Verin ormanı köylüye Gözü gibi baksın!

Geldik hafta sonuna... Altı gündür rakamlar da sergileyerek; "63 yıldan beri ormanlar yanıyor, 63 yıldan beri orman köylüsü fakirleşiyor, 63 yıldan beri orman kasabalarının parti teşkilatına yerleşmiş kodamanları ormanın sırtından zengin oluyor, 63 yıldan beri ormanlar her yıl ortalama 14 bin hektar azalırken Orman Bakanlığı kadrosu şiştikçe şişiyor, arttıkça artıyor, büyüdükçe büyüyor fakat ülke topraklarının yüzde 36'sı ormanken, yakıla yakıla, yokedile yokedile, yiyile yiyile şimdi bu alan yüzde 11'e düşmüş bulunuyor" diye yazdım.

6 gündür, üst üste...

Sizin de nezaketinizi...

Seçkin sabrınızı zorladım.

Kıymetli zamanınızı aldım.

İstedim ki; "Ormanların durmadan yanması, orman köylüsü ile orman işçisinin durmadan yoksullaşması fakat parti kodamanlarının durmadan zenginleşmesi ve bakanlık kadrosunun da durmadan şişmesi" üzerine kurulmuş olan ve orman varlığımızı yokedip bitiren bu pis düzen için bir ses gelsin.

Başbakan çıksın...

Yardımcısı çıksın...

Orman Bakanı çıksın...

Projelerini açıklasınlar.

***

Ormanlarımızı kurtarmak için düşündükleri "Köklü çare...Bilimsel adım...Radikal çözüm...Vatansever yaklaşımları" nedir topluma anlatsınlar. Bu pis düzen 63 yıldan beri böyle geldi, böyle mi gidecektir? Ormanları yok etmek yerine Finlandiya'nın, İsveç'in, Almanya'nın, Kanada'nın, ABD'nin ve pek çok ülkenin başardığı gibi ormanlardan zenginlik üretecek bir yeni sistem için harekete geçecekler mi?

Halka söylemiyorlar.

Taş oldular... Ağızlar kilitlendi...

Başbakan'ın bir görüşü Başbakan Yardımcısı'nın bir fikri, Orman Bakanı'nın bilimsel bir projesi yok mu?

Niçin susmaktalar?

Oysa önerisi olanlar var. Hem de yüzlerce...İşte bir kaç örnek: Almanya'nın Nürnberg kentinde Gayer fabrikasında işçi olarak çalışmakta olan Giresun Espiyeli Hasan Abidinoğlu; "Devlet ormanlardan elini çeksin, versinler orman köylüsüne gözü gibi bakar, bir tek orman yanmaz, ormanlardan zenginlik fışkırır. Bizim ailenin Espiye'de 600 dönüm ormanı var. Ona gözümüz gibi bakmaktayız. Bizim orman hiç yanmadı. Ama çevresindeki devlet ormanları sürekli yanıyor. Biz ormanımızı kesip fındıklık da yapmadık. Oysa yanan devlet ormanı sonradan hep fındıklık oluyor. Ayrıca Espiye'nin Karaovacık Yaylası'ndaki geniş meramızın içinde de 3 dönüm sarıçam ormanımız var. Dedelerimizden kalma 150 yıldır yanmadan, yakılmadan, yok olmadan duruyor. Ben 30 yıldır Almanya'da işçi olarak çalışıyorum. 30 yıl içinde burada ormandan tek çubuk yanmadı. Çünkü burada orman köylüleri, ona gözü gibi bakıyorlar, ağaçları büyütüyorlar. Şirketler kurup işletiyorlar ve iyi para kazanıyorlar. Alman orman köylüsü çok zengin, bizim Giresun'un orman köylüsü çok fakir" diyor.

***

Espiyeli Hasan'ın..

Önerisi var.

Başbakan'ın, Bakan'ın..

Projesi yok.

Ayrıca Hatay Erzin'den orman işçisi Beyazıt Kurt, "Burada biz orman işçileri de orman köylüleri de çok fakirlik içindeyiz. Ormanları işçilerle köylülere verseler, biz ormanları koruruz, kendimizi de insan gibi yaşatacak para kazanırız" diye öneri getiriyor. Niğde Ulukışla'dan orman işçisi Ali Yapıcı da "ormanların sahibi orman köylüleri olsa orman yangını filan çıkmaz" diyor.

Başbakan ne diyor?

Bakan ne diyor?

Adapazarı Akyazı da uzun süre kaymakamlık yapan şimdi İstanbul Vali Yardımcısı olan Ata Aksoy da Sakarya bölgesindeki orman-insan-devlet üçlüsü üzerinde yaptığı yoğun araştırmalar ve gözlemlerden sonra yazdığı kitabında; "Ormanlar, içinde yaşayan 10.5 milyon köylüye devredilse, onlar işletmeler kursalar ormanı işletseler, devlet de ciddi denetleme görevi yapsa hem ormanlar yanmaktan kurutulur, hem orman varlığı hızla gelişir, hem devlet vergisini alır, hem orman köylüsü yoksulluktan kurtulur" diyor.

Başbakan ne diyor?

Bakan'ın projesi nerde?

Projesizler çözüm bulamazlar.