|
Sevginin gücü
Takla atan araçtan çıkan Erhan Ültay yaralı eşini kucaklayıp hastaneye götürdü. Bir taraftan da ölmemesi için dua ediyordu... Ve duaları kabul oldu, sevgisi eşini kurtardı
ÖNLERİNDE kıvrılıp giden yolda hızla ilerliyorlardı. Adam, neşe içinde sürüyordu otomobili. Araba sanki şahlanmıştı. Kanatlanmış uçuyordular. Tam o sırada, kadın gülerek, hararetli hararetli birşeyler anlatıyordu kocasına. Belki gün boyunca başından geçenleri, belki geleceğe dair hayallerini...
DALGINLIK YOL AÇTI
Adam, gözlerini ayıramıyordu karısının güzel yüzünden. Bir gülümseyen dudaklarını, bir ışıldayan gözlerine bakıyordu, bir de dalga dalga saçlarına. Hep ona, hep ona... Arada bir kaçamak bakışlar atıyordu yola, hepsi o kadar...
İşte bu yüzden farkedemedi sert virajı. Hızla dönmeye çalıştı, başaramadı. Savrulan araba önce bariyerlere çarptı, ardından takla atıp yolun kenarına yuvarlandı. Dehşet anı çok kısa sürmüştü. Sadece o müthiş gürültüyü hatırlayabiliyordu kadın da, adam da.
KANLAR İÇİNDE KALDI
Birkaç dakika içinde kendine gelen adam, karısının kanlar içinde kaldığını görüverdi, korkuyla. Her tarafı kesilmiş, kırık cam parçaları yüzünün dört bir yanına saplanmıştı talihsiz kadının. Gözyaşları, kurumuş kanlar arasında dolanbaçlı yollar çizerek süzülüyordu. Kadın hem acıdan, hem de korkudan inliyordu için için.
Adam, kucakladığı gibi biricik eşini, yola doğru yöneldi. Kendisi daha iyi durumdaydı ya, acısını hisetmiyordu. Tek düşündüğü karısını kurtarabilmekti. Birkaç araba, belki de koltukları kirlenmesin diye, durmadı, hızla geçip gitti önlerinden. En sonunda bir otomobil birkaç adım ileride durup geri geri yanlarına geldi.
Adam kucağında karısıyla birlikte arabaya atladı. Diğer sürücü hiçbir şey sormadı. Ne yapılacağını biliyordu çünkü. Dosdoğru hastaneye doğru sürdü otomobilini. Yol boyunca kadının iniltileri, adamın hıçkırıkları birbirine karıştı. En sonunda ulaştılar umut kapısına...
Adam; aceleci, kısa ama içten bir teşekkür edip arabadan indi, hastaneye girerek gözden kayboldu birkaç saniye içinde. Hastabakıcılar hemen bir sedyeye yatırdılar eşini. Onu ameliyathaneye, doktorların yanına götürmeye hazırlanıyorlardı. Tam o sırada kadın gözlerini araladı, kocasını aradı etrafında. Hayal meyal seçti sonra. Dudaklarını güçlükle kıpırdattı, yara bere içindeki elini uzattı: "Ne olur bırakma beni" dedi; "Ölmekten çok korkuyorum."
RAHATLATAN SÖZLER
Adam zaten, karısını bırakacak değildi. Bir an olsun ayrılmıyordu yanından. Elini tuttu, kanla ıslanan saçlarını okşadı. Sonra eğilip öptü eşinin cam kesikleriyle dolu yüzünü... "Buradayım" diye cevap verdi o da. Gözlerinden yaşlar, ağzından şu kelimeler döküldü: "Merak etme seni hiç bırakmayacağım..."
ENDİŞELİ SAATLER
Sonra birlikte gittiler ameliyathanenin kapısına kadar. Orada doktorlar girdi devreye. Kısa bir muayeneden sonra, "Korkmayın, hayati tehlikesi yok" diyerek su serptiler ikisinin de yüreğine. Ardından kadın içeriye alındı, adam kapının dışında bırakıldı...
Endişeli bekleyiş başladı böylece. Ama, geçmek bilmeyen saatler müjdeli haberi getirdi sonunda. Kadın iyiydi, hem de çok iyi... Yaraları geçecek, o korkunç kazanın sadece anısı kalacaktı geride... Sevgilerinin gücü hayatta tutmuştu onu.
CİHAT MAT
|
Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır
|