"2005'te dünya şirketiyiz"
Anadolu Endüstri Holding'in patronu Tuncay Özilhan, hedeflerinin 2005 yılında grup cirosunun yarısını yurtiçinden, yarısını yurtdışından elde etmek olduğunu bildirdi.
Tuncay Özilhan, gıdada dağıtım konusunda işbirliğine gittiklerini, bu sayede daha ucuz mal satma imkanına kavuşacaklarını söyledi. Özilhan, yeni ekonominin buna imkan verdiğini söyledi.
Efes Pilsen, Coca-Cola, Honda, Isuzu ve ABank'ı bünyesinde barındıran Anadolu Endüstri Holding'in patronu Tuncay Özilhan, yurtdışı yatırımlarının hızla devam edeceğini, 2005 yılı için hedeflerinin cironun yarısını yurtdışından elde etmek olduğunu söyledi. Özilhan, yurtdışı pazarlardan şirket evliliklerine kadar geniş bir yelpazede sorularımızı yanıtladı.
* Şu anda toplam portföyünüzün ne kadarı yurtiçi ne kadarı yurtdışı?
Hedefimiz var, 2005 senesinde ciromuzun yüzde 50'sinin yurtiçinden, yüzde 50'sini yurtdışından sağlayacağız. Şimdi yüzde 20'lerde. Rusya'da iyi bir trend yakaladık. Erken yatırıma dönüştürebiliriz. Eğer bir hata yapmazsak Türkiye'de bira sektöründe 30 senede geldiğimiz noktaya bu ülkede 5 senede gelebiliriz.
* Yani hedefiniz bir dünya şirketi olmak...
Dünya şirketi çok fazla, ama bölgesel şirket, yani bu bölgenin en güçlü şirketi, mesela içecekte en güçlü şirket olmak hedefimiz.
* Efes Pilsen'in birleşme operasyonu hangi aşamada?
SPK'nın onayını bekliyoruz. Birleşmeyle 2 milyar dolar borsa değeri olan ve bu bölgelerin en önemli şirketi ortaya çıkıyor. Birleştirmek istememizin sebebi daha şeffaf olmak. Çünkü bu dört şirket mal alıyor, birbirlerine mal veriyor, bölge dağıtımları var. Bizim için olduğu kadar yabancı yatırımcılar için de çok önemli. Birleşmeyle borsanın en büyük şirketlerinden birisi ortaya çıkmış olacak.
* Grup içinde başka birleşmeler var mı?
Coca Cola'da birleşme olacak. Halen 7 şirket var burada. Bu 7 şirketin hepsini birleştirip tek üretim şirketi ve tek satış şirketi haline getireceğiz. O satış şirketlerinin birleşmesi aşağı yukarı 20 gün içinde tamamlanmış olacak.
* Birleşmelerin dünyadaki örnekleri sizi endişelendiriyor mu? Trendi nasıl buluyorsunuz?
Dönem dönem moda olan şeyler var. "Küçük güzeldir" deniyordu, globalleşmeyle "Büyük güzeldir" moda oldu. Dolayısıyla birleşmeler oluyor. Biz bunu 8-10 sene evvel gördük ve dedik ki "Küçük kaldığınız zaman yutulmaya mahkum olacaksınız." Yani büyüyemezseniz birisi gelecek öyle bir fiyat verecek ki, malın 2 milyar dolarsa, 3 milyar dolar verecek ve alıp kendi aktifine katacak. Halbuki bölgede büyürseniz o zaman iyi bir marka olursunuz. Çünkü başarının altında marka yatıyor. Biz onu gördüğümüz için de büyümemiz gerektiğine inandık. Türkiye'de kapasitede belli bir yere gelip tıkanıyorsunuz. Bu nedenle dışarıya yöneldik.
* Yeni ekonomideki gelişmeleri izliyor musunuz? Bu alanda yatırım planı var mı?
Tabii ki izliyoruz. Benim görüşüm, Türkiye her zamanki gibi, o teknolojik yatkınlığını burada da gösterdi ve en az Avrupa kadar ileri. Ancak biz bunu asıl işimiz olarak görmüyoruz.
* Türkiye'deki yatırımların maliyetleri artıyor mu? Artıyorsa neden?
Biz yurtdışında ilk başlayanlardan birisiyiz. Mesela Coca Cola'da beş, birada üç, toplam sekiz fabrikamız var yurtdışında. Bu çok kısa zamanda 11 olacak. Bizim yurtdışında yatırım yapmamız maliyet nedeniyle değil. Benim bir marka olabilmem için yurtdışına dönmem lazım. Bu nedenle yurtdışına döndüm. Yatırım maliyetlerinin bunda bir payı yok.
Demokratikleşme önümüzü açar
Şu anda işadamlarının gündeminde ne var? Kafalarını neye yoruyorlar?
Ülkenin önünün biraz daha açılması lazım. İstikrarla beraber politikacıları liberal düşünmesi, geniş vizyonlu ve uzun vadeli düşünmesi, Avrupa ve Amerika'yı cok iyi tanıyarak onlara yetişme çabası içinde gelişmeyi sürdürmesi lazım. Benim şahsi kanaatim, vizyonumuzun muhakkak açılması lazım. Türkiye'de demokratikleşmenin önünün açılması ve Avrupa Birliği'ne tam üye olunması
açısından çok önemli olduğu inancındayım ve herkeste o inançta. Yani Türkiye'nin kelepçelerinin orada da çözülmesi lazım.
Borsa spekülasyonu yapmayız
Anadolu Grubu kendi kağıtlarıyla spekülasyon yapmaz. Kendi kağıtlarını bırak, borsada başka bir kağıtla, hiçbir kuruluşun senedini alıp satarak spekülasyon yapmaz. Olayların hiç birinde Anadolu Grubu'nun hatta personelinin bile müdahalesi yoktur
* Borsa konusunda grubun vizyonu ne olacak? 2005'de borsada ne ölçüde olacaksınız?
Anadolu Grubu borsaya ilk girenlerden bir tanesi. Ege, Erciyes, Güney Biracılık borsa açılmadan halka açılan şirketler. Borsaya çok inanan bir grubuz. Biz o çerçevede bugüne kadar 10 tane şirketimizi halka açtık. Halka açtığımız şirketlerden hissemizi alan herkes çok iyi ve önemli paralar kazandı. Politika olarak her zaman ortağımızın hisselerinin değer kazanmasına çalışan bir gurubuz. Dolayısıyla bu devam edecek.Yeni şirketler kurdukça ve geliştirdikçe, para kazanır ve değer yaratabilir noktaya geldikçe halka açacağız. Üreten, satan, kazanan ve hisse senedinin sahibine ve ortağımıza da kaybettirmeyen şirketlerimiz oluştukça halka açmaya devam edeceğiz. Leasing şirketimizi açacağız. Bir müddet sonrada bu birleşen Türkiye Coca Cola'yı halka açacağız.
Açarken de bir projeyle açılması lazım. Toplanacak paraların yeni bir yatırıma dönüşmesi lazım. Bunlarda hiç bir zaman kolay kolay olmuyor. Hep yatırıma dönüştürmeye çalıştığımız projeler oldu. Önümüzdeki dönemde de değer yaratabilecek şirketlerimizi halka açmaya devam edeceğiz.
* Bir aracı kurum olarak Alternatif Bank belki istemeyerek geçtiğimiz dönemde bazı olayların içinde oldu. Neden acaba?
Öncelikle söyleyeyim ki, Anadolu Grubu kendi kağıtlarıyla spekülasyon yapmaz. Kesin söylüyorum Anadolu Grubu kendi kağıtlarını bırak, borsada başka bir kağıtla, hiç bir kuruluşun senedini alıp satarak spekülasyon yapmaz. Kendi kağıtlarıyla asla yapmaz. Bunu açık açık iddia ediyorum. Dolayısıyla bu bizim temel ahlak kurallarımızdan bir tanesi. Bunların hiç birinde Anadolu Grubu'nun hatta personelinin bile müdahalesi söz konusu değildir.
Şimdi piyasada belli spekülatörler var. Dönem dönem belki hatalarımız olmuş olabilir. Yani bir kez Adel'de bir kez de ABank'ta oldu. Son Yazıcılar da oldu. Büyük halka açık ve spekülatörlerin kolay kolay kaldıramayacağı kağıtlarda öyle birşey olmadı. Ege Biracılık'ta, Erciyas'ta, Güney'de, neticede bu şirketlerin yüzde 30-35'i halka açık ve bunları kaldırmak için de böyle 20-30 milyon dolar gibi paralar lazım. Öyle 3-5 milyon dolar gibi paralarla oynanacak kağıtlar değil. Dolayısıyla bizim bu iki kağıtta halka açıklık oranımız yüzde 15 ve çok küçük değerlerle spekülatörlerin oynayabileceği ve kaldırabileceği kağıtlar. Çünkü görüyoruz yaşıyoruz, kağıtlarla. Dolayısıyla bizim şu hatamız oldu: Bazı spekülatörlerin bizim üzerimizden bizim kağıtlarımızı alıp satmalarına müdahale etmemiz lazımdı diye düşünüyorum.
* Yani siz kağıtlarınıza borsada müdahale etmediğiniz için spekülatörler sizin olan kağıtlarla at oynattılar?
Aynen öyle, at oynattılar ve ondan sonra bunların bir kaçı ceza aldı. Sonra kestik ama bunlar çıkıyor işte. Dolayısıyla bizim buna çok dikkat etmemiz lazım. Son Yazıcılar tecrübesinde de gördük ve ondan sonra kestik zaten. Bu mevzuda adı çıkmış, bize ne kadar ciro ve aktivite getirirse getirsin içeri giremez diye karar aldık, ilişkisini kestik.
* Yazıcılar'ın halka arzında 53 bin liranın altında bir fiyatla hisse satışı yapıldı mı?
Katiyetle yok, öyle birşey. SPK tenkitlerden sonra inceleme yaptı. Bir an evvel SPK'nın açıklama yapmasını bekliyoruz. Çünkü elinde kağıt olan küçük yatırımcı zarar ediyor. Bundan sonra kağıdın önünün açık olduğuna inanıyorum. Çünkü, şu anda şaibenin kalkması lazım. SPK'nın demesi lazım ki, yok arkadaş burada 53 bin liranın altında kağıt satılmamıştır. Eğer yapıldıysa çıkıp bunu da söylemesi lazım. Şaibenin kalkması lazım ortadan. Biz yüzde 100 eminiz ki böyle bir şey olmadı.
OTOMOBİLDE ORTAK DAĞITIM
* Otomotivde durum ne olacak?
Otomotivde internetin etkisinin artacağı kanaatindeyim. Yani ikinci el piyasanın bu sistem içinde satılması sözkonusu. Birinci elde de 7-8 markalı exclusive değil, ama bizim web'imize girdiği zaman insanların Wolksvagen de alabileceği, Toyota'yı da alabileceği bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Üçüncü bir proje ise Türkiye'nin 7-8 tane önemli tüketim mamülünün ortaklığıyla bir dağıtım organizasyonu kurabiliriz. Görüşmelerimiz devam ediyor. Şunu kastediyorum: Şimdi bizim bir dağıtım kanalımız var. Kamyonlarımız 100 binlerce müşteriye gidiyor. 300'ün üzerindeki bayilerimiz de müşterilerine gidiyor. Yani bütün Türkiyeyi örüyoruz. Bizim gibi, başka bir çok mamül de örüyor. Benim dağıtımım var, Ülker'in dağıtımı var. Herkesin dağıtımı var.
* Yani dağıtımda işbirliğine mi gidiyorsunuz?
Gittiğimiz noktalar aynı. Ben de bakkala gidiyorum, onlar da bakkala gidiyor. Ben lokantaya gidiyorum, onlar da. Ben süpermarkete gidiyorum onlar da gidiyor. Dolayısıyla bunları toplayıp bir kamyonla hepsini beraber oraya indirebilirsek o zaman bu 7 tane dağıtım teşkilatı bir tane dağıtım teşkilatına inecek ve maliyet 1.000 ise 300'e inecek. Ucuz mal verebileceğiz.
Her şirketimiz internet kanalıyla bayisiyle tedarikçisiyle tüketicisiyle bağlanıyor ve dolayısıyla bundan sonra sipariş vereceğimiz zaman 500 tane koltuk istediğim zaman telefon yok. Yani biz "İşimizi daha nasıl verimli yaparız"ın üzerine yoğunlaştık.
ABDURRAHMAN YILDIRIM
|