


Ders alalım
Euro-2000 bize tecrübe kazandırdı. Yanlışlarımız kapatılacak gibi değil, bunun farkına vardık. Türkiye'de hakemlerin futbolumuz üzerinde ne kadar etkili olduğu kanıtlandı. Plansız ve programsız maçlara çıkan Milli Takım'ın düştüğü hatalar ortaya çıktı. Oyuncu seçimini yanlış yaptık. Mükemmel bir Rüştü herşeyi kapattı. Ama biz uyarı görevimizi yapacağız.
Milli Takım bir yerlere gelecekse, kulüpleri rahatsız etmeden, her yıl 10-12 hazırlık maçı oynamalıyız. Dünyada oturmuş, mükemmel starları olan takımların tümü bunu yapıyor.
Portekiz maçında Alpay büyük hata yapıp atıldı. Ama 10 kişi kalana kadar Portekiz'in 5 net pozisyonu var. Biz ise rakip kaleye bir kere gidememişiz. 2 pas yapamadık, topa sahip olamadık. Fazladan ne yaptık? Olağanüstü mücadele ettik, kalpten oynadık. Sakatlık olmamasına rağmen her maça ayrı kadro çıkarttık. Bu takımda Rüştü, Alpay, Okan, Hakan Şükür ve Suat, iyiyse Abdullah, değilse K.Hakan direkt oynamalı.
Alpay'ın atıldığı pozisyonda vurma yok, teşebbüs var. Hakem haklı olabilir. Teşebbüse, kötü niyete verdi. Alpay bu kötü niyeti nasıl gösteriyor? Okan, kartı varken 10 dakika hakemle nasıl konuşuyor? Çünkü Türkiye'de dokunulmamaya alışmışlar. Bu, hakemlerin 4 Büyükler'i korumasının eseridir!
Gerçekleri bu defa görün
Ve Arif olayı. Arif'e penaltı attırmak yanlış. Ayrıca penaltıyı yaratana kadar Arif yorgun düştü. Yorgun adama penaltı attırılmaz. Bu takımın kaptanı, "Sen atma" diyecek şahsiyette, ağırlığı olan biri olmalı. Bunlardan ders alacak mıyız? Yoksa Alpay atıldı da, Arif penaltı kaçırdı da, ilk kez çeyrek finale çıktık da gibi kandırmacalarla kendimizi dolduracak mıyız? İyi mücadele ettik, ama iyi oynamadık. Bu gerçeğin üstünü örtmeyelim.
Elinde bir sürü ünlü takımı eleyerek Avrupa Şampiyonu olmuş G.Saray takımı var. Milli Takım'ın iskeleti G.Saraylılar'dan oluşmalı. Farklı davranarak, kendine değişik hava vermeye gerek yok. Tenkit bu konularda yapılıyor. Tenkit adıyla hakaret ediliyorsa, o çirkin. Kimsenin şahsiyeti ile oynayamazsınız. Kimsenin aldığı parayı da eleştiremezsiniz, primler için de konuşamazsınız. Milli maçlarda Fenerli yazar Fenerli'yi, G.Saraylı yazar G.Saray'ı, Beşiktaşlı yazar Beşiktaş'ı koruyor. Çünkü aksi durumda kulüplerden dışlanıyorlar. Bu eyyamcılıktan kurtulmalıyız.
Bir sürü tatsızlıklar da oldu. Sergen'in lafları, Tugay'ın yaptığı hareket ve kadrodışı bırakılması gibi. Bunlar kampın uyumsuzluğunun göstergeleridir. Bir de prim meselesi çıktı. Herkes futbolcuların alacağı prime takıyor. Federasyon, futbolculara hakettiklerini veriyor. Çeyrek finale kaldılar, Türkiye mutlu oldu. Kendilerini otorite tayin etmişler, tenkit ediyorlar. Kimse o tenkitçilerin aldıkları paraya bir şey demiyor. Ne kadar çirkin... Onlar TV'ye çıkıp bedava mı konuşuyorlar?