Tatlı tatlı eleştirirdi
O kendi filmleri hakkında master tezi hazırlarken akademik dünya 'Kemal Sunal fenomeni' ile pek ilgilenmiyordu. Ancak öneminin farkındaydılar!
Doktora da yapacaktı
Prof. Ünsal Oskay (Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı, Kemal Sunal'ın hocası)
"Meddah, orta oyunu, Hacıvat-Karagöz çizgisinin devamıydı onun filmleri. Amaç: İğneli laflar söyleyerek sistemi eleştirmek ve halkın düşüncelerini en düzgün biçimde aktarmak...
Türkiye'nin modernleşme sürecinin sonucudur. Modernleşme adına çok büyük maliyetler ve bedeller ödenmiştir. Birçok kişi şehirlere göç etmiş, geriye kalanlar ise yurt dışının yolunu tutmuştur. Müslüman olmalarına rağmen Avusturya'daki çiftliklerde domuz yıkamak zorunda kalmışlardır.
Bu dönemde ortaya Sunal çıktı ve halkın sesine tercüman oldu. Özelliği şudur: Sistemi eleştirirken sistemin içinde kalmayı başarmıştır. Hiçbir zaman ne sistem tarafından dışlanmıştır ne de kendisi sistemi tanımazlıktan gelmiştir. Sınırı çok güzel çizmiştir. Örneğin aptalı ve sıradan insanı oynarken suçlu olarak hep kendisini eleştirmiş ve bunu yaparken de hiçbir zaman müşterisiz kalmamıştır.
Aftan dönüp de kaydını yaptırdığında, herhalde okula gelmeden, bizi telefonla arayarak işi idare etmeye çalışacak diye düşündük. Ancak yanıldık.
Çünkü çok disiplinli bir şekilde derslerini takip etti. Mezun olduğu gün yaptığı konuşmada ise herkesi duygulandırdı. Kemal Sunal o gün bizlere neden okulu 17 yıl aradan sonra bitirdiğini şöyle açıklamıştı: "Çocuklarıma ve gençlere eğitimin önemini göstermek için okudum." Son filmini bitirdikten sonra doktora için kolları sıvayacaktı.
Çok şirin küfrederdi
Hulki Aktunç (Yazar, argo uzmanı)
Filmlerinde halkla bütünleşen bir dil kullandı. Ancak onunki argo değildi Çünkü argo şifrelidir; Çakıcı-Nuriş atışmasındaki gibi. Sunal ise filmlerinde teklifsiz konuşma dilini, kısmen de küfürü kullanıyordu. Yakın arkadaşıyla konuşur gibi konuşuyordu. Örneğin 'eşşoğlueşşek' kelimesine farklı bir boyut katıyordu. Küfürleri insanlara dokunmuyordu. Anadolu'da kimi babalar erkek çocuklarına küfür ettirirler. Kemal Sunal Türk toplumunun bilinç altındaki çocuğuydu.
Birkaç örnek: "Eşşoğlueşşek, has.ktir, agzına sı.aram, gavat, orospu, i.ne, puşt, de s.ktir, godoş."
Sunal'ı yasaklamadık
Fatih Karaca (RTÜK Başkanvekili)
Filmleri 1999'da tartışma konusu oldu. RTÜK Alo 178 Şikayet Hattı'na onunla ilgili birçok şikayet geldi. Özellikle çocukların televizyon izlediği saatlerde yayınlanan bu filmlerin ardından aileler, çocuklarının Kemal Sunal'a özenip onun gibi doğal bir üslupla küfür ettiklerini bildirdi. Bunun üzerine aramızda tartıştık. Gece 24:00'ten sonra yayınlansın, diyenler oldu. Ama yasak filan getirmedik, sansürlemedik.
Salak değil uyanık!
Prof. Dr. Ali Akay (Sosyolog)
O salak görüntüsüyle uyanıklığı yansıttı... 1980'lerdeki alaturka liberalizm dönemindeki halktan kişileri filmlerinde bize yansıttı. Toplum da onun davranış biçimleriyle özdeşleşti. Toplumda "salak" görüntüsünün ardında yatan uyanıklığı filmlerinde konu edindi ki bu da 80 sonrası toplumsal düşüncenin beyazperdedeki görünümüydü. Çok iyi bir aktördü. Karamsar ve arabesk görüntünün altında yatan olağanüstü mizah duygumuzu gün ışığına çıkarttı.
İnsanımızın simgesiydi
Suna Tanaltay (Psikolog)
Sevgi dolu, sade, sıcacık insanımızın simgesiydi. Asla kibirli ve yapay havalara bürünmedi. Gülerken ağlatan ve ağlarken güldüren gerçek bir yürekti.
Çocuklar çok üzülecek
Alanur Özalp: (Psikolog)
Aynı Barış Manço gibi çocuklara çok yakın kişilikti. Çocuklar onu kendilerinden biri olarak görüyordu. Kaybettiği zaman bile kazanan, zayıf olsa da her zaman gülen, çirkin insanların yanında yiğitliği ve namusu temsil eden bir karakteri yansıttı. Birçok çocuk bu tiple özdeşleşti. Güven kazandıran bir karakterdi. Üç çocukla karşılaştım; Kemal Sunal haberlerine bakıp ağlıyorlardı.
|