|
Mydonose'da Spirit Of The Dance
Avrupa ülkelerinde hasılat rekorları kıran muhteşem gösteri sürüyor. Eğer gidemediyseniz önümüzdeki Pazar gününe kadar fırsatınız var.
David Coperfield'ın gösteri yaptığı ilk dönemlerde yaşanan kargaşa son bulmuş. Mydonose'cular işi çözmeyi başarmış...
DANİMARKA'daki gösterisine gidemedik, bari İstanbul'dakini kaçırmayalım dedik.
Birleşik Krallık ve Avrupa'da sergilendiği süre boyunca hasılat rekorları kıran, İngiliz Tiyatrosu'nun en başarılı gösterilerinden biri olan, "Spirit Of The Dance" (Dansın Ruhu) Mydonose Showland'de başladı. Önümüzdeki Pazar son gösteriyi yapacak ve ülkemizden ayrılacak.
Biz misafirlerimizle birlikte geçtiğimiz Pazar akşamı gittik. Mydonose Çadırı'na yaklaştıkça ışıl ışıl olan gösteri merkezi çok güzel görünüyordu. Ama çevre düzenlemesi bir rezalet. Toz-toprak içinde. İnsan böyle bir yatırımın, toz-toprağın içinde olmasına çok üzülüyor. Oysa tüm dünyada bu tip yerlere gittiğiniz zaman yeşillikler içinden geçiyorsunuz. Bizde ise çevre düzenlemesi hiç yapılmadan, yeşillikler ayarlanmadan çadırı dikivermişler. Burada Mydonose'cuları suçlamıyorum. CNR, belediye hepsinin suçu var.
FİŞSİZ PARK PARASI
CNR'ın başka bir suçu da otopark parası! Spirit Of The Dance gösterisine giderken, kapıda iki milyon lira otopark parası alınıyor. Neden? Herkes otopark parasından şikayet ediyor. Çünkü Mydonose'cularla görüştüm "Haklısınız, bizim anlaşmamızda 'Otopark parası alınmayacak' yazıyor ama otopark parasını biz değil CNR alıyor" dediler.
Otopark parası karşılığı fiş de verilmiyor! Milyarlarca lira nasıl vergilendiriliyor acaba?
CNR'ın sahibi Ceyda Eren Hanım otopark parasında ısrar ediyormuş. Nedenini kimse bilmiyor. Birkaç kez polis gelip otoparkçıları toplamış ama sonra başa çıkamamış. İki milyonu her arabadan tıkır tıkır alıyorlar...
Neyse Pazar akşamı sakin bir şekilde girdik Mydonose'a. Nerede o David Coperfield'deki izdiham, kargaşa. Mydonose'cular işi çözmüşler, rahatlatmışlar, çok iyi organize etmişler.
Önce güvenlik kontrolünden geçtik, ardından bilet bölümünden geçerek içeriye girdik. Spirit Of The Dance'e geçmeden önce isterseniz çadırı biraz anlatalım.
ÇADIRDA NELER VAR?
Mydonose Showland, "Live Entertainment" anlayışının dünyadaki en güzel ve en büyük örneklerinden biri. Yeşilköy-Atatürk Havalimanı yanında bulunan Dünya Ticaret Merkezi bölgesi üzerindeki 16000 m2'lik açık ve 8000 m2'lik kapalı alanda, Mydonose Grup tarafından kusursuz bir projeyle hayata geçirilen dev bir gösteri merkezi...
Mydonose Showland, millenium tarzını yansıtan özgün mimarisi ve görkemli boyutlarıyla da benzersiz bir mekan. Gösteri salonu, optimum düzeyde görüş sağlayan amfiteatr formunda.
Yangına dayanıklı olarak inşa edilen Mydonose Showland; son derece gelişmiş iklimlendirme sistemi, 5500 kişilik gösteri salonu, fuayesi, akustik ses düzeni, tümüyle yüksek teknoloji ürünü, gösterilerin gerektirdiği şekilde değiştirilebilen sahnesi ile dünyada başka bir örneği olmayan bir mekan. Sahne arkası, içerdiği star ve sanatçı odaları, grup soyunma odaları, catering salonu, backstage ofisleri, tuvaletleri, ilkyardım odaları ve tırların backstage içine kadar girmesine izin veren yapısı ile kusursuz... Çadırı ve arenası, gerek boyutları, gerekse mimari tasarımıyla dünyada ilk olma özelliğini taşıyor. Güvenlik önlemlerinin üst düzeyde tutulduğu Mydonose Showland'de 40 adet yangın çıkışı bulunuyor. Salonun mimarisi ise mikrofonsuz bile en mükemmel akustiğin sağlanabileceği şekilde tasarlandı. 27 metre sofitoya sahip gösteri salonunun sahnedeki perde tekniği, 48 değişik perdeyi elektronik olarak değiştirebilecek kapasitede. Rahatlığın ön planda tutulduğu Showland'de dekorlar, perdeler, koltuklar, hepsi ünlü tasarımcıların imzasını taşıyor.
CAFE- BARLAR
Mydonose Showland, 3500 m2'lik fuaye alanında bulunan cafe-barlar ve shop'lar ile sıcak paylaşımlar için küçük bir ara vermek isteyenleri de birbirinden keyifli seçeneklerle karşılıyor.
Bin yıllık kahve kültürü, Mydonose Gloria Jean's Coffees ile artık Türkiye'de de yaşanıyor. Amerika'dan tüm dünyaya yayılan bu zincirin Türkiye'deki ilk halkası olarak Mydonose Showland'de açılan Mydonose Gloria Jean's Coffees, kısa sürede kahveseverlerin vazgeçemediği mekanlar arasında yerini almış. Biz kahvelerimizi içerken, arkadaşlarımız hot-dog aldılar. Keyifle yediler. Etrafımızda ise birbirinden ünlü insanlar vardı. Mesela Hıncal Uluç ağabeyimiz gelmişti. Artık o da Mydonose'cularla barışmış, keyifle gülüyordu. Meltem Cumbul vardı, Mehmet Ali Erbil'in demirbaşı Özlem Yıldız oradaydı.
Yapılan anonsla birlikte, kargaşa, gürültü, izdiham olmadan salona girdik ve gösteri başladı.
Spirit Of The Dance
Saymaya çalıştım ama beceremedim, herhalde 60 kadar dansçı vardı. Hepsi bir uyum içinde müthiş dans ediyordu.
"Spirit Of The Dance" yalnızca bir dans gösterisi değil; göz kamaştıran İrlanda danslarını, tutkulu bir hikaye örgüsünü ve Tanrısal Ruh'un gerçek aşkını ararken söylediği unutulmaz güzellikteki aşk şarkılarını içinde barındıran nefes kesen bir yapım.
"Spirit Of The Dance", dünyanın en dinamik dans gruplarından biri olan İrlanda Uluslararası Dans Grubu'nu yıldızlaştırıyor.
Dansçılar, son sürat giden kaçak bir trene benzeyen sesleri, çılgın yetenekleri ve bütünlükleriyle izleyicileri baştan aşağı etkileri altına alıyorlar. Otuz çift ayak hep birlikte yere vurularak soluk kesen bir heyecanla dans ederken siyah İrlanda pabuçlarının birinin bile çizginin dışına çıktığını göremiyorsunuz. Dansçılar güçlü İrlanda enerjisini tap dansın, cazın, klasik balenin ve flamenkonun eski etkileriyle ustaca yoğuruyor.
KEMANCI KIZ BÜYÜLÜYOR
Tabii en büyük alkışı kemancı kız aldı. Giderseniz görebilirsiniz, aralarda uzun bacaklı, mini etekli sarışın bir kemancı kız çıkıyor. Adı, Jeanne Davies... İnanılmaz güzel keman çalıyor. Tabii, gösterinin playback mi yoksa canlı mı olduğunu anlamakta biraz zorlanacaksınız. Bunu sorduğumda aldığım cevap; Half playback... Yani yarı yarıyaymış. Canlı çalıyorlar ama sesin arka taraflara daha iyi gitmesi için playback de veriliyor.
Çok güzel bir gösteriydi, harikaydı. Gösteri boyunca el çırptık, oynadık. Finalde ayakta alkışladık tüm dansçıları.
9 Nisan son gün... Bilet fiyatları her keseye uygun; 3,5 milyon TL. ile 39 milyon TL. arasında değişiyor. Gidin, izleyin, dansın ruhuyla tanışın... Çok keyif alacak, bana dua edeceksiniz.
El Torito
DÜNYANIN en büyük Meksika restoran zinciri El Torito, İstanbul Etiler'de El Torito Restoran ve El Torito Express olarak hizmete girdi.
El Torito zincirinin uluslararası Franchising Direktörü J. Marc Mushkin'in açılış gecesinde yaptığı konuşmaya göre Türkiye'de ilk El Torito Restoranı Ankara'da 1997 yılında açılmış. Bunu 1998'de açılan El Torito Express izlemiş. Mushkin'in belirttiğine göre Ankara ve İstanbul'daki El Torito'lara bu yıl yenileri eklenecek. Bu şehirlerin dışında da yeni El Torito Restoran'lar ve restoran kalitesinde hızlı yemek servisi sunan El Torito Express'ler açılacak.
UZMAN EKİP
Araç Şirketler Grubu'nun sahibi olduğu İstanbul'daki El Torito'nun restoran ve barında, aralarında 1999 Türkiye Barmenler Yarışması şampiyonu Gürkan Karanfil'in de bulunduğu, değişik otel ve restoranlardan transfer edilmiş, konularında uzman bir ekip hizmet veriyor.
Arkadaşının kendisine hediye ettiği küçük boğadan etkilenerek 1954 yılında California'da açtığı restorana "Küçük Boğa" anlamına gelen "El Torito" adını koyan emekli Amerikan pilotu Larry Cano'nun girişimi, zamanla büyük bir zincir durumuna geldi. Bugün sadece Amerika'daki El Torito'ların sayısı 102. Abu Dabi'de 1, Japonya'da şu anda 6 adet El Torito var. Bu sayı, 2000 yılında 10'a çıkacak.
Ünlü Amerikan televizyon şovları "Bill Cosby" ve "Rossane"ın kullandığı El Torito restoran zincirinin felsefesi, "Mi Casa Es Su Casa" sloganında gizli: "Benim Evim Senin Evin"...
MİSAFİR GİBİ
Mükemmel servisi, dumanı üstünde Fajita'ları, buz gibi Cadillac Margaritası, isteğe göre masalarda hazırlanan Guacamole'si (Avokado salatası), taze ve sıcak Tortilla'sı (Mısır gevreği), Mexican Caesar salatası ve her masada Salsa ve Cips servisi ile ünlenen El Torito'larda sıcak atmosfer, Latin müziği ile pekiştiriliyor. Hostesinden yöneticisine, müşterilerini kendi evlerine gelen misafirler gibi ağırlamayı prensip edinen bu ünlü restoran zincirinde El Torito tişörtleri ve şapkaları da dikkat çeken diğer öğeler...
Açılışta Tülin Şahin ve Gizem Özdilli, Meksika şapkalarıyla Televoleler için şov yaptılar. Çok kalabalıktı. İnşallah sakin bir gün gidip, Fajita'larımızı yiyecek ve sizlere lezzetini anlatacağız...
Tel: (0212) 257 01 71, (0212) 257 94 97/98
Şikayetlerinizi bana bildirin... Faks: (0212) 502 81 03 e-mail: yuzyuze@sabah.com.tr
Kenan Erçetingöz
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|