Tüpraş'ın halka arzı ile ilgili olarak...
Özelleştirmeye karşı çıkan Petrol-İş'in zihniyetini eleştirdim...
Bana tekzip gönderiyorlar.
Güya Petrol-İş'i aşağılamışım...
Bir sendikanın zihniyetini eleştirmek...
"Solcu kafa" taşıdığını söylemek...
Emeği umursamadığını yazmak...
Ne zamandan beri aşağılamak oldu?..
Petrol-İş özelleştirmeye karşı çıkıyor...
Bense savunuyorum.
Bu yüzden bir zihniyeti eleştiriyorum.
Hadise budur.
Petrol-İş tekzip için mankemeye gitsin...
Şimdi gelelim özelleştirme meselesine...
Politikada ve düşünce dünyasında da bir sürü özelleştirme düşmanı var...
Savundukları tezlerle ülkeye en büyük kötülüğü yapıyorlar.
Üstelik bunu...
Emeği, alın terini, kamu malını, hakkı, hukuku savunma cilasıyla süslüyorlar...
Meselâ Petrol-İş diyor ki...
"Tüpraş, zaten kamunun malıdır, kamunun malını ona buna nasıl peşkeş çekerler?"
Bir saniye dur:
Tüpraş, halkın malı değildir, devletin malıdır.
Tıpkı ülkenin toprakları gibi...
Kağıt üzerinde, ülkenin toprakları da milletin malı değil mi?..
Ama satın almaya kalk bakalım, kaç para?..
Çünkü topraklar devletin mülkiyetinde...
Tüpraş da öyle...
Tüpraş halkın malı diye, benzini bedava mı alıyoruz?.. Hayır!..
Kaldı ki halka arz, mülkiyeti bile değiştirmiyor!
Ama Petrol-İş, yalnız halka arza değil, gerçek özelleştirmeye de karşı...
Yani, Türkiye için hayati önemdeki devrime, büyük ekonomik ihtilâle karşı...
Kamunun malı "ona buna" peşkeş çekiliyormuş...
"Ona.. buna.." dedikleri...
Ülkenin küçük büyük yatırımcısı, birikmiş sermayesi...
İşte sendikacının içler acısı dünya görüşü...
Devlet mülkiyetini savunuyor...
Küçük veya büyük, sermayeye burun kıvırıyor!..
İşte bu zihniyet...
Devlet mülkiyetini savunmakla....
"Farkında" veya olmadan...
Demokrasinin özgürleşmesine...
Siyasetçi despotizminin son bulmasına...
Arpalıkçılığın, kayırmacılık ve imtiyazcılığın önlenmesine...
Karşı koymuş oluyor...
Bu tavır, benim gözümde, cafcaflı laflarla süslenmiş bir gericiliktir.
Petrol-İş, bize de akıl vermeye kalkıyor:
Sabah'ta niye sendika yokmuş...
Unutmuşuz vallahi, demek o yüzden yıllardır sürünüyoruz...
İyi ki hatırlattınız, çok lazımdı!..
Farzedelim ki Kızılderililer Türk çıktı... Ne olacak?..
Bundan bizim ne menfaatimiz olacak?..
Türkiye-Kızılderili ittifakı dünyada yepyeni bir ufuk mu açmış olacak?..
Kızılderililer, AB'ye girmemizde bize destek mi sağlayacak?
Yahut enflasyonu düşürmemizde yardım mı edecekler?..
Her şey menfaat mi diyeceksiniz?..
Evet menfaat!..
Siyasi, ticari ve sosyal menfaatlerimizi gözetmediğimiz için ne kadar sıkıntı çektiğimiz ortada değil mi?..
Siular, Türk olabilirmiş?.. Bana ne?..
Haaa...
Kızılderililerle dostluk kurmak, bu dostluktan yarar gözetmek başka şey...
Ama bunun için Kızılderililer'in ille de Türk olması gerekmiyor!..
Bizim sahiden Türk olan başka kavimlerle bile ne kadar dostluk yapabildiğimiz ortadayken...
Kızılderilileri, Türk olsunlar diye zorlamanın ne alemi var, anlayamıyorum...