kapat

07.06.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Sabah Kitap
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
EMİN ÖZTÜRK

Sorumlusu kim?

Mayıs ayı enflasyon rakamlarının ardından Hazine Müsteşarlığı tarafından yapılan bir açıklamada şu sözlere yer verildi: "TEFE'deki artışın sadece 0,3 puanı kamu kesimi fiyatlarındaki artıştan kaynaklanmıştır. Bu gelişmeden anlaşılabileceği üzere kamu kesimi, uygulanmakta olan programın gereklerine uygun bir davranış sergilemektedir. Ancak, geçtiğimiz aylarda da kamu bu eğilimi sürdürürken özel kesim bu yönde gerekli davranış biçimini tam anlamıyla ortaya koyamamıştır." Biz aynı düşüncede değiliz. Nedenlerini tek tek açıklayalım:

* Kamu kesiminin programın gereklerine uygun davranması iki nedenle son derece doğal. Birincisi, emir-komuta zinciri kamu sektöründe geçerli. Öyle olmasaydı, örneğin, elektrik fiyatlarındaki artışlar aylık yüzde 2.1 mi olurdu, yoksa yüzde 5 mi? Ki, orada bile program hedeflerine tam uyum yok. Kur sepetinin artış hızı Nisan ve Mayıs aylarında yüzde 1.7'ye düştüğü halde elektrikte aylık fiyat artışları yüzde 2.1 olarak devam ediyor. İkincisi, özel sektör kuruluşları zarar ettiğinde kamu sektörü kuruluşları gibi bunun tazmin edilmesini Hazine'den isteyemiyor.

* Kamu-özel karşılaştırmasını 1999 Kasım'ından başlatmak daha doğru. Kamu 2000 yılında kısıtlı zam yapacağı için bunu telafi edecek artışları geçen yılın son iki ayında yaptı. Özel sektör ise bu maliyet şokunu ağırlıkla Ocak ve Şubat aylarında fiyatlarına yansıttı. Nitekim, Kasım-Mayıs arasındaki 7 aylık dönemde kamu sektöründeki kümülatif fiyat artışı yüzde 36.4, özel sektörde ise yüzde 29.7. Yani özel sektör kamuya henüz yetişememiş bile.

* Bir de teknik açıklama: Mayıs ayında yüzde 1.7 olan TEFE enflasyonunun sadece 0.3 puanı kamu kesiminden geliyor demek doğru ama işin detayını bilmeyenler için yanıltıcı bir ifade. Mayıs ayında TEFE'nin kamu alt kalemi yüzde 1.2, özel sektör alt kalemi yüzde 1.9 artmış. Kamunun toplam TEFE içindeki payı yaklaşık 0.25; kalan 0.75 özel sektörün. Bu durumda ağırlıklandırılmış katkı kamu için 0.3, özel sektör için 1.4 oluyor. Doğru ama bu ağırlıklandırılmış rakamlar kamunun payının küçük olması nedeniyle durumu abartıyor. Bu yaklaşıma göre, kamunun ve özel kesimin toplam TEFE'ye katkılarının eşit olması için özel sektördeki fiyat artışlarının kamudakinin üçte biri olması gerekiyor.

* Son olarak şunu hatırlatalım: Eğer özel sektörün de program hedefleri doğrultusunda davranma yükümlülüğü olsa idi, bu amaçla bir ekonomik önlemler paketi değil bir direktifler listesi hazırlanırdı. Özel sektörün fiyat artışlarını arz ve talep koşullarının belirlemesi doğal. Kamu fiyatlarının ve kurun hedef enflasyona göre artması özel sektör üzerindeki maliyet baskısını azaltır. Kabul ama işçi ücretleri ve SSK primleri de maliyetlerin bir parçası. Kamu otoritesi bu konularda ne yaptığını da sorgulamalı. Ancak, bir de talep tarafı var. Ki orada yapılması gereken, fiyatların fazla artması durumunda üreticinin malını satamayacağı talep koşullarının yaratılması. Malını rahatça satabilen bir üreticinin zam yapmamasını beklemek fazlaca iyimserlik.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır