kapat

07.04.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.


Bir harika daha

İlk yarıda topu göstermeyen muhteşem bir futbol, ikinci devre akıllı ve itiraf edelim biraz da talihli bir rölanti oyun ve G.Saray:2-Leeds: 0... Aslını ararsanız ilk yarı daha farklı da bitebilirdi. Eğer çok rahat hücuma getirdiğimiz topları son paslarda biraz daha akılcı, biraz daha sakin olabilseydik, delik deşik ettiğimiz Leeds savunmasını dörtleyebilirdik.

Maça bir gece evvelki talihsiz olayların da etkisiyle bir ayağım geride kalarak gittim. Galiba, G.Saraylı futbolcular da biraz öyleydi. İlk 5 dakika "Kendilerine hiç gelemeyecekler" gibi geldi bana... Ama çocuklar çabuk toparlandılar ve daha 10. dakika dolmadan fırtına gibi esmeye başladılar. Fevkalade hırslı, ilk toplara çıkan ve rakibini perişan eden Hakan Şükür, soldan gelişen seyirlik bir akında Arif'in çok güzel pasını havada süzülerek ağlara adeta mıhlayınca takım da coştu, seyirci de...

Capone'ye golü Hagi attırdı
Ve bu yarının geri kalan dakikaları şaşkın Leeds defansıyla bizim hücuma yığdığımız bazen 4, bazen 5 adamın mücadelesi halinde geçti. O kadar güzel pozisyonlar yakaladık ki, devrenin 1-0 bitmesi gerçekten yazık olacaktı. Bütün devre boyu 3 kişiyle boğuşan Hagi duran topta vurma şansını yakalayınca bütün savunmayı ileri gönderdi. Bir bildiği vardı.

Capone inanılmaz bir oyuncu. O kalabalığın arasında nasıl kendini kaybettiriyor, öldürücü anda nasıl ortaya çıkıyor, topu nasıl kalenin boşluğuna yuvarlıyor, anlamanın imkanı yok. G.Saraylı oyuncular, bir sevinç yumağı oluştururken tribünler birbirlerine, "Kim attı, nasıl attı?" diye soruşturuyorlardı. Bu golün zevkini herhalde televizyon başındakiler yaşadılar.

Bu yarının kahramanları her zaman olduğu gibi G.Saray'ın o muhteşem üç bücürüydü. Her topa koştular; her rakibe bastılar; Leeds akınlarını daha başlamadan G.Saray kontratağına çevirdiler.

İkinci yarıda farkın artabileceğini düşünüyorduk. Ama Fatih Hoca rakibi iyi etüd etmişti. Genç adamların 90 dakika bıkmadan, usanmadan koşacaklarını biliyordu. Bu yüzden yaşça daha büyük takımını ekonomik oynatmaya karar verdi. G.Saray, gerçekten son saniyeye kadar maça daha yeni başlamış gibi koşan Leeds'i tempoyu düşürerek, ölü alanlarda top dolaştırarak yavaşlatmayı planlamıştı. Bu plan, neredeyse tamı tamına tuttu. Bir keresinde Bülent'in, bir keresinde Popescu'nun bireysel hatalarıyla yüreklerimiz iki kez ağzımıza geldi. Ama orada da ya talih bizden yanaydı, ya Leedsliler çok beceriksizdi. Çerçeveyi bile bulamadılar.

G.Saray orada da yenebilir
G.Saray, çok kritik bir maçı iki farkla ve gol yemeden bitirerek finalin yarısına uzandı. Bu takım üstüne gelecek Leeds'i aynı akıllı oyunuyla orada da yenebileceğini gösterdi.

Maçın hakemi Krug tek kelimeyle mükemmeldi. G.Saray maçlarına Avrupa'nın en iyi hakemlerinin atanması takımın UEFA nezninde itibarının da doruklarda dolaştığını gösteriyor.

Spor Yazarlari sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır