ALCATEL International Başkan Yardımcılığı görevine getirilen Alcatel Teletaş Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Yenel, Türkiye'nin telekom altyapısında sayılı ülkeler arasında olduğunu ancak Türk Telekom'un karar alma konusunda yaşadığı sıkıntılar nedeniyle kapasitede sorun olduğunu belirtti. Yeni telekom yasasıyla bu sorunların aşılacağını belirten Yenel ile Türkiye'de yaşanacak gelişmeleri ve özelleştirmede dikkat edilmesi gereken konuları konuştuk.
* Türkiye'nin telekomünikasyon altyapısında sıkıntısı var mı?
Altyapımız teknolojik açıdan dünyanın gelişmiş ülkeleri kategorisinde. Bunun ölçüsü ne kadar dijital olduğu ile ölçülüyor. Türkiye'de bir kaç santral dışında neredeyse yüzde yüz dijital santral var. Ancak kapasitede sıkıntı sözkonusu. Türkiye'de altyapı tekel olarak Türk Telekom'a verilmiş. Bu kurumun serbestçe yatırım kararı alabilmesi çok önemli. Bu seneye kadar tüm yatırımları Türkiye'nin genel bütçesi içinde belirleniyordu. Telekom yasasıyla artık kararlarını kendi alacağı için kapasite sorunlarını hızla aşacaktır.
* Türk Telekom'un özelleştirilmesi nasıl bir etki yaratacak?
En çok dikkat edilmesi gereken nokta özelleştirme ile liberalleşmenin paralel yürütülmesi. Türkiye'de özelleştirme çok konuşuluyor ancak hizmetlerin serbestçe tüm kurumlar tarafından verilebilmesi konusu fazla konuşulmuyor. Özel tekel devam edebilir. Bir başka önemli konu Türk Telekom'un özelleştirilmesinde yurt dışına açılma serbestliğinin kısıtlanmaması.
* Özel tekel konusu nasıl aşılabilir?
Avrupa'da olduğu gibi herhangi bir kısıtlama olmadan şirketlerin hizmetlerde yatırım ya pabilmesinin önü açılmalı. İşte o zaman gerçek rekabet başlayacak.
* Hizmetler bu yıl libere olur mu?
Üst Kurul'un kararı bu. Türkiye'de GSM ve internet servis sağlayıcıları kısmen libere edildi. Çünkü GSM hâlâ altyapıyı Türk Telekom'dan almak zorunda.
* Türkiye'nin 3 yıllık vizyonunu nasıl çizersiniz?
Müthiş bir talep ve hareketlilik geliyor. Birincisi kullanıcı tarafından geliyor. İkincisi yasalar tekelciliğin dışına çıkıyor. Üçüncüsü ise arz. Türkiye arz tarafında şanslı gözüküyor. Telekomünikasyon teknolojileri açısından bölgesindeki ülkelerden çok ileride. Operatör şirketlerimiz, eğitimli insan gücümüz var. Bu avantajlar sadece Tükiye için değil çevresi için de geçerli.
* Türkiye telekomünikasyonda yaşanan gelişmelerin neresinde?
1980'li yılların başında büyük bir hamle yapıldı. Çok küçük bir haberleşme yoğunluğu yüzde 25'lere getirildi. Yani her 100 kişinin 25'inin telekomünikasyon bazında bağlantısı var. Tabii telekomünikasyon altyapısının gelişmesi ile ekonomisinin altyapısı da sağlanmış oldu. Haberleşme altyapısı olmaksızın ekonominin ve endüstrinin gelişmesi sözkonusu olamaz bugün. Bu artık geride kaldı. Yeni şekliyle telekomünikasyon endüstrinin lokomotifi haline geldi. Artık buradaki olaylar endüstriyi sürükler oldu. Türkiye Avrupa'nın ve dünyanın en çok sayısallaşmış altyapısına sahip ülkelerinden biri. 1980'lerde başladı ve en modern teknolojiyi oturttu. Türkiye teknolojiye sahip ancak uzun zamandır ISDN hizmetlerini getirmekte tereddüt etti.
* Bu teknoloji Türkiye için yeterli mi?
Şu anki altyapıyı ve santralleri, hızlı şekilde internete hizmet verecek sayısal şebekeye dönüştürmek şart. Türk Telekom şu anda internet için TTNet'i kullanıyor. Ancak talep edilen internet bağlantısı ihtiyacı sağlanamıyor. Ses iletişimi için kurulan santralleri değerlendirerek, ufak eklemelerle bunu yapmak mümkün. Böylece Türk Telekom'un değeri artacaktır. GSM konusunda ise benim beklentim 5-10 yıl içinde yüzde 50'lik yoğunluğa gelmesidir. Sabit hatlarda ise yüzde 35'lere çıkacaktır.
* Türk Telekom'un özelleştirilmesi bu hızı nasıl etkileyecek?
Herkesin beklediği dinamizmin artması, karar verme süreçlerinin kısalması. Hızlanmayla gerçek rekabet ortamı oluşacak. Bugün GSM ile Türk Telekom arasında bir rekabet var ama çok sınırlı.
* Siemens Türk Telekom'un özelleştirilmesi ile ilgileniyor mu?
İlgileniyoruz ancak işletmeci olarak şu anda ilgi sözkonusu değil. Tabii zaman ne gösterir bilinmez.
Özlem AKSOY