


Geleneksiz Cumhuriyet...
Ülkelerin en büyük talihsizliği, kurum geleneklerinin olmayışıdır. Cumhuriyetimizin en talihsiz kurumu cumhurbaşkanlığıdır.
Atatürk'e bakınız; Meclis' i küçümseyen tek bir sözcüğünü veya tavrını göremezsiniz. 15 yıl cumhurbaşkanlığı yaptı. Otoritesini tartışabilecek tek güç yoktu. Bu süre içinde Millet Meclisi'ni baş tacı etmesini bildi ve cumhuriyet için bir mükemmel saygı ve güven geleneği başlattı.
İnönü'ye bakınız; hayran olunacak bir siyaset terbiyesini görürsünüz. 12 yıllık cumhurbaşkanlığında Millet Meclisi'ne karşı Atatürk geleneğinin saygı ve güvenini gösterdi.
***
Meclis'in ilk küçümsenişi Demokrat Parti ile başlar. Menderes, "odunu koysam milletvekili seçtiririm" diyordu. "Siz hilafeti bile getirebilirsiniz" iltifatı, aslında Meclis'i aşağılayan siyaset kurnazlığıydı.
Sonra 20 yıl süreyle kontenjan senatörlerinden cumhurbaşkanı tayin eden modayı getirdik... Ne komedili günlerdi. Süresi dolan cumhurbaşkanı birini kontenjan senatörü seçiyor, 24 saat geçmeden o kişi cumhurbaşkanı seçiliyordu. Demokrasinin işletilişi mükemmeldi...
Kontenjan senatörlüğünü kaldırdık; yerine dışardan cumhurbaşkanı tayin yöntemini getirdik. Sanırım bir süre de bu moda ile avunuruz.
Cumhuriyetin talihsizliği bu gelenek yokluğudur. Buna demokrasi diyoruz.
***
Geleneksiz cumhuriyetin başkanı, kendisini seçen meclisi aşağılayabilir mi?
Teoride hayır; pratikte evet!.. İşte örneği...
Yeni cumhurbaşkanı, bu sıfatı kazanabilmesinin zorunlu şartı olarak Meclis huzurunda yemin etti; ama aynı akşam hiçbir milletvekilini Çankaya'da göremedi. Çünkü cumhurbaşkanlığı törenine milletvekilleri davet edilmediler... Çünkü cumhurbaşkanlığı genel sekreteri, bilerek Meclis' i törene çağırmadı.
***
Afyon Milletvekili Gaffar Yakın, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile temasa geçti. Durumun şık olmadığını nazik dille hatırlattı. Gaffar Yakın'ın anlattığına göre, Cumhurbaşkanı Sezer, bu işi Demirel'in Genel Sekreteri Necdet Seçkinöz'ün yaptığını söylemiş.
Gaffar Yakın, Necdet Seçkinöz ile görüşmüş. Seçkinöz'ün anlattığına göre, listeyi eski cumhurbaşkanına götürmüş; eski cumhurbaşkanı Demirel, "milletvekilleri eşleriyle gelirler; kalabalık olur, çağırmayın" demiş...
Bunun üzerine de Demirel'in Genel Sekreteri Seçkinöz, Ahmet Necdet Sezer'in vereceği kabul resmine milletvekillerini çağırmamış...
***
Abartının esas olduğu bulvar komedilerinde böyle bir sahne görseniz, "hadi canım amma da atmışlar" dersiniz.
Türkiye ironiler ülkesidir. Baksanıza eski cumhurbaşkanı, yeni cumhurbaşkanının davetli listesini belirliyor.
Meclis koridorlarında olayı yorumlayan milletvekilleri, "5+5 reddedildiği için Demirel'in Meclis'ten intikam almaya heveslendiğini" söylediler...
Bir kısmı da, Demirel ile genel sekreteri Seçkinöz'ün, Sezer'in yeniliğinden yararlanarak ilk gününde bu durumu yarattıklarını aktarıyordu.
Durumun yeni cumhurbaşkanının deneyimsizliğinden mi, yoksa eski cumhurbaşkanı ile genel sekreterinin aşırı deneyiminden mi kaynaklandığı henüz bilinmiyor ama, yapılanan hoş olmadığı ortada... Birisi sorumluluk duyarak meseleyi Meclis'e açıklamalıdır.
***
Meclis Başkanı Akbulut, cumhurbaşkanı adaylığı sırasında her vesile ile "ben meclisin itibarını ve milletvekillerinin haysiyetini korumak için aday oldum" diyordu.
Meclisin itibarını ve milletvekillerinin haysiyetini korumak isteyen meclis başkanı, milletvekillerinin davet edilmeyişindeki bu saygısız tertibi protesto eder ve bu davete gitmezdi. Bu da meclis koridorlarında yadırganan en önemli konuydu.
Eğer böyle bir tavır konabilseydi, kimse bu laubaliliği tekrarlamaya cesaret edemezdi...
***
Yeryüzündeki cumhurbaşkanları arasında sadece Türkiye cumhurbaşkanı "tarih huzurunda" yemin eder. Bir zamanlar trafik kuralları için televizyonlarda gösterilen güzel bir tanıtım filmi vardı: Tarih affetmez...
Cumhurbaşkanlarının, huzurunda yemin ettikleri Meclis'e itibarı olmayınca, Meclis'in cumhurbaşkanına itibar etmesini bekleme hakları da olmaz.
Oturacağı sandalyesi değiştirildiği için yemekten ayrılan ve Çankaya'yı protesto eden Sezer'in belli ki bu olaylar karşısında duyarlılığı vardır. Doğrusu bu olayın faillerine nasıl davranacağı merak konusudur.