Babama inat
Podyumların en çok kazanan mankeni Ebru Şallı, dekolte giyinmekten hoşlandığını ama teşhirci olmadığını söylüyor
Elite Model Look güzellik yarışmasında giydiği dekolteyi Ebru'ya erkek arkadaşı Harun almış. Sonra da pişman olmuş
Ebru Şallı Türkiye'nin en ünlü mankenlerinden. Oysa çok değil iki yıl önce hayatı altüst olmuştu. Boşandı, ardından bir yasak aşkla adı anıldı ve birdenbire adı uyuşturucu operasyonunda gündeme geldi. Hapise girdi. Sonra suçsuz olduğu anlaşıldı.
Ve tüm bu zor günlerin ardından yeniden doğdu.
Hem de ne doğuş. Şimdi hangi defileye, hangi tanıtım organizasyonuna bakarsanız onun adı var.
Genç, güzel, çok iyi para kazanıyor ve tüm o duygusal yıkımların ardından Harun Tan ile hayatla yeniden barışmasını sağlayan büyük bir aşk yaşıyor.
Birkaç gün önce Elite Model Look Yarışması'na müthiş dekolte bir elbise ile katılmış ve tüm dikkatleri üzerine çekmiş, davetin en çok konuşulan ismi olmuştu Ebru. Röportajımız için buluştuğumuzda 'O elbiseyi giymek cesaret ister' dedim. Bir kahkaha attı ve bakın neler anlattı...
- O gece giydiğim elbise çok güzeldi. Kaliteli olduğuna inandığım şık dekolteleri seviyorum. O elbise bana Harun'un hediyesi. Arabada otururken bayağı zorlandım. Çünkü kontrol etmek gerekiyor. Ve Harun 'Ben bunu sana nasıl hediye ettim, nasıl aldım? İnanamıyorum kendime. Bunu nasıl giydin?' dedi. Ama iş işten geçmişti artık.
'İZLENMEYE ARTIK ALIŞTIM'
* Podyumda ya da özel çekimlerde tamam ama özel yaşamında da bu kadar cesur giyinince 'Acaba bu kız teşhirci mi' sorusu geliyor akıllara...
- Teşhirci değilim. Dekolte giyinmeyi seviyorum. Dikkatleri üzerime çekmek adına bir şey yapmıyorum. Babam hiç istemezdi açık giyinmemi. Ona isyan olabilir. Biraz artistik bir ruhum var. Hiçbir zaman kendimi beğenmiş biri olmadım. Çirkin değilim, güzelim ama iç yapıma ve insanlığıma güveniyorum. Narsist değilim. İzlenmeye alıştım. Rahatsızlık hissetmiyorum. Birdenbire karşımda onlarca gazeteci fotoğraf çekmeye başlıyor. Ben alıştım ama Harun hala ter döküyor. İlk zamanlarda hiç kıskançlığı yoktu ama yeni yeni kıskançlık oluşmaya başladı. Mesela 'O elbiseyi ben yokken giyme' diyor. Dizi sahnelerinde yakınlaşma olmasın istiyor. Bu tarz istekler eskiden yoktu, yeni yeni başladı. Sahiplenme duygusu üste çıkmaya başladı.
* Bu hoşuna mı gidiyor yoksa ilişkiniz adına tehlikeli mi?
- Aslında hoşuma gidiyor ama abartılı olursa ki, olmaya gidiyor gibi, o zaman korkutuyor beni. Eski günlerdeki olayları yine yaşamak istemiyorum.
* Her erkeğin doğasında bu sahiplenme duygusu var mı diyorsun?
- Bir ay önce böyle düşünmüyordum ama bugünlerde düşüncem değişti. Bence her erkeğin doğasında aynı şey var. Ama ben bir mutluluk yakaladım, ona inanıyorum, güveniyorum. Bu özellikleri benim de kendime güvenmemi sağladı. O yüzden onu kaybetmek istemiyorum. Mutsuzluklar, kavgalar, gürültüler istemiyorum. Bir kez daha böyle şeyleri yaşamaktan korkuyorum. O da korkuyor. 'Lütfen daha dikkatli ol, bir işi yaparken, bir kıyafet giyerken, bir çekim yaparken benim yerime de düşün' diyor.
* Onun işi ne kadar zor?
- Onun işi çok zor. Çünkü bizim gibi insanları taşımak zor. Kolay değil kabul ediyorum ama biraz rahat bırakmak gerekiyor.
HAPİSTE İZ BIRAKAN 3 GECE
* Çok zor dönemlerden geçtin. Evlendin, boşandın, suçlandın, hapise girdin. Büyük korkulara kapılıp, "Ben artık bittim" dedin mi hiç?
- Bundan sonra ne olacak diye çok düşündüm. Kendimi eve kapattım. Ama sonra hata olduğunu anladım. Sigara dahi içmeyen bir insanım ama 'Bu kız kokain içenlerin yanında bulundu' diye bir iftira geldi. Bunlar çok yıprattı. Ardından boşanma olayı patlak verdi. Sonra hapise atıldım. Yaşanacak şeyler değildi. Üç gece kaldım hapiste. O üç gece hiçbir zaman unutulmaz. Dünyayla tek bağlantım, Ataköy'deki evlerin çatılarındaki antenler ve ışıklardı. Yine de o üç gün çok büyük bir tecrübeydi. Hiç uyumadım. Gecenin bir vakti gelip koğuştakileri sayıyorlar. Bir küçücük yürüyüş alanı. Çok zor. Sonra suçsuz olduğum ortaya çıktı ama bende izi kaldı. Herkesin yaşayamayacağı bir tecrübe yaşadım. Oldu bitti, ama bir izi var. Tüm bunları boşuna yaşadım.
* Sevgilinin ailesinin seni istemediği söyleniyor. Siz ise sürekli evleneceğinizi söylüyorsunuz?
- Ben onun ailesiyle tanıştım, Harun da benim ailemle tanıştı. Hiçbir problem yok ailelerden. Harun'un ailesi çok seviyeli ve çok iyi insanlar. Bana çok iyi davranıyorlar. 11 aydır beraberiz. Biraz daha zaman geçmesini istiyorum. İlk evliliğimi çok erken yaptım da ne oldu? Hata yapmamak için bu beraberliğe zaman tanımak istiyorum. Korkuyorum. En büyük korkum işlerimin engellenmesi. Çalışmazsam kendimi bitkin hissediyorum. Önemli olan ilişkimi ve işimi dengelemek. Harun da benim için tabii ki çok önemli. Bu güzel beraberliği kaybetmek istemiyorum. Ama işim olmazsa da çok mutsuz olurum. O da benim böyle olmamı istemediği için fazla karışmıyor. 'Evlendiğimiz zaman işlerine devam edebilirsin. Çünkü çalıştığın zaman ne kadar mutlu olduğunu görüyorum' dedi. Çok mutlu oldum. Kendi çabamla bir ev aldım, onun taksitlerini ödüyorum. Bu da benim çok hoşuma gidiyor.
'HÜLYA AVŞAR BENDEN GÜZEL'
* Çok iyi para kazanıyor musun?
- Kazanıyorum ama ben çok masraflı bir insanım. Evimin taksiti dışında bütün paramı harcıyorum. Başka hiçbir birikimim yok. Kılık kıyafet parası, kuaför parası... 400 tane ayakkabı biriktirmek kolay değil. Bütün paramı ayakkabılara yatırıyorum.
* Son zamanlarda her işte sen varsın!..
- Benim gibi birçok güzel kız var ama ben sevecen ve sempatiğim. İnsanlar bana 'Herkesin gözü mavi ama sen baktığında gözlerinin içi gülüyor. Sende bir sıcaklık, bir ışık var' diyorlar. Agresif değilim.
* Türkiye'nin kaçıncı güzel kadınısın?
- Sıraya koyamam ama, Türkiye'nin en güzel kadınlarından biriyim.
* Hülya Avşar'dan daha mı güzelsin?
- Ben en çok Hülya Avşar'ı beğenirim. Yüzünü çok beğeniyorum. Ama herhalde ben de onun ayarında bir güzelim. Avantaj olarak ondan daha gencim. Ama Hülya Hanım çok özel bir insan bence. Çok da zeki. Bence Türkiye'nin en güzel kadını Hülya Avşar. Kendimi de ikinci sıraya koyabilirim. O da geçenlerde 'Kendimden sonra Ebru Şallı'yı beğeniyorum' demiş.
ŞENGÜL SALIKSIRTI
|