


Deprem'e dair
Bu def'a da Çankırı sallandı...
İster 5.9, ister 6.1... Ateş düştüğü yeri yakar... Korkusu bile yeter.
Çankırı ve çevresine geçmiş olsun.
*
Yalnız ne var ki, Çankırı sallanınca bile hemen İstanbul gündeme geliyor.
Marmara'daki fay hattı biraz güney'e doğru kıvrılsa, hemen İstanbul'dan uzaklaştığı müjdeleniyor. Bandırma'yı kimse düşünmüyor...
Yahut ucu öbür tarafa kaysa, yine İstanbul'da gülücükler açıyor. Tekirdağ'ı kimse umursamıyor.
Şimdi de Çankırı Depremine bakarak - İstanbul'u tehdit eden- meşhur Fay Hattı'nın, doğuya doğru yönelmiş olabileceği ihtimali, adeta sevinç yaratıyor.
Sanki Çankırı, Zonguldak, Kastamonu, Vatan Toprağı değil...
Var mı yok mu İstanbul...
Sadece onun canı tatlı.
*
Allah korusun.
Allah Türkiye'nin her karış toprağını korusun.
Tabii İstanbul'u da korusun.
Ama İstanbul, ne Allah katında bir imtiyaz'a sahip, ne doğa katında, ne de bilim katında.
Hakkari ne ise, İstanbul o...
Sinop ne ise, İstanbul o.
Bunu kimse unutmasın.
Hele Bilim Adamları, İstanbul'u rahatlatacağım diye diğer 80 ili sakın korkutmasın.
Moralde bile eşitlik şart.
*
Esasen deprem, öyle bir nesne ki, eşitlik'in ağa babası.
O'nun karşısında zengin-fakir farketmiyor.
İster Cumhurbaşkanı olun, ister işportacı.
İster pehlivan olun, ister futbolcu.
Genç-ihtiyar-kadın-erkek-çocuk... hiç farketmiyor.
Sağcı, solcu, dinci, laik, antialik, Komünist, Kapitalist... Hiç.
Çaresizlik'te eşitsiniz.
Kimi nerde yakalayacağı belli değil.
Biz bölücülüğün her türlüsüne karşı olduğumuz için, Doğu ile İstanbul arasında bir deprem ayrımını da bölücülük sayarız.
Yani Fay Hattı, sahiden doğu'ya doğru yürüyorsa bir İstanbul sâkini olarak aman iyi, tehlike uzaklaşıyor diye sevinemeyiz.
Yozgat'daki adamın evlât acısıyla, Avcılar'daki kadının yürek sızısı, bizim için aynıdır.
Çankırı'ya geçmiş olsun.
Dileriz ki Fay Hattı, parça parça kırılıp 3'er derecelik 4'er derecelik küçük ve zararsız sallantılarla, güzelim Anadolu ve aziz İstanbul, şu deprem tehditinden tümüyle kurtulsun...