kapat

09.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
iku
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
GÜNGÖR MENGİ(gmengi@sabah.com.tr )


İki sıcak sorun

Demokrasiye hiç bu kadar muhtaç, hiç bu kadar yakın olmadık. Çünkü büyük uzlaşmalar bizi bekliyor.

Enflasyonla mücadele programının ilk altı ayı başarılı geçti. Ama tedbirlerin yoksul yığınlarda yarattığı sıkıntılar, sosyal patlama riskleri ve yolda kalma tehlikesi doğuruyor.

Köylü, işçi, memur, emekli kaynıyor.

Enflasyon gelir savaşıdır. Böyle ortamlarda örgütlü ve güçlü olan kesimler, öbürleri aleyhine büyürler. Bizde de öyle oldu..

Borç batağında tefecilerin eline düşen devlet sonunda enflasyonla mücadeleye karar verdi. Daha ilk aşamada faizler düştüğü için Hazine 20 milyar dolar tasarruf sağladı.

Şimdi bu parayı cebine indirecekken kaybedenler yutkunuyor. Ve "eski güzel günler"in geri gelmesi için dar gelirli kitlenin iktidarı pes ettirmesi için dua ediyorlar.

Bu tuzağa kimse düşmemelidir.

İktidar, yapılan şeyin ekonomik alanda bir "ulusal kurtuluş savaşı" olduğu gerçeğini topluma anlatmanın ve katılımı sağlamanın yolunu bulmalıdır.

Bunun çaresi, Ekonomik ve Sosyal Konsey'i "Ekonominin MGK'sı" işlev ve etkinliğine yükseltmektir.

Çünkü böyle bir demokratik açılım, konseyde temsil edilen kesimleri, programın mağduru olmaktan çıkarıp hedeflenen başarının ortağı katına çıkaracaktır.

İkna ve uzlaşma zemini de, bazı haksızlıkları doğmadan önleme fırsatı tanıyacaktır.

Meclis tatilde ama Türkiye'yi 75 yaşındaki bir eski başbakanı hapse atmaya hazırlanan "özürlü demokrasi" görüntüsünden kurtarmak için yapılması gereken işler var..

312. madde Ekim'i bekleyemez.
"Halkı ırk ve din farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik" suçlarına karşı toplumu ve rejimi koruma amacına zarar vermeden Erbakan'ı hapisten nasıl kurtarabiliriz?

Partiler bu sorunun cevabını arayacak ortak bir çalışmayı hemen başlatmalıdır.

Demokrasi, toplumun huzur ve refahı için ödenmesi kaçınılmaz bedelleri en ehven hale getirecek katılım, diyalog ve uzlaşmaları yaratmak değil mi?

YÖK yanlış yaptı
Dokuz Eylül Üniversitesi 19 Haziran'da altı rektör adayını belirlemişti.

Prof. Alıcı'ya 449, Prof. İdiman'a 389, Prof. Sarıalioğlu'na 142 ve aday olmayan Prof. Gökçe ve Prof. Uslu'ya birer oy çıktı.

Rektörü Cumhurbaşkanı seçecek.

Ama bu altı adayı üçe indiren YÖK'ün önerdiği isimler arasından seçecek..

YÖK Genel Kurulu önceki gün önerdiği üç isim arasına en çok oyu alan iki profesörü dahil etmedi. Bu, Cumhurbaşkanı'na "1006 oyun 144'ünü alan üç adaydan birini Rektör yapın" demektir.

Cumhurbaşkanı sadece birer oy alan adayları atamayacağına göre, 142 oylu adayı seçmeye mahkum edilmiş olmuyor mu?

Öğretim üyeleri dün Cumhurbaşkanı Sezer'i bu tertibe karşı uyaran bir bildiri yayınladı.

YÖK, tercihinin kabul edilebilir bir gerekçesini topluma açıklamak zorundadır.

Aksi halde demokratik üniversitenin önündeki en büyük engel olduğu yolundaki suçlamaları hak edecektir.

Demokrasiyi daha sandıkta yok sayan bir YÖK.. Hayır bu kabul edilemez!

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır