Ne aksilik...
Öyle bir güvensizlik ortamı doğmuş ki, artık yargı kararı'na bile siyasi karar diyebiliyorsunuz.
Ayrıca çifte standart, tıkır tıkır işliyor. Eşber Yağmurdereli için gösterilen aydın hassasiyeti, meselâ Hasan Celal Güzel'e gösterilmiyor.
Erbakan'ın mahkmiyetini oh olsun diye karşılayan demokratlar var.
Tıpkı darbeler gibi:
- Sana yapılırsa iyi, bana yapılırsa kötü.
*
Mahkeme kararını -elbet- saygıyla karşıladığını söyleyen Ecevit, ayrıca "Erbakan'ın cezaevine girişinden asla mutluluk duymayacağını" da vurgulamak ihtiyacını hissediyor.
Eminiz ki mutluluk duymayacaktır.
Ben de duymayacağım.
Ama mahkemeler, birileri mutluluk duysun veya mutsuzluk duysun diye karar vermezler. Sadece kitaba bakıp gereğini düşünürler.
Burada mühim olan, kitaplar köhne mi, değil mi?..
Değişsin mi, değişmesin mi?
*
Biz, idam cezası'nı bile tartışmayı beceremedik. Beceremiyoruz.
Meseleyi getirip Apo'ya dayıyoruz.
Apo, bir sebep midir, yoksa bir sonuç mudur?
Durup düşünüyoruz.
a) İdam kalkarsa Apo kurtulur.
b) Apo kurtulsun diye idam kalkar.
Buraya saplanıp kalırsak, AB yolundaki demokrasi paketini dejenere ederiz.
Mesele Apo değil.
Mesele "idam kalksın mı, kalkmasın mı?"
Ama biz Apo'ya endekslendiğimiz için, siyasi partilerimizi köşeye sıkıştırmaktayız.
Problemi yine kendimiz yarattık.
*
Konuyu dağıtmayalım.
Erbakan meselesine dönelim.
Meclisteki aklamalar ve karalamalar için siyasi karar demek çok kolaydı, ama yargı kararı bile sizde siyasi karar şüphesi doğurabiliyorsa, -doğurmasa da bunu telaffuz ettirebiliyorsa- Türkiye'de büyük bir güvensizlik ortamı var demektir ki, bence Avrupa Birliği'ne girip girmemekten daha mühim.
"Kürt'üm / daha doğruyum / daha çalışkanım" gibi bir hiciv, yahut Tayyip Erdoğan'ın okuduğu bir şiir, durup dururken "yüce yargı"nın da başına dert açıyor... Suçu bulup, arayıp çıkarmak, maddeyi tefsir etmek, vallahi kanunu yazmaktan daha zor... Hakimler için bu bir ömür törpüsü...
Görüyor musunuz, Adliye nelerle meşgul ediliyor.
Erbakan belki mağdur edilmiştir ama -bence- yargı daha büyük mağdur'dur...
Neticede Erbakan, sadece 4 ay yatıp çıkacak, ama -oy birliğiyle alınmasına rağmen- siyasi karar gibi yakışıksız bir yafta, taa İnsan Hakları Mahkemesine kadar taşınacak... Ne fena.
Sözün kısası: Ben bu işi sevmedim.