kapat

03.07.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
iku
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Programda üretime ve ihracata dikkat
Ekonomik programın, enflasyonla mücadeleden ibaret olmadığını savunan sanayici, ihracat, üretim ve özelleştirmenin önemine dikkat çekti

EKONOMİK programın ilk 6 ayını değerlendiren sanayiciler, hükümetin, programın topluma maledilmesiyle ilgili yaklaşımları yerine getirmediğini belirterek, siyasetçilerin programın arkasında durmasının önemine dikkat çektiler. Programın, yalnız enflasyonla mücadele ve borçlanabilme olanaklarının gelişmesine bağlı olmadığını, daha uzun soluklu düşünmek gerektiğini vurgulayan sanayiciler, ihracat, üretim ve özelleştirmenin önemli olduğunu belirttiler. Yabancı sermayenin, siyasi istikrar ve "devletin küçülerek güçlendiğini ispat etmesinin" ardından geleceğine inanan sanayiciler, "2000'in ilk altı ayı soru işaretli bir dönemdir, fakat 2001 soru değil ünlem işaretleri taşır" değerlendirmesini yaptılar.

Otomobil ve beyaz eşya diğerlerinden çaldı
ProgramIn kesinlikle vazgeçilmezliğine inanıyorum. Ancak başarı için hükümet bazı konularda hâlâ önlem almadığı için endişeliyim. Otomobil ve dayanıklı eşyada tüketim, bankaların, ellerinde kalan paraların tüketici kredilerine yansımasıyla canlandı. Tekstilde de biraz iş hacminin çoğaltılmasıyla canlanmıştı ki şimdi duraklamaya başladı. Bu diğer sektörlerin aleyhine para harcama olanaklarını kısıtladı ve dolayısıyla bir dengesizlik içine girildi.

Hükümet, programı topluma maledemedi, cumhurbaşkanlığı seçimi ve dosya aklama ile geçen zamanlar arasında toplum, istikrar tedbirlerinin başarılı olacağına inanma sürecine giremedi. İşçi ya da işveren taraflarının hangisi hata yaparsa, bedelini ikisi birden çekecektir, bu halka da malolacaktır.

Son üç ayda daha ümitli olabilmemiz için hükümet temel meselelere eğildiğini ortaya koymalıdır. Yabancı sermaye devletin küçülerek güçlendiğini ispat edecek operasyonlardan sonra gelir. Yılsonu enflasyonu maksimum 30 olur. Büyüme 4'ü aşmaz. Programın tek yumuşak karnı vardır: Harcamaların kontrol altına alınmasına yönelik kanunların çıkmayışı, kamu bankalarının özelleştirilmesi ve devletin gereksiz kadrolarının küçültülmesi.

Yatırımlar ikinci yarıda canlanır
ProgramIn bu yıl içinde fazla bozulacağını düşünmüyorum. 2001 Nisan ayına kadar bu gider.

Sektörlerde canlanma yok. Enflasyonu düşürme programı varken sektörel canlanma olmaz. Yatırım ve borsanın canlanması da ikinci yarının sonunda olur. Sanayiye yönelme, güvenle alakalı bir şey. İnsanlar biraz daha bekleyecektir. Rantiye ekonomisi tamamen kapanırsa yatırımlar canlanır. Enflasyonun yüzde 30-35 aralığında, büyümenin ise 1.5-2'ler arasında olacağını tahmin ediyorum. İkinci altı ayda toplu sözleşmeler sorun yaratabilir. Tarım biraz ayaklandı buna işçi de katılırsa kötü olur. Otomobil ve emlak faizlerin düşmesi, konjonktürel bir gelişme. Bu yıl yabancı sermaye beklemiyorum.

İkinci yarıdan umutluyum. Finansal piyasalarda mutlaka bir hareketlenme olmasını bekliyoruz. Telekomünikasyon ve bağlı sektörlerde yeni işbirlikleri ve şirketler olur.

Ekonominin yükü, devleti en büyük günahkar kılar
YIl başında ne hissediyorsam aynısını hissesediyorum, umutluyum. Talepteki durgunluk enflasyonun azalmasının doğurduğu sonuçtur. Canlanma ithalattan ileri geliyor ki bu sağlıklı değildir. Üretime dayalı değil. Ekonominin yüzde 60'ı devletin elinde olduğu sürece en büyük günahkar devlettir. Devlet üzerindeki yükü azaltırsa, başka sebep aranabilir. Özelleştirmenin yapılması, bankacılık sektörünün yükünün kalkması gerekiyor. Yılsonu enflasyonu 35-40, büyüme 2-3 olur. Yabancı sermayenin gelişi iki-üç yıl alır. AB uyum yasalarının çıkması, istikrarın sağlanması, enflasyonun inmesi lazım. Programın yumuşak karnının toplu sözleşmeler olduğunu düşünüyorum. Tarımda kararlılık görüldü ama önümüzde 600-700 bin kişinin toplu sözleşmesi var.

Her şey üretim ve ihracata bağlı
İLK yarıda uygulanan ekonomik programın çok başarılı olduğu söylenemez. Çünkü programın yalnız enflasyonla mücadele ve borçlanabilme olanaklarının gelişmesine bağlı olduğunu düşünürsek sanki geçici bir önlem olduğunu görür gibi oluruz. Oysa bu uzun soluklu bir program. Hükümet özelleştirmeyi ihmal etmemeli. Üretken bir toplumun oluşması için herkes üzerine düşeni yapmalı. Bunun adı kısaca ekonomik üretim seferberliğidir.

Tekstil sektörü açısından baktığımızda ilk beş aylık verilerde ihracatta önemli bir artış göremiyoruz. Bunun nedeni kur baskısı. Yabancı sermayenin gelişi, siyasi istikrar ve özelleştirme ile hızlanacaktır. Otomobil tüketimindeki canlılık bence devam edecek ama bunun diğer sektörlerdeki üretime yansıyacağını düşünemiyorum. Yılsonu enflasyon tahminim yüzde 35-45 arasında. Büyüme konusunda da 3-3.5 arası bir tahmin yürütebilirim. Programın yumuşak karnı kur baskısıdır.

Esen PİŞİRİCİ - Leyla ŞEN


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır