Pazar kahvesi
Türkiye'nin yüzkarası nedir?
Bölücülük mü, irtica mı, çetecilik ve yolsuzluk mu, yoksa enflasyon mu, hangisi?
Duraksamadan sayabilirsiniz?
Demokrasi ve İnsan Haklarından tutun, uyuşturucu'ya kadar yolu var... Adaletsizlik dahil.
Hangisi?
En yüzkarası diyerek hiç birini ilk sıraya oturtmak da mümkün değil... Çünkü hepsi birbirinden beter... Birinciyle sonuncu arasında fark yok...
Hepsi yüzkarası.
*
Peki, Türkiye'nin yüzakı nedir?
Bir çırpıda sayamazsınız.
Tarih mi, coğrafya mı, güneş mi, deniz mi, hangisi?
Spor mu, san'at mı, roman mı, müzik mi?
Yoksa mutfak mı, gelenek mi, görenek mi?
Belki de misafirperverlik... Yardımlaşma... Paylaşma.
Yâni insaniyet.
*
Zor bir tasnif. Haklısınız.
Akla hemen yüzkarası geliyor.
Ne kadar yüzkarası varsa, insan önce onları hatırlıyor. Çünkü onları öne çıkarmışız...
Trafik kazaları, orman yangınları, arazi mafyaları, ihale cambazları, vergi kaçakçıları, ölü soyucuları, hatta deprem tâcirleri...
Hayatımız hep bu tip haberlerle dolu.
Beyinlerimiz hep bu tip haberlere endeksli.
Tünel inşaatındaki bir yolsuzluk bize GAP gibi muazzam bir eseri unutturuveriyor.
Hastane koridorlarındaki bir ihmal, bize o güzelim tıp merkezlerimizi ve değerli tıp adamlarımızı derhal unutturuveriyor.
Bir turist'e yapılan talihsiz bir tâciz, dünya çapındaki turizm tesislerimizi de unutturuveriyor.
Memleketimin eşsiz hasletlerini bir çırpıda sayamıyoruz... Ama ahlaksızlıkları saymaya gelince bülbülüz.
Neden böyle?
*
Bütün duraksamalara rağmen, dünya çapında iş adamı ve sanayicilerimiz var.
Avrupa'ya meydan okuyan tesislerimiz, mimarlarımız, mühendislerimiz... Yabancı meslekdaşlarına fark atan bankacılarımız...
İçini gezdiğiniz zaman, insana yeniden tahsil yapma arzusu veren üniversitelere sahibiz.
Bunları bir çırpıda hatırlayamıyoruz. Çünkü Susurluk önde koşuyor... Katillerimiz ve kaçakçılarımız, hafızamızın güzel yanlarını yoketmiş.
Asya'yı Avrupa'ya bağlayan Boğaz'ın incisi iki köprüyü gözlerimizle sevemiyoruz. Çünkü Sincan derhal öne fırlıyor... Komplo teorilerimiz, memleketimin en güzel eserlerini örtmüş, kapamış.
Avrupalı olacağız dedikçe, meçhul birileri paçamızdan çekip hayır di yor sizin yeriniz Ortaasya.
*
Benim asli görevim yazarlık falan değil, sadece bunları anlatmak.
Türkiye deyince aklınıza ilk ne geliyor? Söyleyin.
Yüzkaralarımız mı, yüzaklarımız mı?
İkincisi, birincisine galip gelene kadar, hem de eze eze galip gelene kadar, bıkmadan usanmadan bu konuyu dipdiri tutmak istiyorum. Bana yardım eder misiniz?