Tarihi günün fıkralarla açıklaması
Geçen oylama hakkında...
Milletvekilleri 5 artı 5 için açık imza verip de kapalı oy vermeyince liderlerde esen "Dava arkadaşlarımız bize ihanet etti" havası üzerine:
İtalyan ordusu siperde...
Hedefi ele geçirmeleri için siperden hızla çıkıp hücum etmeleri gerekiyor.
Komutanları (Capitano) hücum emrini veriyor:
- Avantiii!
Böyle haykıran komutan çıkıyor siperden, başlıyor koşmaya...
Üç beş metre gittikten sonra bakıyor askerlerinden ses seda geldiği yok, durup ardına bakıyor...
Askerleri siperin içinden kendisini alkışlıyor:
- Bravo Capitano, Bravo Capitano!
***
Bugünkü oylamada oyunun açık oynanması üzerine...
Milletvekilleri "Bravo Capitano" yapınca, liderler sinirlendi.
"Biz sizin ne deyip ne yaptığınızı biliyoruz" dediler:
Genç kız bir gün eve gelmiş, elinde paket paket mücevher, envai türlü giysiler.
Kızın annesi sormuş, "Hayrola kızım bunları alacak parayı nereden buldun?"
Kız anlatmış:
- Anacığım milli piyango bileti almıştım, ikramiye çıktı, ben de bunları aldım.
Aradan bir süre geçmiş, kız yine mücevherlerle peydahlanmış...
- Kızım hayırdır?
- Anneciğim yine biletime ikramiye çıktı!
Bu olaydan iki üç sonra, buz gibi bir kış gününde kız eve gelmiş...
Hemen salonda yanan mangala seğirtmiş, "Dondum dondum" diyerek mangala sokulmuş, eteğini yukarı çekip bacaklarını mangalın iki yanına koymuş.
Annesi kıza dönmüş:
- Aman kızım dikkat et biletini yakmayasın.
***
Demirel'in ne yaptığı hakkında
Birinci oylamadan sonra Süleyman Demirel hiç renk vermeden bekledi. Neden?
Köylü otobüse binmiş, sigarasını yakacak, atmış elini cebine kibrit yok.
Etraftakilere sormuş:
- Ateşi olan var mı?
Bir delikanlı "Var baba" demiş, çıkartmış cebinden pilli bir el feneri yaşlı köylünün sigarasına tutmuş.
Köylü de sigarasının ucunu fenerin ışığına dayamış.
Bir süre sonra otobüste bulunan orta yaşlı bir bey dayanamamış, uyarmış...
- Baba, bu genç seninle dalga geçiyor, fenerin ışığıyla sigaranı yakamazsın.
Yaşlı adam cevap vermiş:
- Biliyorum bey, farkındayım, ben de onun fenerinin pili bitsin diye bekliyorum!
***
Yurtdışı müdahaleler hakkında
Cumhurbaşkanının süresi ne olsun, "Baba"yla devam mı tamam mı konularında her birimiz her gün fikir üretiyoruz. Takside konu bu, bakkalda bu, evde, işte bu! Ancak yabancılar bu konuda görüş bildirince sinirleniyoruz, Avrupa ve Amerikalı'ya "Size ne kardeşim burasının egemenliği size mi kaldı" diyoruz. Hele Avrupalı parlamenterler fikir beyan etmiyor mu...
Türk pilot, özel uçakla Avrupalı parlamenterleri İstanbul'dan Diyarbakır'a götürüyor. Parlamenterler kendi aralarında konuşuyorlar, biri başlıyor:
- Şu uçaktan aşağı bir 100 dolar atalım da, gariban bir Türk bulsun sevinsin.
Diğeri atılıyor:
- Yok yok yüz tane bir dolar atalım, 100 Türk sevinsin.
Bizim pilot dayanamıyor, kabine dönüp bağırıyor:
- Siz en iyisi kendinizi aşağı atın da 60 milyon Türk sevinsin!
***
Fazilet konusunda
Bu da durumun Fazilet cenahında anlatılan şekli...
Hindistan'dan dönen Ecevit, ruhani durumun zirvesinde, sürekli "Tanrım bir mucize" diyor, kendisine hediye edilen çaydanlıktan Hint çayı demliyormuş.
Çaydanlıktan bir cin peydahlanmış ve Ecevit'e seslenmiş:
- Dile benden ne dilersen!
Ecevit'te dilek çok ama tecrübe de çok...
Kafasında öncelikler sıralaması yapıp, "Türkiye'nin esas meselesi Kıbrıs'tır" deyip, "Kıbrıs'ı Türkiye'ye bağlayan altı şerit gidiş, altı şerit gelişli otoyol isterim" demiş.
Cin "İnsaf" demiş, "Çok büyük proje bunu yapamam, başka bir şey iste!"
Ecevit de "5 artı 5 çıksın, Baba Çankaya'da kalsın" demiş.
Cin gitmiş Meclis'te Fazilet sıraları arasında bir tur attıktan sonra Ecevit'in karşısına dikilip sormuş:
- Otoyol kaç şeritli olsun buyurmuştunuz!
***
Meclis içindeki bilmece
Günün esprili sorusu şöyle...
Soru: Tren ile politikacı arasında ne fark vardır?
Cevap: Raydan çıkmak treni durdurur!!