TMMOB'nin ve bağlı mimar-mühendis odalarının çarpık kentleşmeye karşı söylemini, verdiği savaşımı hepimiz biliyor ve izliyoruz. Fakat öyle bir an geliyor ki, başka bir şey daha izliyoruz. Bir de bakıyoruz ki bu söylem ve savaşımın savaşımın kararlı görüntüsü, bir çelişkinin "fokus"una girip flulaşıyor.
BAYINDIRLIK Bakanlığı'nın yapı denetimini özel şirketlere bırakan 10 Nisan 2000 tarihli Kanun Hükmündeki Kararname'sini (KHK) İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) benimsedi. deprem sendromuyla bağlantısı açısından bu kararnamenin en fazla ilgilendirdiği iller arasında İstanbul da bulunuyor.
İMO, KHK'ye onay verirken elbette, özel kuruluşlarda çalışan binlerce üyesinin ekonomik çıkarını düşünmek zorunda kaldı. Ama İMO'nun, inşaat mühendislerinini mesleki üst kuruluşu olarak bu "denetim"i "denetlemek" için seçtiği yöntem, fazla gerçekçi ve bilimsel görünmüyor. Denetimci özel şirketlerde görevli mühendislere, sadece "and" içtirilmekle yetinilecek. Mühendis, "Çevreye ve toplumsal haklara bağlı kalacağıma ant içiyorum" deyince, İMO nezdinde "tam güvenilirlik" kazanmış olacak. İMO bu "and"ı geçerli sayacak. Mühendisi, bina denetiminde serbest ve kendi vicdanıyla başbaşa bırakacak.
AND, tabii ki çok önemli, ama tamamen manevi bir ahlaksal bağıt. Maddi, somut, yasal bir sorumluluk yüklemiyor. Tüm değerli inşaat mühendislerini,antlarına bağlı kalmayabilecekleri gibi bir kuşkuyu asla taşımadığımın altını çizerek, tenzih ederim. Fakat böyle muğlak ve bilim dışı bir yöntemin, ilerde tatsız komplikasyonlara, yanlış değerlendirmelere ve hatta yersiz isnatlara yolaçabileceğini düşünüyorum.
GÖNÜL isterdi ki, yapı denetiminde İMO'nun denetimi sadece "and" temeli üzerine oturmasın. İMO, üyesinin "denetim" çalışmasını her noktada, her aşamada denetlemekte, yönlendirmekte, hata varsa anında müdahale edip düzeltmekte sadece "yetkili" değil, aynı zamanda "sorumlu" olsun.
NE var ki İMO tek cümlelik bir "and"ı yeterli sayarak, tüm sorumluluğu özel şirketlerde çalışan üyesinin sırtına yüklüyor, kendisi kenara çekiliyor.
BİLMİYORUM bu tutumu bir çelişki olarak görmekte haksız mıyız.