Yaşını başını almış insanların daha güvenilir olduğunu kim iddia ediyor? Kendileri.. Ama yaptıkları onları yalanlıyor.
İşte Demirel ve işte Ecevit..
Yalnız Türkiye'nin değil, şu anda dünyanın belki de en tecrübeli siyasetçileri..
Ve işte eserleri: Türkiye'nin başına durduk yerde bir Cumhurbaşkanlığı krizi sardılar ve korkarız ki bu krize, göz göre göre bir de hükümet bunalımı ekleyecekler.
Tecrübe denilen şey aslında bilgidir..
İletişimin kısıtlı olduğu çağlarda kim daha çok yaşamışsa o daha çok bilgi biriktirmiş olurdu. Bugün öyle değil..
Bir düğmeye basarak ulaştıkları bilgi deryası, genç insanları, kendi birikimleri ile "derya" olduklarını zanneden yaşlı adamlardan daha bilgili ve daha tecrübeli kılıyor.
Genç adam, evrensel tecrübenin bilim imbiğinden geçen değerleri ile bütünleşirken, yaşlı adam kozasında bir dünya kuruyor.
Sonra da o dünyayı bencilce ve korkutarak başkalarına empoze ediyor.
Tehdit işe yaramıyor
"Demirel olmazsa felâket olur" demeye getiren Ecevit Hindistan'a giderken, milletvekillerini ikinci oylama için uyardı:
".. iki adım sonrasını görmeye çalışmalarını dilerim."
Demirel de "Adamı anasından doğduğuna pişman ederim" demişti.
Bunlar, yaşlılara özgü boş lâflar..
Meclis'ten ilk oylamada iki güvensizlik çıktı.
Biri hükümete, öteki Demirel'e..
İkisini birden kurtarmak imkânsız denecek kadar zordur. Demirel'i kurtaracak faturayı artık kimse ödeyemez.
Yapılacak şey, Demirel ısrarından vazgeçerek hükümeti kurtarmak, yitirilen krediyi geri almak için meclisten güven oyu isteyerek yola devam etmektir.
Yaşlı siyasetçiler aralarındaki uzlaşmayı, milletin ve meclisin üstüne koyamasın. Meclis Demirel'i istemedi ve millet de buna tepki göstermedi. Ama dikkat..
Demirel'i reddederken istikrarı feda etmedi.
Çünkü değişim istikrarsızlık değildir!
Savaş ama kim için?
Ecevit Hindistan'da "Hayalimi gerçekleştirdim" demiş.. Çünkü onun duygu ve düşünce dünyasını en çok etkileyen filozof Tagore'un ülkesindedir.. Başbakan, vereceği tarihi kararı orada düşünüyor.
Ecevit'i gençliğinden beri etkileyen bin yıllık Hint destanı "Mahabbarata"da, savaşa girme kararı veremeyen Prens Arcuna'ya Hinduizmin tanrılarından biri olan Krişna şöyle der:
"Eğer kendine bir şeyler kazanmak için gireceksen, bu savaşa girme.."
Demirel ısrarı, Ecevit'i kendi çıkarına dönük bir savaşın içine sürüklüyor. Bu yanlıştır.
Onun için iyi olanın, Türkiye için de iyi olduğu yanlışından Hindistan günlerinde dönmesini bekleyebiliriz.
Çünkü o daha önce, daha yaşamsal bir savaş açmıştır. Enflasyonla mücadele başarıldığı takdirde Türkiye, kişilere bağımlı olmayan sürekli bir istikrara kavuşacaktır.
Gerçeği görmeli:
Demirel için verdiği savaş Demirel'i kurtaramaz artık.
Sadece ülkeye ve kendine zarar verir.
Buna hakkı yok!