Tabut taşımaya gidiyordu
Kemal Sunal, Ali Özgentürk'ün 'Balalayka'sında oynuyordu. Yaşasaydı filmde rol icabı babasının tabutunu taşıyacaktı!
KEMAL Sunal, 'Propaganda'yla birlikte beyazperdeye hızlı bir dönüş yapmıştı. Bu filmden sonra birçok teklif aldı. Bunlarda biri de Sinan Çetin'in yönettiği "Komser"di. Bir komiseri canlandıracaktı. Ancak Sunal, bir önceki 'Propaganda'da da bir sınır polisini canlandırdığı ve üniforma giydiği için bu teklifi geri çevirdi. Hemen ardından da Ali Özgentürk'ün "Balalayka"sında rol almak için anlaşmaya vardı.
Cem Davran'la başrolü paylaştığı film, iki kardeşin Rusya yolculuğu sırasında başından geçenleri aktarıyordu. Ancak hareketli bir senaryoydu, sık sık yolculuk gerektiriyordu. Ancak Sunal uçak yolculuğundan hiç hoşlanmıyor, mecbur kalmadıkça fobisi olduğu için uçağa binmiyordu.
Ancak dün, 'Balalayka'nın çekimleri için Trabzon'a gitmesi gerektiğinde çaresiz kabul etti uçağı... Bu onun son yolculuğu oldu. Kader onu böyle kadersizce yakalamıştı. Belki de ikinci kez üniforma giyip kamera karşısına geçmekte bir sakınca görmese, bugün yatağında uyuyor olacaktı.
BATUM'A ULAŞAMADI
Heyecanla bekliyordu tabut taşımayı. Taşıyacağı tabut babasının tabutu olacaktı. Bu nedenle ölümünün geldiği uçağa binmişti. Heyecanla, bir o kadar da özlemle beklediği gerçekleşmedi Kemal Sunal'ın.
Taşıyacağı tabut rol gereği olacaktı. "Balalayka" adlı filmde Acaristan'da (Batum) ölen babasının cenazesini İstanbul'a otobüsle getiren üç kardeşten büyüğünü canlandıracaktı. Ölüm onu ansızın ve iş başında yakaladı Trabzon uçağında. Kimse inanmak istemedi, cenazesinin kaldırıldığı İnternational Hastanesi'ne gelen teyzesi Zeliha Hanım sürekli "Bana yalan deyin, o ölmedi deyin, beni kandırdığınızı, eşek şakası yaptığınızı söyleyin" şeklindeki haykırmaları onu geri getirmeyeceti.
Ada hayali
Kemal Sunal, okyanuslarda satılık tropikal adalar olduğunu öğrenince oturup fiyatlarını incelemişti. Bunlardan Nao Nao, Motu Tane ve Tiano'nun fotoğraflarını görünce "Hakkım yenmeseydi bu adalar benim olabilirdi" demişti arkadaşımız Mehmet Çalışkan'a. SABAH ile yaptığı son röportaja şöyle devam etmişti:
"Telif hakları yasası gündeme geldiği ilk günler heyecanlandım. Elbette hayaller kurdum. Neler satın alabileceğimi hesapladım. Okyanusta satışa çıkartılan adaların fiyatı 1.5 ile 2 trilyon lira arasında değişiyor. Ben eğer defalarca yayınlanan filmlerimden telif alabilseydim bu üç adayı da satın alabilirdim. Yani en büyük hayalimi satın alabilirdim. Ama baktım ki bu hayaller sonraları hayal kırıklığına, burukluğa dolayısıyla mutsuzluğa neden oluyor. Ben de bıraktım hayal kurmayı. Meclis hayallerimi bile engelledi."
Mehmet ÇALIŞKAN
|