kapat

04.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
iku
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET VARDAR(avardar@sabah.com.tr )


Elmalı köyünün barajı var ama suyu yok!...

Köylülerden bu bilgiyi aldığımda şaşırdım, kaldım. Beykoz ilçesinin merkeze bağlı Elmalı Köyü vardır. Bu köy barajı ile tanınır. Zira bu barajdan İstanbul'un büyük bir kısmı su içer. İSKİ'nin tesisleri vasıtasıyla milyonlarca insana dağıtılan bu su, sadece içilmez... İnsanca yaşamak için bütün ihtiyaçları karşılamakta da kullanılır.

İşte sözlerime başlarken şaşırıp, kaldım dememin sebebi bu... İstanbul'da barajı ile ünlü bir köy var ama suyu yok!... İnanasım gelmiyor. Bakın yazdıkları faks mesajında ne diyorlar; "Köyümüz 20 bin nüfuslu... Beykoz merkeze de 3 km mesafededir. Fakat ne hikmetse Elmalı Barajı İstanbul'a dünyanın suyunu verirken, köyümüze bunun 1 katresi dahi gelmiyor. Ayrıca su olmadığı gibi, maaelesef kanalizasyon da yok... Su temini için kuyular açılıyor ama her evde bir de fosseptik kuyusu olduğundan, kuyulardan alınan suyun ne kadar sağlıklı olduğunu varın siz düşünün. Buralarda bir salgın hastalık patlaması an meselesi... Bu ne biçim iş anlamadık." Vallahi inanır mısınız, ben de birşey anlamış değilim. Şehrin büyük bir bölümüne su veren baraja isim babalığı yapan köy susuz!.. Bunu kime şikayet edeyim, düşünüyorum. Beykoz Belediye Başkanı mı, Beykoz Kaymakamı mı hangisi ilgilenecek bilemiyorum ama önce medeni ihtiyaç olan suyun bu köye verilmesi, daha sonra da kanalizasyonun yapılması yöneticilerin işi değil midir?... Hani bir laf vardır, "Yöneticimiz uyuyor mu?..." derler. İşte o hesap...

Adana'daki YESA mağazası, Prof. Yavuz Bey sizden şikayetçi
Prof. Dr.Yavuz Burdurlu, Van Üniversitesi-Tıp Fakültesi'nde görevli.. Geçen yıl Şubat ayında Adana YESA Mağazası'ndan %0 ucuzluktan istifade edip, 26 milyon 500 bin liraya KEBO marka kışlık bir ayakkabı aldı. Kasım ayında daha ayakkabıyı giydiği ilk hafta, ayakkabılar burun kısmından su aldı. Böyle durumda herkesin yapacağı gibi, mağazaya şikayetini bildirdi. Ama YESA yetkilisi, "Biz ayakkabıyı sadece satarız. Böyle durumlar İstanbul'daki ithalatçı firmayı ilgilendirir" diyerek, ayakkabıları geri aldı. Daha sonra İstanbul'daki firma yetkilisi, "Ayakkabıların su geçirmesinin doğal olduğunu, geçirmezlik konusunda TSE damgası olmadığı için hiçbir hak talep edilemeyeceğini" söyledi. Anlaşılan burada başlıca kabahatli Prof.Dr. Yavuz Burdurlu idi... Çünkü aldığı ayakkabının su alması satıcılara göre, gayet normaldi!... Normaldi ama geriye alınan ayakkabı da eski haliyle de olsa kendisine teslim edilmemişti. Prof. Yavuz bey diyor ki; "Sayın Vardar, ben 57 yaşındayım ve Genel Cerrahi Profesörüyüm. Bu yaşıma kadar kışlık ayakkabısını su alması için satın alan veya satan birine rastlamadım." Doğrusu ben de böyle ne ayakkabı gördüm, ne de böyle ayakkabı satan mağaza...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır