bu tür sorunlar sizi buluyor?

Bunun iki nedeni var. Birincisi benim politik ve sosyal çalışmalarım olması diğeri de sanayi ve tekstille ilgili olan kısım. Bir sanayicinin kendi olanaklarının yanı sıra banka kaynakları olmadan üretim safhasına geçmesi mümkün değil. Türk sanayicileri de böyle yapıyor, banka kredisi kullanıyor. Ancak, her beş yılda bir yaşanan sarsıntılar var dünyada, Türkiye'de bunu politik sarsıntılar da izler. Sanayici bunları bilmez, daima yatırım ve üretim yapar. Böyle olunca da kriz daima kapımıza geliyor.

Bunun yanı sıra ben politika ve sosyal yaşamda da rol alan diğer insanlar gibi politikacıların yanlışlarını söyledim. Oysa politikacılar yanlışların dile getirilmesinden pek hoşlanmaz. Ben bunların yanı sıra bir de bankacılara yüksek sesle karşı çıktım. Yüksek faiz uygulamaları nedeniyle onlara sempatiyle bakmam. Faizi, dünya şartlarının üstünde uygulayan bankacıyı ben sevmem. Dünya ülkesi olmak istiyorsak bankacılar da buna uymak zorundalar.

Ancak, son yaşadığım olay çok yanlış. 1995-96'dan sonra Türkiye hiperenflasyon içine girdi. Enflasyonun yüksekliği ve hükümetin darboğazı nedeniyle bankacılar bu durumdan çok para kazandılar ve aşırı mağrur ve aşırı mütecaviz oldular. İyi kredi alan kuruluşlar Türk Lirası ile borçlandılar, bizler gibi dövizle çalışan kuruluşlar oldukça zor duruma düştü.

* Fabrikanızı kiraya vermiştiniz ancak geri aldınız. Borçlarınızı kiracınıza devrettiğiniz söyleniyor. Bunun hukuksal çerçevesi var mı?

Fabrikayı müşterilerimizden Yunus Atabey'e kiraladık. Fabrikanın uzun ve orta vadeli borçlarını ödemek ve ödedikçe de fabrikanın hisselerini ona devretmek üzere anlaşma imzaladık ve bankaları da bu durumdan haberdar ettik. Bu vatandaş, altı ay sonra fabrikanın içinde hiçbir şey bırakmadı işçilik ücretleri, SSK primleri, doğalgaz, elektrik borçlarını bıraktı ve borçları da ödemeden gitti. Biz bir taraftan borçlu, bir taraftan da alacaklı duruma düştük.

* Son yaşanan olay kamuoyunun yakından tanıdığı bir kişi olarak sizi nasıl etkiledi?

Sanayici, tüccar, esnaf; çalışma azmi olan ve borç alan, borcunu ödeyen kişidir. Bu kişi kadın satmaz, eroin satmaz, kara para aklamaz. Bu kişilerin kalkıp kanuna aykırı olarak üstünü aramak yanlış nitekim icra dairesi bu uygulamadan vazgeçti. Hatta Kentbank, mahkemeye yaptığı başvuruyu bile geri çekti. Ancak Kentbank, her tarafa faks çekerek bu üzücü olayı yarattı.

* Tekstil dışında başka alanlardaki yatırımlarınız bu durumdan nasıl etkilenecek ?

Otellerimiz var ancak onlar halka açık. Otellerin tümü de bana ait değil, benim hissem var. Sonuçta otellerde kendi yağlarıyla kavrulup gidiyor, borçları, çalışanları var. Ben gidince yiyip içiyorum, dinleniyorum. Benim zaten ikametgahım Marmaris.

* Sizce Türk iş adamlarının önünde bekleyen sorunlar nedir?

Krediler sanayicinin kanını emiyor, ciddi çalışan kurumları dağıttı. Kayıtdışı ekonomi arttı, kaçak işçilik yayıldı. Devletin desteği olmadan sanayi olmaz ithalat bu hızla sürerse bu ülkede sanayi kalmaz. İşsizliğin şu an ulaştığı boyutu hükümet başkanının çok iyi değerlendirmesi gerekir. Birçok insan da asgari ücretin altında çalışıyor. Ayrıca çalışanların üzerindeki vergi yükü kaldırılmalı.

'Düğün basılır mı?'
* Oğlumun evine haciz geldi. Tüm eşyalarını götürdüler. Oysa orası benim evim değil. Benim ikametgahım Marmaris'te. Şimdi' de 95 milyar istiyorlar eşyaları vermek için.

* Bu kadar iş yapmış Halit Narin, 65 yılda onbinlerce insan çalıştıran Halit Narin'in hayatı iki kelimeye bağlı bırakıldı.

* Ben artık iki tane tahta sandalye, bir tane de portatif bahçe masasında oturuyorum. Bunu herkes bilsin, ibret alsın.

* Oğlumun düğününü basacaklarmış. Orada eroin mi satılıyor, insanların en mutlu gününde bu tür şeyler yapmak çok ayıp.

* Ben Mustafa Süzer'i ve Necati Kurmel oğlumun düğününe çağırıyorum ben de onların çocuklarının düğününe giderim.

Esin GEDİK


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır