kapat

25.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
HINCAL ULUÇ(uluch@sabah.com.tr )


Mutlu yaşamanın 10 anahtarı...

Her ülkenin binlerce atasözü var, özdeyişi var. Bunlar birikimlerin hap halinde ifade edilmiş şekli.

Ünlülerin, toplumları etkileyen kişilerin özdeyişleri var, çoğu zaman yazarlar anlatmak istedikleri konuya giriş yaparken "ufuk açma" niyetine alıntı yaparlar.

Philip E. Humbert adlı bir psikiyatri profesörü, "İnsanlara mutlu yaşamın anahtarını 10 kuralda toplayacak olsam, hangi deyişleri seçerdim" diye kapsamlı bir çalışma sonrası bir liste çıkartmış.

Bu pazar sakin bir köşeye çekilip okuyun, sonra herkes kendi hesabına isterse üzerine düşünsün.

***

1. Kendini tanı.. (Sokrates)

Kendi içinde yolculuk yap. Günlük tut. Kalbin, gönlün, vicdanın ne diyor? Neyi öne çıkartıyor? Dünyaya bilinçli bakmanın yolu başta bu iç yolculuktan geçiyor.

2. Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol!.. (Mevlana)

Dürüst ol, adil ol, hakça düşün. İçinden gelen sesin öne çıkardığı değerleri koru. Hayatta birşeyleri korumak için ayakta kalmazsan herşey seni düşürür.

3. En yukarda aşk var!. (St.Paul)

Sesi müziğe dönüştüren aşktır. Aşk olmazsa, sevgi ilişkileri yoksa, ihtimam eksikse hayatın kuru bir daldan farkı kalmaz.

4. Dünyayı hayalgücü döndürür. (Albert Einstein)

Yaptığımız herşey hayal kurarak başlar. Hayat -herkes için- hayalleri gerçekleştirmek ve yapabileceğinin en iyisi, olabileceğinin en güzeli peşinde gitmektir. Bobby Kennedy'nin sözü gibi:

"Diğerleri dünyaya bakıyor ve 'Neden' diye soruyor. Ben bambaşka bir dünya düşünüyor ve 'Neden olmasın' diye soruyorum.

5. Fazla güzellik göz çıkarmaz!. (Mae West)

Güzel hayat doya doya yaşanır. Mutluluk paylaşılır, hayatı sevme hissi coşkuyla beraber gelir. Ruhun müziğinde "Haydi bastır, göster kendini" temposu vardır. Kibir değil, coşku!

6. Fırsatlar yakalandıkça çoğalır. (Sun Tzu)

Başarı cesaret ister, başlangıçtaki cesaret sonradan inanca dönüşür. İnanç insanlığa daha iyi hizmet arzusuna dünüştüğünde fırsatlar yelpazesi yukarı bir seviyede tekrar açılır.

7. Ya yap, ya yapma. Kararsızlık yok!. (Yoda-Yıldızlar Savaşı)

Hayat seri hareket, karar ve kararlılık gerektirir. Tereddütte kalanlar geride kalır. Hayatın üstüne gitmezseniz hayat sizin üstünüze gelir.

8. Mükemmellik, ekleyecek bir şey kalmadığında değil, alınacak birşey kalmadığında oluşur. (Antoine de St.Exupery)

Hayatınızı basitleştirin. Basite indirge.. Daha indirge, bir kere daha indirge... O zaman ne kalıyor, ona bak. İstekler listenizi kısa tutun. Kısa tutun ki yoğunlaşabilesiniz. Güneş ışığına büyüteç tutmak gibi, odaklamazsanız hayatı yakamazsınız.

9. Kabiliyet yoksa sanatçı olmaz, ama çalışılmadıkça kabiliyet hiç bir işe yaramaz.. (Emile Zola)

Ancak akıllı, bilinçli ve odağı şaşmayan çabalar sonrası olası potansiyelin yapabilecekleri gerçekleşir. Elması yontmadıkça elinizde sadece bir taş parçası vardır.

10. Hayatı yaşamanın iki yolu var. Biri, hiçbir şey mucize değilmiş gibi yaşamak.. Diğeri, herşey mucizeymiş gibi yaşamak!.. (Albert Einstein)

Şükretmeyi unutmamak gerek!.

(Bilgisayarımın bir köşesine sıkışmış.. Sizlerden birinden gelmiş, ama kimden bulamadım..)

Hakan & Utku'dan tatil keyfi!..

Yazın sıcaklığını hissettirmesiyle birlikte siyasette de sular ısındı. Bu durumun siyasette deprem belirtisi olduğunu iddia edenler var, çünkü hayvanlar yerinde durmuyor.

Kurt güvercini yakalamaya çalışıyor, arı kurtu sokmaya yelteniyor, güvercin kıratla uğraşıyor. Memleketin neresine baksanız hayvan görüyorsunuz.

Tilki ile karga arasında geçen Ezop masalını bilirsiniz değil mi? Karganın ağzında peynir vardır. Tilki ise onu konuşturarak peyniri kapmaya çalışmaktadır.. İşte bu masalın 2000 yılı milenyum versiyonu.. Dalda güvercin, yerde kurt..

-Alooo güveç, konuşsana be oğlum.. Bak ağzında peynir de yok hem..

-Bana güveç demekten vazgeçersen sevinirim. Benim adım güvercin.. Ben sana adını uzatarak elma kurdu desem nasıl olur?

-Şişş.. Ayıp olur delikanlılığa sığmaz.

-Neyse onu bunu bırak şimdi. Çok ayıp ettin çocuğa.. Senin yaptığını kırat yapmaz be..

-Hangi çocuğa? Emrah'la karıştırdın beni..

-Sen bilirsin...

-Çıkar ağzındaki baklayı güvo.. Masaldaki karganın peyniri düşürmesi gibi aynen...

-Arı diyorum. Ufacık arıyla ne uğraşıyorsun be oğlum? Bak gül gibi yönetiyoruz şurada ormanı. Huzursuzluğun alemi var mı şimdi? Alıp veremediğin nedir yani?

-Huylanıyoom be güvo.. Zorla değil ya.. Sanki her an sokacakmış gibi geliyor.. İnan bana baldan bile soğudum bu yüzden..

-Hala mı güven yok aranızda, soksa bugüne kadar 1000 kere sokardı.. Der ki Güvercin.. Bitti mi arıya güvencin.. Hadi öpüşüp barışın.. Bak soğuyacak yoksa güvecin..

-Hoppalaa yine şairliğin tuttu be güvo. Oğlum, siyaset falan boş işler bunlar Aysel Gürel gibi popçulara söz möz yazsana, iyi para var diyorlar.

-Lafı değiştirmeye çalışma. Ne o beni de ekarte etmeye mi çalışıyorsun yoksa?

-Yok canım ne münasabet.. Olur mu öyle şey? Sen benim dünya ahret koalisyon ortağımsın. Gözümü sen açtın? Orman yönetmeyi senle öğrendim ben..

-O zaman arıyla öpüşüp barışacaksın.. İşte o kadar. Dışarda bizim yerimizde kimler olduğunu biliyor musun sanki.. Çakallar, öküzler, ayılar, boğalar, yılanlar. Aslanlar kendilerini bu ara biraz spora verdi de kurtulduk.

-Ya sokmaya kalkarsa...

-Hay şimdi ben sokacam ama yaaa..

-Güvercin kurdu sokamaz.

-Biliyoruz be oğlum. Ama arı sokar.. Ama sokarsa kendine zarar, ölür gider o da o kadar aptal değil herhalde.. Allah Allah yaaa.. Sen adamı çıldırtırsın...

-Hakkaten doğru söylüyorsun. Hem çamur sürerim soktuğu yere geçer.

-Evet bak akıllanmaya başladın. Ona buna çamur atacağına o çamuru sürersin ne ağrı kalır ne acı..

-Aloo Güvo bak kinaye yapma bana, ısırırım bak..

-Kurt güvercini ısıramaz.

-Niye ısıramazmışım. Ulen insan köpeği ısırıyor haber oluyor da ben seni mi ısıramayacağım be.. Isırmakla kalmam yerim ulan seni.. Ayrıyeten kurt güvercini yakalayamaz gibi şeyler duyuyorum sağda solda.. İstesem yakalarım bilirsin. İddiaya binmesin sonra iş..

-Önce uçman lazım be güzelim. Uç uç kurdum annen sana terlik pabuç alacak...

-Eh günah benden gitti...

-Dikkat et arkanda arı var..

-Nerde? Ah düştüm..

-Hahaahahaaa..

-Gül gül son gülen iyi gülecek. Bu masalın burada bittiğini sanıyorsan yanılıyorsun..

hakanutku&hotmail.com

Eğer

..dünyanın bir bölgesini keşfeden kişi siz olabilseydiniz, nereyi keşfetmiş olmak isterdiniz?..

..mümkün olsaydı, doğum günü partinizde, hangi müzik gurubunun çalmasını isterdiniz?.

..sevgilinizle gizli bir yere kaçıp saklanmak isteseydiniz, nereyi seçerdiniz?.

SEVDİĞİM LAFLAR
Öyle horozlar vardır ki,

öttükleri için güneşin

doğduğunu sanırlar.

H.Dunant

Pazar neşesi
Pazar neşemiz bir klasik bu hafta.. İnanç Dost yollamış..

Ateşli bir köy delikanlısı şehrin en büyük marketinde işe başvurur.

Dünyanın bu en büyük çarşı-marketinde herşey ama herşey satılmaktadır. Patron sorar:

-Daha önce hiç satıcılık yaptın mı?

-Evet köyümde bu işi yaptım.

Patronun gözü çocuğu tutar:

-İyi, yarın başlıyorsun, Akşam ilk günü değerlendiririz.

Ertesi gün akşam olur ve patron çocuğu karşısına alır:

-Evet, bugün kaç müşteriye satış yaptın?

-Bir!.

-Ne bir mi? Herkes 20-30 müşteriye satış yaptı, sen sadece bir.. Bu nasıl iş?.. Kaç dolar tuttu peki?

-320 bin 334 dolar

Patron şaşırır:

-Nasıl becerdin bunu?

-Adama başta küçük boy bir olta, sonra orta boy ve sonra da büyük boy bir olta sattım. Adama nerede balık tutucağını sordum. Kıyıda deyince bir tekneye ihtiyacı olduğunu söyledim. Tekne bölümüne indik ve çift motorlu yelkenli lüks bir yat sattım. Vosvosuyla bunu çekemeyeceğini söyleyince son model 4x4 bir jip sattım.

Patron kendinden geçer:

-Ne diyorsun, bütün bunları bir küçük olta almaya gelen adama mı sattın?

Genç çocuk cevap verir:

-Yoo!.. Aslında karısı için bir paket orkid istemişti. Ben de ona 'Haftasonun mahvolmuş' dedim, 'Sen en iyisi balığa git!.'

Sız çok

Metin Dönmez'den bir mektup.. O kadar güzel ki.. Siz de okumalısınız..

"Bugün bir arkadaşa gittim ve dönüyorum saat biraz geç.. 24.00 suları..

Neyse eve geldim babam şöyle bir yüzüme baktı "Üstünü değiş yanımıza gel" dedi.

"Ahaaaaa" dedim "Şimdi katliam çıkacak!.."

Odama gittim, üstümü değiştirdim.. Babam elindeki gazeteyi okumaya başladı.

Bir öykü.. "Siz çok önemlisiniz" diye birşey..

Neyse okudu okudu.. Sonlarına geldi..

"Yaaaa oğlum" dedi. Benim gözlerim dolmuştu. Babama baktım gülüyordu gözleri ama, içi kan çanağıydı.

Annem de susmuştu ve kendini zor tutuyordu. "Şimdi benim için bir şey yapmanı istiyorum, oğlum" dedi, babam.. "Git, Hıncal Uluç'a bir e-mail yolla ve onu çok sevdiğimi söyle.."

Gerçekten ama gerçekten ben hayatımda hiç bir şey için göz yaşı dökmeye değmez zannederdim.. Oysa mutluluk gözyaşları ne güzel şey!.."

BİZİM DUVAR
Mevleviler de internete giriyor. "Edep Yahoo

Hakan & Utku

Kazım!..

Üç gündür, müthiş bir yazı dizisi var Akşam'da.. Kazım Kanat kanseri nasıl yendiğini anlatıyor..

Spor yazarı ruhundaki yenilmezliği kendi hayatına koymuş Kazım..

Kanseri yenmenin sırrını anlatıyor.. Tabii tıp.. Tabii doktor.. Tabii bilim..

Ama önce insanın kendisi..

Önce insanın "Bitmeden bitmez" diyebilmesi.. Baş eğmemesi.. Yenilmemesi..

Kanseri kafanızda bu kadar hafife alır, ona bu kadar olağan, hatta bu kadar neşeli bakabilirseniz, birinci turu geçip finale kaldınız bile..

Hastanede ziyaretine gittiğimde, başkaldırısını gözlerinden okumuştum Kazım'ın..

Şimdi o günleri anlatıyor..

Sadece kansere değil, yaşam boyu öne çıkan her engele meydan okuyuşun ve zaferin hikayesi bu.. Herkes okumalı..

Yaşa Kazım!..

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır