kapat

09.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
iku
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
NECATİ DOĞRU(ndogru@sabah.com.tr )


Ülkemizin umut ırmağı!

Önce bir olay haber vereceğim. Gerçek değil ama gerçekten daha gerçek! Gerçek kadar çarpıcı, vurucu, açıklayıcı, anlatıcı. İsmi lazım değil bir gazetede yine ismi gerekli değil bizim gazetecilik dünyasından bir genç arkadaşımızı ilgilendiren bir haber çıktı.

Halk çocuğu...

Babası şoför, emekçi...

Annesi, annelerimiz gibi...

Bu genç arkadaş gazetecilik okutan fakültelerden birini bitirdi. Önce İzmir'deki Yeni Asır gazetesinde çalışmaya başladı.

Sonra Sabah'a geldi.

Yeteneği vardı.

Çalışkandı.

Sabah'da pişti.

Her işte olduğu gibi gazetecilikte de yaratıcılık önemlidir. Genç arkadaş Sabah'da yaratıcılığı öğrendi. Genel yayın müdürlerinin, yazı işleri müdürlerinin dikkatini çekmeye başladı. Yine ismi gerekli değil yeni çıkan bir gazeteye yüksek maaşla transfer oldu, yazı işlerinde önemli bir görev üstlendi.

Çalışıyor...

***

Fakat yine ismi lazım değil önceki gün bir gazetenin medya sayfasında bir haber çıktı. Bu habere göre, bu genç arkadaşımıza eski köklü, 50 yıllık bir gazeteden 1.5 milyon dolar (yaklaşık 900 milyar lira) karşılığı yeni bir transfer teklifi daha geldi.

Gel diyorlardı...

50 yıllık gazeteye...

Genel Yayın Müdürü ol...

Çok ilginç bu 50 yıllık gazetede genel yayın müdürlüğü yapmış fakat şimdi sadece köşe yazısı yazan, kimisi çok başarılı tam 6 tane genel yayın müdürü var.

Bu haber gerçek mi?

Hiç araştırma gereği duymadım.

Gerçek olmasa bile...

Gerçekten daha büyük gerçek...

Halktan biri, bir şoför çocuğu 6 genel yayın müdürünün bulunduğu bir gazeteye çok genç yaşında yeni genel yayın müdürü olarak yakıştırılıyordu...

Halk çocukları da öne geçiyor.

Bu gelişmeyi nasıl açıklamalı? Türkiye'nin bir karamsar akan ırmağı var fakat bir de umut nehri... Umut nehri ile karamsar ırmak beraber akıyorlar. Şimdilik karamsar ırmak ağır basıyor ancak umut nehri önümüzdeki 20-25 yıl içinde sel olup bütün karamsarlığı önüne katarak bitirecek. Karamsarlığın suları, umut nehrinin içinde eriyecek.

Elimdeki kitap...

İşte bu umudu anlatıyor.

Kitap yeni çıktı...

Baskısı tükendi...

İkinci baskısı hazırlanıyor...

Bizim gazete Sabah'ın pazar günleri yayınlanan İşte İnsan ekinde çok beğenilen, tutulan ve farklı görüş açılarıyla olaylara bakan yazıların yazarı Faruk Türkoğlu'nun yeni kitabı: Kişisel ve Kurumsal Değişim Kültürü (Arıtan Yayınları 260 sayfa)

Bu kitap açıklıyor.

Türkiye'de bir de dipten dibe akmakta olan bir umut nehri var ve bu nehirde herkesin avuçlayarak içebileceği kadar bol su bulunuyor. Faruk Türkoğlu 20 yıldır Türkçe, İngilizce, Almanca kaynakları tarayarak dünyadaki gelişmiş, az gelişmiş toplumların, insanların, şirketlerin, kurumların atılım yapmak için kritik kütleyi aşma noktasına nasıl geldiklerini araştırıyor. Faruk Türkoğlu'nun son 20 yılın en ünlü ekonomist, pisikolg, işletmeci, düşünür, büyük şirketleri yönetmiş genel müdür, istihbarat örgütlerinin açıklanan raporlarından filitre edilmiş bilgilerle zenginleştirerek yazdığı bu kitap; Türkiye'nin yeni bir yol ayrımında oluduğunu anlatıyor.

Anlatmıyor, bizi umutlandırıyor.

***

Başarı gökten zembille inmiyor.

Büyük sıçrama için herkesin kendini geliştirmesi, her gün yeni birşey öğrenmesi, bilginin gücünü eyleme çevirmesi gerekecek. Herkes bu millet adam olmaz diyenlerin aynada kendi yetersizliklerini ve ruhsal rahatsızlıklarını gördüklerini bilip moral bozmadan umut ırmağında yerini alması kaçınılmaz oluyor.

Bu kitabı bulun okuyun...

Anneler, babalar...

Lise son sınıf öğrencileri...

Üniversiteye gidenler...

Küçük işlerini geliştirerek ayakta tutmaya çalışanlar, bütün esnaflar, kariyerlerinde yükselmek isteyenler, daha iyi bir yaşam için ne yapılması gerektiğine karar veremeyenler bence bu kitabı okumalı. Faruk Türkoğlu şöyle diyor: "Ülke yoksullaşırken şikayet kültürümüz zenginleşmiş. Söylemek yerine söylenmek, uğraşmak yerine sızlanmak, insanımıza ve kendimize güvenimizi kemirmiş. Ataleti halkı çıkarmak için binbir bahane bulmuşuz. Bu dönem artık kapanıyor. Türkiye kritik eşiğe geldi..."

Yıkanmak istiyorsanız...

Umut ırmağına girin...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır