|
ŞÜKRÜ KIZILOT(skizilot@sabah.com.tr
)
|
Düğünlerde takılan altınlar ve paralar...
Bugünlerde okurlarımızın en çok sorduğu sorulardan biri de düğünlerde takılan altın, mücevherat ve paralarla ilgili. Özellikle gazetelerde yayımlanan görkemli düğün törenleri, saatlerce süren takı merasimleri, takılanların gelinin kollarına ve parmaklarına sığmayışı, damadın elbisesine iliştirilen ya da bir zarf içinde verilen dolarlar, "bu takıların vergisi var mı?" sorusunu akla getiriyor.
Altınlar ve başlık parası
Düğün ve nişanlarda, geline takılan bilezik, küpe, pırlanta, yüzük, broş, saat, altın liralar, beşibiryerdeler ile yüzgörümlüğü, damada takılan paralar ve verilen hediyeler, sünnetlerde takılan altınlar ve verilen paralar, vergiye tabi değil.
Yasalarımızda, bununla ilgili özel bir hüküm var. Veraset ve İntikal Vergisi Yasası'nın 4. maddesinin (c) bendine göre; "örf ve adete göre verilmesi mutat bulunan hediye, cihaz, yüzgörümlüğü ve drahomalar (gayrimenkuller hariç)" veraset ve intikal vergisinden müstesna tutulmuştur. Düğün, nişan ve sünnetlerde takılanlar, verilen hediyeler ve paralar da, bu çerçevede değerlendirilmektedir. Yani vergiye tabi değildir.
Başlık parasına gelince, kızlara verilen başlık parası "şimdilik" kaydıyla vergiye tabi değil. İleride bir yasa değişikliği olmazsa, 2003'den itibaren, vergiye tabi olacak. Erkeklerin başlık parasına gelince, erkeklerinki vergiye tabi değil. "Erkeğin de başlık parası mı olur?" demeyin, oluyor. Yahudiler, kızlarını evlendirirken, erkeğe iş kurması ya da ev alması için, "drahoma" diye adlandırılan yüklü bir başlık parası veriyorlar. Onun için de, zengin yahudi kızlarına ilgi çok oluyormuş... Bizim Veraset ve İntikal Vergisi Yasası'na da, 41 yıl önce bununla ilgili bir hüküm koyup, drahomaları vergi dışı bırakmışlar... Nasıl iyi mi?
Napolyon'un düğün hediyesi
Madem yazıya düğünlerde takılan altınlarla başladık, bununla ilgili bir fıkrayla da bitirelim. Napolyon'un yanına yaklaşan bir genç, yakında evleneceğini belirterek, yardımcı olmasını istemiş. Napolyon da, düğün hediyesi olarak, bir altın takmış. Bunun üzerine damat adayı genç, Napolyon'a;
- Senin gibi birisi, hiç kardeşine bir tek altın mı takar?
dediğinde Napolyon şaşırmış ve merakla sormuş;
- Bir dakika, seninle nereden kardeş oluyoruz?
- Açıklayayım... Sizin annenizin, annesinin, annesi, onun da annesinin annesinin annesi... Havva ana değil mi?
- Eveet...
- Benim de öyle. Peki babanızın, babasının, babası onun da babasının, babasının, babası... Adem Baba değil mi?
- Eveet...
- Benim de öyle. İşte biz sizinle Havva Anamız ve Adem Babamızdan dolayı kardeş oluyoruz. İnsan hiç kardeşine bir altın verir mi?
Napolyon düşünmüş adam haklı. Tam ne diyeceğini düşünürken, aniden aklına ilginç bir şey gelmiş ve damat adayına, kulağını kendisine iyice yaklaştırmasını söyledikten sonra, şunu fısıldamış;
- Bak delikanlı, sen şu bir altını al ve sessizce buradan toz olup git... Yoksa diğer kardeşlerin duyarsa, sana bu altın bile kalmaz!..
|
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|