Geçtiğimiz pazar günü, bu yazının başlığını taşıyan art arda 3 elektronik posta göndermişler.. Altında T.G.E.M. diye de bir imza var..
Özetle diyorlar ki, "Türkiye'nin enerji politikasını, Türk Cumhuriyetlerle bu konudaki ilişkileri, bizler, 1995 yılından beri, çok ince bir biçimde belirledik.. Ama devreye İngiliz Gizli Servisi'nin bu işi engellemekle görevli yeni kurulan energy pol.cons isimli birimi girdi.. Yazılarınla milli devlet politikasına zarar verdiğin masamız tarafından saptandı. Kazakistan üst düzey bürokrasisini suçlayarak ilişkilere zarar verdin. Yazılarına dikkat et. Bu projenin zarara uğramaması için tüm şartları kullanacağımızı, bu uğurda gerekirse insanları deşifre etmeyi ve/veya etkisiz hale getireceğimizi..."
Şimdi, bu elektronik postayı bana her kim veya kimler gönderdi ise, bu yazıyı iyice okuyun:
1. Ben buradayım.. Yerim yurdum belli.. Korumam filan da yok. Silah da taşımam.
2. Eğer sizler de aynı cesarette iseniz, en azından kim olduğunuzu açıklayın.. Öyle harflerin arkasına saklanmayın..
3. Neyi deşifre edecekseniz edin.. Elinizde ne varsa açıklayın. Çünkü diyorsunuz ki, telefonlarımı bile dinlemişsiniz..
4. Kazakistan olayında, TPAO'nun 18 üst düzey görevlisinin bu sütunda gündeme getirilen müfettiş raporları sonucu, Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'nde hesap vermekte olduklarını unutmayın..
5. Etkisiz hale getirme cümlesine gelince, hodri meydan.. İnsanları tehdit etmek kolay.. Ama bu ülkede namuslu insanlar herzaman olmuş ve bundan sonra da olacaktır.. Bu ülkeyi seven insanlar herzaman olmuş, bundan sonra da olacaktır.. Bunu aklınızdan hiç çıkartmayın..
6. Sizlerin arkasında kimlerin olduğunu bilmiyorum.. Merak da etmiyorum.. Ama tahmin edebiliyorum.. Belki biraz uğraşırsam da bulurum.
Her kimlerseniz iyi okuyun bu satırları:
Bizi, doğru bildiğimiz yoldan, sizlerin de, sizin kafanızdakilerin de, ne para önerileri ve ne de tehditleri döndüremedi.. Bugüne kadar döndüremediği gibi, bundan sonra da döndüremeyecektir..
Türkiye'de gün gelip, keserin de, sapın da, hesapların da döndüğünü çok gördük biz..
Bugün baş olanların, yarın nasıl zavallı hale gelip, üstelik kirli ayaklara dönüştüğüne tanık olduk...
Türkiye sahipsiz kalmayacaktır.. Türkiye'nin canının isteyenin istediğini yapabildiği bir ülke olmaması için mücadele ettik yıllardır. Etmeye de devam edeceğiz. Belki medyada sayımız az.. Belki iki elin parmağı kadarız.. Ama bu sayının artacağına inanıyoruz.. Hem de çok sayıda artacağına..
Biz bu ülkede devlet malının yenmesinin, yağmalanmasının, hortumlanmasının önlenmesi için, bugüne kadar elimizden geleni nasıl şerefle yaptıysak, bundan sonra da yapacağız..
Ve o gün mutlaka gelecek.. Suçluların adalet önünde hesap verme günü..
Kaldı ki, Türkiye'nin bu konudaki çıkarlarının nerede olduğunu öğrenmek istiyorsanız, Genelkurmay Başkanlığı'nın hükümete gönderdiği mektubu bulup okuyun..
Namussuzluk, hırsızlık ve uğursuzluklarla sonuna kadar mücadeleye devam edeceğimizden, ne sizlerin, ne de ağababalarınızın, en ufak bir şüphesi olmasın..
İşte böyle T.G.E.M. kod adlı gurup, her kim iseniz ve de Türkiye'yi gerçekten çok seviyorsanız, hırsızlarla, yağmacılarla uğraşın.. Mesela, 11 Temmuz günü Ankara 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'ne bir uğrayın..
