Ne hakkınız var?...
Her konuda saçma sapan işler yapmak ve sonradan dövünmek başta gelen özelliğimiz olduğu için "Ne hakkınız var?"başlığını görünce "acaba hangi hataya itiraz ediyor" diye düşünmüşsünüzdür, yerden göğe haklısınız.
Bu başlığı New York'ta yapılan Dünya Kadın Konferansı'nda Türkiye'yi erkek "Kadın Bakanı" Hasan Gemici'nin temsil etmesiyle ilgili olarak attım. Katılan 188 ülkeden sadece en geri kalmış, aralarında kökten dinci yönetime sahip ülkelerin ve Türkiye'nin bulunduğu 14 tanesi erkek bakanla temsil edilmiş. Toplantıya katılan heyette bulunan İzmir Milletvekili Işılay Saygın da "Bu ayıp bize yeter" diye veryansın ediyor. Ben bu görev Hasan Gemici'ye verildiği gün aynı sözlerle, bu ayıp bize yeter diyerek itiraz etmiştim. Her ne kadar erkek sayısıyla karşılaştırıldığında komik ötesi bir rakam ise de Meclis'te bu kadar kadın milletvekili var, onlardan hiçbiri bakan olmaya lâyık değil miydi? Hiçbiri, bakan olduğu günden beri sesi sedası çıkmayan, tabiri caizse yan gelip yatan Hasan Gemici kadar bu işi yapamaz mıydı?
Bu ülkede en az 30 milyon kadın yaşıyor, onlarca yıldır daha bir Medeni Kanun'u eşitliği sağlayacak şekilde değiştirmemişler, 30 milyon kadını tribünlerdeki seyirciler gibi sadece izleyerek yaşamaya mahkm etmişler, bir de utanmadan erkekten kadın bakanı yapmışlar.
Utanmadan "Alın size eşitlik, kadınları da askere alacağız" diyorlar.
Artık efendiliği falan bir kenara bırakıyor, o sesi sedası çıkmayan "Hamfendi Kadın Örgütleri" adına da sesleniyorum;
Bu rezilliğin ta kendisidir beyler, utanmanız ve bu sefil görüntüyü derhal değiştirmeniz lazım.
Atatürk'ün gurur duyduğu Türk kadını, sizin reva gördüğünüz bu tabloya lâyık değil!
Bahçeli'nin sözleri
Devlet Bahçeli "Siyaset ve yönetim kurumları eninde sonunda denetim ve sorumluluktan kaçmayan şeffaf bir yaklaşım içinde, halk nezdinde kaybettikleri itibarı yeniden kazanma eğilimine gireceklerdir" diyor. Milletin yıllardır bir numaralı beklentisi bu. Onun için de adının etrafında şaibeler dolaşan siyasetçilerin aklanması konusunda tavizsiz bir tutum sergilemesi, böylesine hassas bir dönemde istikrarı bozma tehlikesi yaratsa bile anlayışla karşılanıyor. MHP Genel Başkanı iktidara geldikleri günden bu yana sergilediği tutarlı görüntüyle saygınlığını koruyor. Ama gelecek seçim için taşıdığı güven açısından bir noktaya çok dikkat etmesi lazım; Halk MHP'nin vitrininde onun gibi ne söylediğini bilen, polemiğe girmeyen akıllı bir lideri, arka planda ise "töre bunu gerektiriyor" diye birbirine saldıran milletvekillerini, halâ çete elebaşlarını koruyan bir görüntüdeki parti anlayışını, ihalesiz olarak önemli projeleri tanıdık firmalara teslim eden veya sadece MHP'li olduğu için yolsuzluğu kanıtlanan isimleri bile işbaşına getiren MHP'li bakanları görüyor. Sayın Bahçeli şeffaflık ve sorumluluktan söz ederken partisinde yapılan hatalara göz yumarsa inandırıcılığını kısa sürede yitirir, kızdığı parti liderlerinden farkı kalmaz.
Bir de.. Keşke arada biraz gülümsese.. Asık suratlardan çok bıktıp. Azıcık tebessüm, azıcık espri anlayışı ciddiyete hiçbir zarar vermez, öyle değil mi?
Vakko Golf Kupası
Golf sporu son birkaç yıldır Türkiye'de iyice benimsendi ve giderek meraklıları artıyor. Golf sadece çok güzel bir spor olarak değil, turizmi de diğer ülkelerin seçkin, kaliteli kesimlerini çeken bir turizm olduğu için önemli. Bu açıdan, hızla gelişmesi bize çok yönlü yararlar sağlayacak.
Vakko ilk defa golf sporuna katkıda bulanacak bir etkinlik hazırlayarak geçtiğimiz hafta Kemer Country'de 131 oyuncunun katılımıyla bir golf turnuvası düzenlemiş. İki gün boyunca acıkanlara, susayanlara golf arabalarıyla servisler, her ihtiyaçlarının karşılanacağı standlar, kapıda sabahtan akşama hazır bekleyen ambulanslarla, katılan yabancılara "Amerika'da bile böyle bir organizasyon görmedik" dedirten kusursuz bir turnuva.
Kazananlara ödüllerinin verildiği kusursuz bir gece.. Ünlü Fuji şarkısını söyleyen Salome de Bahia, Hermes House Band gibi sanatçı ve gruplar, Dj Hovannes'in seçtiği müzik parçalarıyla saatler süren bir yaz partisi. Masamda bulunan gençler gecenin sonunda "İstanbul'da dans edecek bir yer bulamıyoruz, ne kadar eğlendik" diyorlardı. Bizde hiç önem verilmiyor, eğlence denince masaların başına saksı gibi dizilmek anlaşılıyor, oysa dans kısacık bir süre bile yapılsa ne kadar sağlıklı, ne kadar insanın elektriğini alan, rahatlatan bir aktivite.
Sporu ve eğlenceyi en güzel şekilde kaynaştırmayı başaran Vakko'yu Kemer Country golf organizasyonu için gönülden kutluyorum.
Ankara karşılamalı!
Kızını trafik yasa ve uygulamalarının yetersizliğine kurban veren Boray Uras bu yasaların öncelikli olarak çıkarılması için İstanbul'dan Ankara'ya yaptığı yürüyüşü tamamlamak üzere. Yol boyunca ona özürlülerin verdiği desteği özürsüzler gösteremedi, karşılamalar yetersiz kaldı. Yüzlerce, binlerce kişinin katılımıyla yürümeliydi, olmadı.
Hiç değilse Ankaralılar, kuruluşlar, örgütler onu hakettiği şekilde karşılamalı. Boray Uras hepimiz için yürüyor, parlamentoya sesimizi duyurmaya çalışıyor.
Trafik katliamına dur demekte, görmeyen gözleri, duymayan kulakları açmakta onu yalnız bırakamayız. Haydi Ankara!!
