Hoşgörü, nerelerdesin sen..
Günlerden beri gazetelerde o.. Ekranlarda o.. Okuyorum, seyrediyorum, anlamıyorum..
"32 Büst.. 32 Fotoğraf İçin Yazılmış Yalanlar" diye bir kitap ortalığı kaldırdı..
Daha doğrusu 32 fotoğraf..
Kitap hakkında tek satırlık fikrim yok.. Çünkü kitabın yazdıklarından tek kelime söz eden yok.. Herkes 32 fotoğrafı konuşuyor. Görsel milletiz ya biz.. Konuşuruz a..
Kaldı ki..
32 ünlü insanı bir araya getirir, belden yukarı soyarsan, insanlar niye konuşmasın ki..
Ama konuşmalara bakıyorum.. Çoğu kırıcı..
Neden?..
Niye böyle hoşgörüsüz bir toplum olduk biz?..
Aslında, bir sense of humor, yani mizah duyusu olayı bu 32 fotoğraf..
Çünkü bunlar dekolteleri ile ünlü mankenler, ya da erkek güzelleri değil.. Bunlar yarım asır civarındaki yaşları ile, sıradan insanlar.. Tek özellikleri ünlü olmaları.. Biraz da entel..
Gülersin, geçersin..
Hatta sen de kendi mizah duyunu çalıştırırsın.. Bizimkilerin yaptığı gibi..
İnci Asena 30 yıl önce Türkiye'nin en güzel kızıydı.. Hem de ne şeker.. Taç giydiği gece en önde oturuyordum. Kalbim nasıl hızlı atmaya başlamıştı. İnsanın ilk bakışta vurulacağı kızlardandı İnci.. Ben de vuruldum tabii.. Halit Çapın Ağabeyim evlendi sonunda.. "Kız hiç olmazsa ailede kaldı" diye kendimi teselli etmiştim.. Gazeteci ailesinde..
En hanım hanımcık güzellerdendi İnci.. Yarışmadaki mayolu fotoğrafları dışında onu gören olmadı..
Taa ki, bu 32 büste kadar?..
"30 yıl önce neredeydin" dediler, Sabah'ın editörleri.. 30 yıl öncenin İncisinin ne kadar ağırbaşlı olduğuna gönderme yaparak biraz da..
"Cinsel taciz" diye ortaya çıktı, Mehmet ve İsmet kardeşlerim Radikal'de..
Asıl cinsel tacizi kendileri yaptılar, cinsellikle uzaktan yakından ilgisi olmayan konuya, o açıdan yaklaşarak..
Ama bizim Seda, Mehmet ile İsmet'i fersah fersah geride bıraktı.. Herşeye ters bakmaya şartlanmış feminist kafası ile kaleme sarılınca, gene fena halde güldürdü beni..
Efendim, tepesi atmış, Seda'nın..
Erkeklerin üstünü çıkarması ile kadınlarınki eşit değilmiş..
Neden..
Göğüsler erkeklerin bedenlerinin üst kısmı imiş, kadınların ise cinsel organı..
Tanrım sen beni baştan yarat ve bu feministlerden uzak tut..
Yahu Seda..
Bir defa kitabın adı büst.. Büst..
Büst ne demektir bilir misin?..
Göbekten yukarısı..
Seni tatmin etmek için, erkek büstünün boyunu yarım metre daha mı uzatmaları gerekiyor?..
Hem öyle yapsalar gene kıyamet koparmaz mısın?..
"Bu nasıl eşitlik.. Niye onların büstü dizden başlıyor da, bizimki göbekten diye?.."
İkincisi.. Senin zamanında ilkokulda cinsel eğitim vermedikleri ne kötü olmuş.. Bak, memeyi cinsel organ bellemişsin..
Cinsel organ neye derler kimse öğretmedi mi sana?..
Meme niye cinsel organ olsun ki?..
Haaa, memelerin erotik bir gizemi vardır.. Daha doğrusu vardı..
Şimdi her pazar sabahı evlere giren aile dergileri meme dolu.. İn güneye plaja git, her yan meme dolu.. Aç televizyonu, defilelere bak.. Meme.. Meme.. Meme..
Şimdi gazeteci olarak söyle bana..
50 yaşındaki İnci Asena'nın mı, yoksa Demet Şener'in memeleri mi "Daha haber" sence?..
Ben Bülent Erkmen'in yerinde olsam, 32 Büst ve 32 Fotoğraf İçin Yazılmış Yalanlar kitabını yeniden basardım..
Günlerden beri gazetelerde bu kitap (pardon sadece resimleri) hakkında yazılan gerçek yalanları da ekleyerek!..
Leyla atlattı!..
Önümdeki 9 mayıs tarihli haftalık Amerikan dergisi Bo Derek'in ağzından yalanlıyor.. CNN Patronu Ted Turner ile ilişkisi olmamış..
Yahu bizim Leyla (Umar) bu haberi Sabah'ta hem de Bo ile konuşup yazalı, haftalar oluyor..
Bakın Leyla'yı sevdiğimi söyleyemem.. Ama gazeteciliği meydanda.. Amerika haberinde, Amerikan medyasından önde..
Derginin haberinde bir yeni unsur var yalnız..
"Değil Ted, ben iki yıldır, hiç kimse ile yatmadım" demiş, 10 filminden beri, sevişme deyince akla ilk gelen kadınlardan Bo..
"İki yıl sevişmeden nasıl mı yaşadım, diyorsunuz.. Alınmış karar yok. Kendiliğinden oldu. Sevişmek için iki kişi gerekir. Ben öteki kişiyi henüz bulamadım, mesele bu.. Doğru adam ortaya çıkarsa, onu kalbimde hissedeceğim. O zamana kadar da bekleyeceğim.. Şimdiki aşkım atlarım. Tüm boş vakitlerimi onlarla geçiriyorum."
Sergen'e duyurulur!..
Doğrular ve eğriler..
Rekabet eğer, sportmenlik, eğer fair play varsa, rekabettir..
Star'ın yarışmasında Sadiye Erik taç giyince, rakipler hücuma geçtiler.. Hem de kırıcı laflarla hücuma geçtiler..
Onların yarışmasına da girmiş de.. Derece alamamış da.. "Star döküntülere taç giydiriyor" demeye getiriyorlar..
Yapmayın dostlar.. Yapmayın..
Kanal D'nin yarışmasının ardından 4 nisanda bakın neler yazmışım?.
"17 numaralı Sadiye Erik, benim tek kalem favorimdi. Taç bile giyemedi. Sadiye müthiş birşey. Çok geçmez bu ismi bütün Türkiye tanıyacak ve izleyecek göreceksiniz. Mesleği hanesinde `Manken' yazıyordu ama, ne yürümeyi biliyordu, ne de durmayı.. Belki de ondan kaybetti. Ajansı bu kıza hiçbirşey öğretmemiş mi?. Gene de jüri bu nadide mücevheri keşfetmeliydi."
Yarışmada yoktum. Demek Star kampında bu eksiğini gidermişler.
Yarışmada neden yoktum?..
Davet edilmedim..
Patron Cem Uzan dostum.. Patronun sağ kolu Cem Şaşmaz dostum.. Star Genel Müdürü Ekrem Çatay dostum.. Ama davet yok.. Neden?.. Çünkü ben kartel(!) gazetesinde yazıyorum.
Bab-ı Ali'de rekabet eskiden böyle çirkin değildi..
***
Emel Sayın uzun bir aradan sonra yeni bir albüm yaptı. İlk klip şarkısı, Hulki Saner ağabeyin o müthiş "Aşkını Söyle" olsun diye bastırdım. Sonunda kabul ettirdim. Ertekin'in orda, Emel'le bir ünlüler korosu oluşturduk, Hulki Ağabey de aramızda.. atv çekti.. Kendine has esprisi olan bir doğal klip.. Hazır.. Beş kuruş masrafı da yok.. atv bu çekimleri Emel'e hediye etti. Benim klipte oynayacağım haberleri de ordan çıktı zaten..
Beğenmemişler.. Ben de olsam beğenmem.. Hazır, bedava klipten kimse para kazanmaz?.. Mülti milyarlık klip çekeceksin ki, bal tutan parmaklar yalansın.
Neyse..
Çekilen klibi merak ediyorum..
Kral TV, bu ülkenin en eski, en yaygın müzik kanalı.. Bizim eve de Alkent merkezinden tek o geliyor..
Cumartesi pazar, öyle gazete, dergi birikmiş ki, evdeyim..
Açtım Kral'ı..
Emel Sayın gibi bir müthiş vedet, yepyeni bir klip yapmış. Herhalde tüm VJ'ler yayın yarışına girerler, ben de izlerim bakalım, diye düşünüyorum.
Hikaye..
Emel bir tek kere görüntüye gelmedi, ekranın Kral'a kilitli olduğu saatler boyunca..
Ama abartmıyorum, en az 40 kez Yeşim Salkım izledik..
Pazar akşamı bir arkadaş ortamında laf açıldı..
"Yahu bu nasıl yayıncılık" dedim.. Saflığıma herkes güldü..
"Emel, yayın için para vermemiştir, Yeşim Salkım ise patroniçe" dediler..
Müzik kanalına, müzikteki en yenileri duyurmak için kurulmuş müzik kanalına yepyeni klibini yayınlatmak için, ya para vereceksin, ya içerden birinin birşeyi olacaksın.. Adın Emel Sayın olsa bile.. Emel'in klibinin, geçin müziği, haber değeri olsa bile..
Şimdi ülkede yayıncılık anlayışı bu olursa, ülke insanının, yayına, yayıncılığa saygısı kalır mı?..
Benim evimde bir daha Kral TV açılır mı?..
Bu ülkenin medya patronları, en büyük hazinenin "İmaj", "Güvenirlik imajı" olduğunu ne zaman anlayacaklar?..
Bab-ı Ali'de imaj eskiden bu kadar çirkin değildi..
TEBESSÜM
Ahmet Biricik göndermiş..
-Temel arabayı nasıl kaldırır?
-Vinçle!
SEVDİĞİM LAFLAR
'Aslında en büyük hata, hatayı algıladığında geri dönememektir.'
Anonim (Teşekkürler Çağdaş)
!BİZİM DUVAR
'Kemal Sunal şimdi de internet reklamlarına çıkıyor. Kemal
Sunal'dı, şimdi SANAL oldu.'
Hakan & Utku