Başbakanlığa bağlı olarak çalışacak olan kurum AB üyeliği için hazırlık çalışmalarını yönlendirecek. Genel Sekreterlik bünyesinde oluşturulan "İç Koordinasyon ve Uyum Komitesi" ise AB mevzuatına uyum çalışmalarını yürütecek. Bugüne kadar başta Dışişleri Bakanlığı olmak üzere çok sayıda bakanlığa yayılmış bir şekilde sürdürülen AB politikasının artık tek elden yürütülecek olması büyük bir avantaj oluşturuyor. Türkiye ile AB arasındaki uyum sürecinin başladığı bir dönemde yapılan çalışmaları sağlıklı bir şekilde yönlendirmek belki de her zamankinden daha da büyük önem taşıyor. Genel Sekreterliğin misyonu ve stratejik önemini daha iyi anlayabilmek için bu hafta Fransız Cumhurbaşkanı Chirac'ın Alman Meclisi önünde yaptığı konuşmaya dikkat etmek yeterli.
Türkiye'nin de içinde bulunduğu genişleme süreci sonunda AB'nin yaklaşık otuz ülkeden oluşan dev bir devletler topluluğu haline gelmesi bekleniyor. Böylesi kalabalık bir yapı içerisinde Avrupa'nın başlangıçtaki itici gücünü yakalaması zor görünüyor. Avrupa bütünleşmesinin sekteye uğramasından çekinen Chirac, aralarındaki ekonomik ve politik entergrasyonu daha da ileriye götürmek isteyen devletlerin diğerlerinden bağımsız olarak yollarına devam etmelerini öneriyor. Chirac tarafından "Öncü Devletler" olarak nitelendirilen devletlerin başında Almanya ve Fransa olmasına kesin gözüyle bakılıyor ancak başta İngiltere olmak üzere diğer bazı devletlerin bu gruba dahil olmasının güç olacağı tahmin ediliyor. AB Komisyonu Başkanı'nın halk tarafından seçilmesi, AB Parlamentosu'nun güçlendirilmesi ve ilk Avrupa Anayasası'nın hazırlanması ise AB Fransız Dönem Başkanlığı'na damgasını vuracak diğer konular.
Avrupa Birliği'nin daha ziyade Alman-Fransız ekseninde ilerlediği bilenen bir gerçektir. Bu konuşmanın Fransız Cumhurbaşkanı tarafından tarihi Reichstag binasında Alman milletvekilleri önünde yapılmış olması bir tesadüf değil. Chirac'ın konuşması Alman Dışişleri Bakanı Joschka Fischer'in ortaya attığı Federal Avrupa fikrine cevap niteliği de taşıyor. Fransa dahil bir çok devlet Amerikan usulü bir federalizme karşı. Bu devletler ulus devlet kimliğinin bozulmayacağı gevşek bir federal yapıya daha sıcak bakıyorlar. Avrupa Birliği Genel Sekreterliği Türkiye'yi işte böyle bir Avrupa ile entegrasyona hazırlayacak. Türkiye'nin bir gün AB'ye girebilmesi ve daha da ötesinde öncü ülkeler arasında yeralabilmesi için Genel Sekreterliğin başarısı büyük rol oynayacak.
MURAT PEKSAVAŞ