- Şu anda konuşmuyorum.
- Neden?
- Önümü göreyim. Önümde ne var onu görmeliyim.
- Nedir görmek istediğiniz?
- Tavırların netleşmesi lazım.
- Kimlerin tavırlarının netleşmesi lazım?
- Saydığınız sayın liderlerin tavırlarının netleşmesi lazım.
- Sayın Bahçeli "koalisyon ortağı olan bir partinin liderinin hükümete girmesine neden karşı çıkalım" şeklinde bir açıklama yaptı. Bu bir ilerleme sayılabilir mi?
- Mesele o değil.
- Nedir mesele?
- Son 15 günkü tutumlarla ilgili genel değerlendirmeye ihtiyacım var.
- Bir koalisyon liderleri zirvesi için talepte bulundunuz mu, ya da size böyle bir talep geldi mi?
- Hayır gelmedi. Ama ne zaman isterlerse yaparız, ben hazırım.
- Konuşmak için (bir grup Meclis soruşturmasının daha oylanacağı) Perşembe gününü mü bekliyorsunuz?
- Hayır, muhtemelen önümüzdeki haftadan önce konuşmam. Biraz sessiz kalmak istiyorum.
- Sessiz kalmaktan ne yarar bekliyorsunuz?
- Yarar, zarar hesabı yapmıyorum. Dediğim gibi, tavırların, tutumların netleşmesini bekliyorum.
Her ne kadar Ecevit de, Bahçeli de Meclis soruşturma dosyalarının koalisyon protokolü ile ilgisi olmadığını ve istikrar için hükümetin devam etmesi gereğini söyleseler de, MHP milletvekillerinin Yüce Divan oylamalarındaki tutumları kamuoyunda farklı yorumlanmıştır. Bu yorum, "MHP'nin ANAP'ın ortaklığı ve Yılmaz'ın hükümete girişine ilişkin kuşkular taşıdığı" yönündedir.
Ancak Ecevit'in Yılmaz'a yaptığı hükümete girme çağrıları ortadadır. Aynı şekilde, Ecevit'in "hükümetteki uyumun Meclis'e de taşınması gereğinden" söz ettiği açıklaması da hatırlardadır.
Bu durumda, Yılmaz'ın "tavır netleştirme" çağrısı, kendisi Bahçeli'yi yalnız bırakmama kaygısıyla işin içine Ecevit'i katıyor olsa da, Bahçeli'ye yapılmaktadır.
Bahçeli'nin bu çağrıya vereceği yanıt koalisyon ortakları arasında bir tür güven tazelemeye dönüşürse, hükümet Ekim'de başlayacak yeni Meclis dönemine daha rahat girecektir.