Batı uygarlığı, tekerleğin ve penisilinin icadını, hatta uzayın fethini bile geride bırakacak büyüklükte bir keşfi kutluyor.
Amerikalı ve İngiliz bilim adamlarının, insan vücudunun gen haritasını çözmesi, başta kalp hastalıkları ile kanserin sebep olduğu ölümleri önleyeceği için insan ömrü yakın yıllarda bir misli, orta vadede daha da uzayacak.
Dünyayı, bireysel ve toplumsal değer yargılarının toptan değişeceği bir dönem bekliyor.
Çünkü "ölümlü dünya" anlayışı değişecek, çocuklarımız için hayal ettiğimiz güzelliklere bizim de ihtiyacımız olacak.
Bizim toplum olarak bilime, uygarlığa çok önemli bir katkımız olmadı. Hiç değilse keşiflerinden yararlanalım.
Araştırmalar, insanların genetik açıdan yüzde 99.8 oranında birbirlerine benzediklerini ortaya koyuyor.
Demek ki fark, binde 2 oranındaki küçük ayrıntılarda.. Demek ki Allah'ın insanları eşit yarattığı söylemi, bir ideali değil gerçeği yansıtıyormuş..
O zaman Batı uygarlığı, ebedi yaşamın sırlarını keşfederken biz niçin dinci bağnazlıkların ve ırkçı terörün tehditleri ile, mafya ile, yolsuzluklarla, rüşvetle, iktidar kavgaları ile bunalıyoruz?
Binde 2 ayrıntıya bu kadar beceriksizliği sığdıran yöneticilerden bir an önce kurtulmak için artık daha fazla sebep var.
Bunların bir de 200 yaşına kadar yaşadıklarını düşünebiliyor musunuz?!
Şerden hayır..
Koalisyon ortakları arasındaki Yüce Divan çekişmesi, hükümetin ömrünü olumsuz etkiledi mi?
Çok kimse buna "Evet, etkiledi" diyor.
Fakat MHP lideri Bahçeli aynı fikirde değil:
"Bazı şeyler ayrışmayı değil beraberliği kuvvetlendirir. Son olaylar da öyle. Merak etmeyin, hükümet başladığı gibi gider.."
Biz de bu kanaati paylaşıyoruz.
Siyasi ortaklıkların bozulması için, bozan tarafın, doğacak kriz ortamından menfaat sağlayacağına dair kesin işaretler görmesi gerekir.
Böyle bir tablo yok ülkede.
Tam tersine şartlar, başlatılan iddialı projeler nedeniyle toplumda muhalefetin yükseldiğini, olumlu değişimleri görmek için en az bir yıl beklemek gerektiğini düşündürüyor.
Enflasyonla mücadeleyi iflâs ettirecek bir hükümet bunalımının siyasi bedelini ödemeye hiç bir partinin talip olmayacağı ortadadır.
Yokuşun çıkılması ve düzlüğe ulaşılması halinde ortaya çıkacak siyasi rantın, hükümetteki ayrışmayı değil, beraberliği güçlendirmesi ise daha muhtemeldir.
Son olaylar ANAP'ta ortaklarına karşı güvensizlik yaratmış olabilir.
Ama bu sorun, ANAP'ı bundan sonra atacağı adımlarda daha ciddi ve daha şeffaf davranmaya, spekülasyona açık kapı bırakmayan bir tedbir anlayışına getirebilir.