Apo'yu ölüm cezasına çarptıran mahkemenin başkanı Turgut Okyay, idam cezasının yakında kalkacağını söyledi.
Yargıç Okyay bu görüşünü, ABD Büyükelçisi Mark Parris'in davetinde Almanya Büyükelçiliği İkinci Kâtibi Peter M. Reuss ile aralarında geçen sohbet sırasında açıkladı.
Reuss: İmralı'da Avrupa normlarına uyan bir yargılama süreci oldu. Ancak zorlu süreç henüz bitmedi..
Okyay: Engelleri adım adım aşıyoruz.
Reuss: Ya idam cezası?.
Okyay: Kesinlikle kalkacak, hiç şüpheniz olmasın. Türkiye bu adımı atacak. Türk Ceza Kanunu'na ilişkin çalışmaları sürdüren komisyon bu hafta çalışmasını tamamlıyor. Yeni TCK'da idam cezası yer almıyor.
Reuss: Ancak meclis tatile girdi..
Okyay: Türkiye terör nedeniyle çok acı çekti, 30 bin kişi can verdi. Böyle önemli gelişmelerde devletlerin, uzlaşılması için insanların biraz da olsa zamana ihtiyacı vardır. Ancak yine söylüyorum, idam cezası meclisin açılışıyla kaldırılacak.
Reuss: MHP sizi endişelendiriyor mu?
Okyay: Hayır, TCK değişikliği için meclis aritmetiği uygun. Anayasa değişikliğinden söz etmiyoruz..
Okyay'ın tahminleri iki temele dayanıyor:
1. İdam cezasının kalkması için kabul oylarının fazla çıkması yetecek. Anayasa değişikliğinde olduğu gibi en az 330 milletvekilinin oy desteği gerekmeyecek.
2. Geçen zaman, ülke menfaatini gözeten sağduyuyu, küllenmeye başlayacak olan intikam ateşinin üstüne çıkaracak.
Bundan bir yıl önce halkın büyük çoğunluğu için bebek katili Apo'yu ipte sallanırken görmekten daha önemli bir şey düşünülemezdi.
Şimdi çoğunluk, ölünceye kadar aftan yararlanmaması garantisi ile Apo'yu etkili bir ibret olarak demir parmaklıklar ardında çürürken görmeyi tercih ediyor.
Çünkü infaz Apo için kurtuluş olacaktır.
Dağılma sürecine giren bölücü örgüte doping olanağı sağlayacaktır.
Türkiye'nin Avrupa Birliği yolu, değersiz bir ceset ile tıkanacaktır.
Çocuklarımız da, şehitlerimiz de bunları talep ediyor olamaz.
Ama böyle bir zilleti de millet kabul etmez.
İtalya "Temiz Eller"i nasıl başardı?
1. Yargının bağımsızlığı ile;
2. Savcıları bilgi ve cesaretle motive ederek;
3. Sabırla onlara zaman tanıyarak..
Mafya ile savaş on yıla yakın sürdü. Mücadelenin simgesi olan savcı Falcone öldürüldüğü yıl, hukuk fakültelerine başvuran gençlerin ve Temiz Eller'de görev talep eden savcıların sayısında patlama oldu.
Türk halkı, cesaret ve kanun hakimiyetini egemen kılma özleminde İtalyanlardan daha mı geride?. Hayır..
Sorun, yargı bağımsızlığını hayata geçirecek iradeyi yaratmaktaki zorluklardır.
Tantan herhalde "Bu kafa ile ömrüm yetmez" demek istedi. Öyleyse mafyalı bir Türkiye'de ölmeyi beklemesin, savaşsın.
Halkın ona yüklediği rol budur!