kapat

16.05.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
Superonline
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
'Yarın ne yapacağımı ben de bilmiyorum...'
İRAN-TERÖR BAĞLANTISI

Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerinin açıklığa kavuşması Türkiye devleti için yüzakıdır.

Ben 7 yıl boyunca her hafta bu cinayetlerin aydınlatılmasıyla ilgili bilgileri aldım. Hizbullah dokümanları önemli ipuçları verdi. Ama deliller bir yere kadar gelip, orada kayboluyordu. Şimdi yeni delliler ortaya çıkarsa devlet bunun gereğini düşünür. Örtbas etmek için sebep de yoktur.

SİYASETE DÖNECEK Mİ?
Görevimi halefime devredip hür ve serbest olacağım. Ancak benim yaptığım hizmetleri yapan kişiler sokaktaki insan kadar hür değildir. Her şeyi yapamam. Ben daha bu soruyu kendime sormadım. Buradan görünen siyasi coğrafya ile Güniz Sokak'tan görünen farklı olabilir. Buradaki nihayet devlet gözlüğüdür. Siz bu suali sormuş olun, "açık, net cevap vermedi" deyin. "Cevap vermek istemediği şeyi laf kalabalığına boğar." Bu sefer öyle değil. Bu sefer gerçekten cevap verecek durumum yok.

GÖZÜ ARKADA KALDI MI?
Devlette devamlılık esastır. Devir sadece "bu hizmeti törenle devrediyorum"dan ibaret değildir. Bende saklı devlet sırlarını bir raporla halefime devredeceğim. 5 dosyalık rapor hazır; bir önyazı ile birlikte. Kimse "şunları yap" demiyor. Ne yaparsan yap. Ama benim bıraktığım şey bu. Bu dosyalarda güvenlik, kalkınma, 81 ilin meseleleri yer alıyor. Boşluk olmaz. Halefim gelecek, ama benden devraldığı sorunları bilecek.

ULUSLARARASI GÖREV
Ben şimdi telefonu kaldırsam 30 devlet başkanıyla ismen konuşurum. Bu şahsi dostluktur. Ama arkamda güçlü bir Türkiye devleti yoksa bu dostluklar lafu güzaftır. Bana teklif edilecek görev Türkiye'de öncesinde yaptığım görevi incitmeyecek şekilde olmalıdır.

BİR PARTİYE ÇAĞRILIRSA
Bunların hepsi senaryo. 'Bunlar olmaz' diyemem. Ülkenin bir vatandaşı olarak ama o vatandaş sorumlu görevlerde bulunduğu için, istediği kadar serbest olmayan bir vatandaştır. Önüme ne gelir, ne yaparım onu hiç kestiremiyorum. Siyasette şansın da rolü vardır. Napolyon'a bir albayı getirmişler, general yapmak istiyorlar. Şöyle iyi, böyle iyi demişler. Napolyon da, "Şansı var mı, şansı" demiş. Her şey şansla olmaz ama şansın, tesadüfün de büyük rolü vardır.

YETKİLER KISITLANMALI MI?
Halefimi eleştirmek istemem. Ben bu yetkileri kullandım. Bunlar Anayasa'nın 26. Maddesi'nde sayılmıştır. 104'üncü Madde, "devletin ahenk içinde işlemesini gözetir" der. Bu genel şarttır. Ben kendime göre yorumladım. "Benim işime karışıyorsun" diyen de olmadı. "Buna dikkat edin" demek, karışmak demek değildir. Hiçbir şeye karışmıyorsan halk "sen seyirci misin, ne yapıyorsun orada" der. Önemli olan devletin işlemesidir. Vatandaşın ayağını sıkan ayakkabıyı değiştirin. Vatandaşın ayağına iyi gelen ayakkabıya dokunmayın. Mesele budur. İster yetkileri azaltın, ister çoğaltın.

ÜLKENİN EN ÖNEMLİ SORUNLARI
BİR numaralı sorun cumhurbaşkanlığı görevinin teslim edilmesidir. Devletin tepesindeki makam kansız, kavgasız, entrikasız el değiştirecektir. Orta vadede en önemli mesele eğitim, sağlık, kalkınma ve demokratikleşmedir. Kısa vadede depremin açtığı yaraları sarmaktır. İkinci meselesi olası bir depreme karşı gerekli önlemleri almaktır. Türkiye irtica ve ayrılıkçı terörün epey sonuna gelmiştir. Türkiye mafya olayıyla karşı karşıyadır. Korunması lazım gelen kanun nizam ve içhuzurdur.

VATANDAŞLIK
Anayasal vatandaşlığın birinci şartı eşitlik. Türkiye Cumhuriyeti'nin kimseyi ayırması söz konusu değil. Dili, dini, ırkı ne olursa olsun bu ülkenin bütün vatandaşları eşittir.


Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır