Karamsar kaldık
Türkiye bu kez sıcaktan kavruluyor. Klimasız bir mekanda yazımızla cebelleşiyoruz. Sabah erken kalkıp hava ısınmadan yazma projesini de gerçekleştiremedik.
Canım başka şeylere de sıkkın. Enflasyonla mücadele programı devreye girince destek verdik. Enflasyon düşer, ekonomi büyür dedik. Adımız iyimsere çıktı. İyimser sözcüğünde ince bir alay da seziliyordu.
Cuma günü 2000 yılı ilk çeyrek milli gelir sayıları, Pazartesi ise Haziran ayı enflasyonu yayınlandı. İkisi de benim tahminlerimden daha iyi çıktı. Bu sayılar beni de karamsarlar kategorisine sokuyor.
Ne oldu? Hani iyimserdik? Aslında karamsarmışız da haberimiz yokmuş.
BÜYÜME
Milli gelir tahminlerimi Aralık'ta revizyona tabi tuttum. İlk çeyrek için beklentilerim şöyle idi: Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) ve Gayri Safi Milli Hasılada (GSMH) sırası ile yüzde 4.6 ve yüzde 5 büyüme.
İki kavramı tekrar hatırlatalım. GSYİH ülke içinde yaratılan katma değeri ölçüyor. Buna dış alemden faktör gelirlerini ekleyince GSMH'yı buluyoruz.
Gerçekleşen sayılar çok ilginç. İç üretimde büyüme hızı benim tahminimden bir puan daha yüksek, yüzde 5.6 çıktı. 1999'da yüzde 9.1 küçülme vardı. Demek ki geçen yıl kaybettiğimiz üretimin yüzde 60'ını bu yıl telafi etmişiz.
Milli hasıla ise yüzde 4.2 büyümüş. Geçen yıl yüzde 8.7 azalmıştı. Toparlanma yarı yarıya. Ancak ilginç olan başka bir husus var. 1999'da dış alem faktör gelirleri pozitif. Bu yıl ise negatife dönüştü.
Neden? Büyük ölçüde 1999'un kötü bir turizm yılı olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Bir yılın turizm gelirleri diğer yılın ilk çeyreğine de sarkıyor. 1998 sezonu iyi geçmişti. 1999 ise çok kötü geçti.
Cari işlemler dengesinde yılın ilk üç ayında görülen bozulmanın da esas nedenlerinden birinin bu olduğunu daha önce yazmıştım. Cari denge ve milli gelir sayıları birbirini tamamlıyor.
Bu sayıların anlamı ne? Yıl sonu için büyümeyi yüzde 6'nın az üstünde tahmin etmiştik. Bu ay içinde bir revizyon yapacağız. Ancak, ilk çeyreğe bakınca, yüzde 6 gerçekçi bir sayı duruyor.
ENFLASYON
Ya enflasyon? Haziran ayı içinde yazdığım iyimser senaryoda TEFE ve TÜFE için sırası ile yüzde 0.4 ve 1.5 öngörmüştüm. Fiili sayılar yüzde 0.3 ve 0.7 çıktı. TEFE'de yanılgım az ama gene de benim tahminim daha yüksek. TÜFE'de ise benim iyimser dediğim senaryo epey karamsar kalmış.
İlk altı ayın sonuçları enflasyonla mücadelenin kesinlikle başarılı olduğuna işaret ediyor. Zaten bir tereddütümüz yoktu. Kur çapası diğer yüksek enflasyon örneklerinde olduğu gibi Türkiye'de de çalışıyor.
Her iki endeksin yılı yüzde 30 civarında bitireceğini tahmin ediyoruz. Daha mevsimlik etkiden temizlenmiş enflasyon sayılarının analizini yapmadık. Bu sıcakta kolay değil.
Hissiyatımız, TEFE'nin yıl sonunda yüzde 30'un birkaç puan altına ineceği. Örneğin yüzde 27 diyelim. TÜFE ise yüzde 30'un az üstünde kalır. Ona da yüzde 32 diyelim.
Özetle şunu söyleyelim. Bizim için 2000 yılında iki hedefin hayati önemi vardı. Öncelik ekonominin canlanmasında ve enflasyonun düşmesinde idi. İlk altı ayın sonunda her ikisinden olumlu işaretler gelmesi sevindiricidir.