kapat

16.05.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
CENGİZ ÇANDAR(ccandar@sabah.com.tr )


Çıkmaz yolda karar kılmak...

Türkiye'de bugün, nasıl ilerleyeceği, hangi istasyonlara ne vakit, ne şekilde uğrayacağı belli olmayan bir süreç başlıyor. Süleyman Demirel, sahneyi "resmen" terkediyor; Ahmet Necdet Sezer, Türkiye'nin 10. Cumhurbaşkanı olarak Çankaya'ya çıkıyor...

Ülkeyi aylar boyu felç eden bir Cumhurbaşkanlığı seçimi, iki hafta kadar süre önce sonuçlandı ve bugün, Patrikhane'de olağan bir nöbet değişimi nasıl olacak idiyse, öyle oluyor. Bu durum, Türkiye'nin "olgunlaşmakta" olduğunun bir göstergesi ve çevresindeki -Yunanistan hariç- hiçbir ülkeye benzemediğinin ve "Üçüncü Dünya karakteristikleri"nden uzaklaştığının bir işareti.

Beri yanda, ülkenin en büyük ve sosyolojik temsil bakımından "en sahici" partisi olan Fazilet Partisi, Üçüncü Dünyalılık ve Üçüncü Dünyacılıkta, son kez, direndiğini ilân etti.

Fazilet kongre sonucunu nasıl anlamalı?
"Gelenekçiler", daha doğru bir deyimle "Erbakan yandaşları", Fazilet Partisi'ni kazandılar mı?

Hayır. Kaybettiler. Zira, Türkiye'yi kaybettiler. Fazilet'in, kendi "çekirdeği"nin dışında, topluma ve uluslararası plâtforma açılabilen tüm unsurları, başta Abdullah Gül, Bülent Arınç ve Abdüllatif Şener, artık hiçbir seviyede parti yönetiminde yer almıyorlar.

Fazilet kongresine, ulusal ve uluslararası ilgi bu isimlerin başlattığı hareket sayesinde söz konusu idi. Şimdi, bu isimler, parti yönetim kademelerinde hiçbir şekilde yer almayacağına göre, Fazilet'in toplum ve uluslararası camia ile "hayat boruları" kesilmiş demektir. Fazilet'in "hava boruları" tıkanmıştır.

Gayet açık konuşalım: Fazilet, bizlerin yüzü suyu hürmetine, "meşruiyet" yakalamıştı. Bu kesimin, kongreden çıkan Fazilet yönetimine "kefil" olması, bundan böyle beklenemez. Eğer, Fazilet delegesi, kendilerine "meşruiyet" sağlayan kesimin eğilimlerini hesaba almaz ise, üç yılı aşkın süredir kendisine kalkan teşkil eden bu kesimden destek ve anlayış da beklememelidir.

Kongre'de Erbakan mesajı, "Mücahit Erbakan" yazıları ve sloganları, kapatılmak için Yargıtay Başsavcısı'nın ve Anayasa Mahkemesi'nin eline önemli bir koz sağlamıştır. Bizlerin, ilke olarak, parti kapatılmasına karşı olması başkadır; car” ve çarpık hukuk sisteminde göre, Fazilet kongresinin, bu tür bir hukuk anlayışına "çanak tutması" ve adetâ kapatılmayı istekli görünmesi, başkadır.

Bununla birlikte, Fazilet kongresinin, ışık tuttuğu ve ipucu verdiği çok ilginç hususlar söz konusudur:

1. Abdullah Gül'ün şahsında "yenilikçiler" adı verilen ekip -dün de belirttiğimiz gibi- bu kongrenin gerçek galibidir. Her türlü olumsuz şarta ve "belden aşağı vurma" taktiklerine rağmen, Erbakan'ın seçtiği delegelerin 521'inin oyunu almıştır. Diğer listenin 633 oy aldığına bakılırsa, "yenilikçiler" en olumsuz şartta, parti için iktidar müçadelesini -şimdilik- ucu ucuna kaybetmişlerdir. Aradaki fark, yön değiştirebilecek 60 kadar delegeyle ilgilidir.

2. Bundan böyle -son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde görüldüğü gibi- iki Fazilet söz konusudur. "Yenilikçiler", gerek parlamentodaki oylamalarda ve parlamento çalışmalarında; gerekse, parlamento dışı taktik adımlarda, artık, geçmişte kalan ve Balgat tarafından yönetilen bir genel merkezle onun putperest disiplini altında çalışamazlar. Fazilet'in yine tek parti haline gelmesi, ancak, partinin "yenilikçiler"in elinde "tekleşmesi" ile mümkün olacaktır. Ya, bundan sonraki kongre veya şartların zorlayacağı bir "erken kongre" sonucunda.

Bu sonuçtan sonra, Fazilet, liberal-demokrat camianın üstü kapalı desteğini kaybedecektir. İslâm kesimlerin kafası daha da karışıktır. Bu sonuç, onları da Fazilet'ten soğutacak ve parti, giderek, yeni alternatifleri arar hale gelecektir.

O yüzden, "yenilikçiler" hatırı sayılır bir oyla, "Fazilet'in geleceği"ne adaylıklarını koymuşlardır.

Kazananın, kazancını bir türlü koruyamayacağı ve adlandırıp anlamlaştıramayacağı; buna karşılık, "yenilikçiler"in en olumsuz şartlar ve baskılara rağmen, başabaş güreşebildikleri için, "yenilmedikleri" bir kongre oldu, bu...

"Yenilikçiler"i desteklemeye devam edeceğiz... Fazilet'ten ziyade, Türkiye için...

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır