kapat

27.03.2000
Anasayfa
Son Dakika
Haber İndeksi
Yazarlar
Günün İçinden
Politika
Ekonomi
Dünyadan
Spor
Magazin
microbanner
Sabah Künye
Atayatirim
Sofra
Bizim City
Sizinkiler
Para Durumu
Hava Durumu
İstanbul
İşte İnsan
Astroloji
Reklam
Sarı Sayfalar
Arşiv
E-Posta

Turkport
1 N U M A R A
Z D N e t  Türkiye
A T V
M i c r o s o f t
Win-Turkce US-Ascii
© Copyright 2000
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
AHMET TAN(tana@sabah.com.tr )


Çok "özel" bir seçim

48 yaşındaki Vladimir Putin'i 8 ay öncesine kadar ülkesinde 8 bin kişi bile tanımıyordu.

30 yıldan bu yana hep "devletin adamı" olarak görev yapmıştı. Dün yaşamında ilk kez bir seçime katıldı ve bu seçimden Devlet Başkanı olarak çıktı.

Köşe yazarlarının köşelerinde kendilerinden söz etmesi ne garip ve yazıktır ki, epey zamandır artık pek yadırganmıyor.

Acaba, "bu konjonktür"den yararlanıp Rusya'daki dünkü seçimlerin, bu köşenin yazarından, fevkalade özel politik ve şahsi heyecanlar uyandıracak unutulmazlıklara konu olduğundan söz etmesi ayıp olur mu?

Allah günah yazmasın, okur çok ayıplamasın diyerek yazarınız dünkü arzu halini şöyle arz ediyor:

"Komünistler Moskova'ya!" sloganlarıyla geçmiş yeniyetmelik ve gençlik yıllarından sonra Moskova'nın ortasında yükselen 4 camiyi ve bu camilere sığmayıp Cuma namazını kaldırımlarda kılan Müslüman Rus yurttaşlarını, (ve Türk kapitalistleriyle işçilerini), tespih ve takke satılan Moskova kaldırımlarını gördükten ve Rusya'daki cami sayısının 2000 (evet yazıyla iki bine) ulaştığını öğrendikten sonra Rus Demokrasisi'nin sandık başında sergilediği bazı özel görüntüler, zihinlerden de, yüreklerden de yıllarca silinmeyecek derinlikteydi.

Moskova varoşlarında seçim sandıklarının, oy verme ve oy sayma işlemlerinin uluslararası demokratik kurallara ve Anayasal geleneklere uygun olup olmadığını TBMM ve uluslararası bir parlamento adına incelemeye ve bu konuda Rus seçim komiserlerine, sandık milislerine sorular sorup raporlar hazırlamaya, hele bunu Türkiye TV kameralarının eşliğinde yapmaya gitmek neyse de, oy kuyruğunda ve sandık görevlileri arasında Asya ağzıyla Türkçe konuşan ve o, Rusça "merhaba" "Zdrasdvuyte" demeye çalışırken, onu "Aleykümselam" diye karşılayan Rus vatandaşlarına rastlamak, onların önce Türkçe söylenişiyle "börek, çörek ve çay" sonra da sandık başında değilse de, 3 metre ötesinde votka ikramlarına maruz kalmak, herhalde insan ömrüne fazla sığdırılabilecek duygulardan sayılmamalı.

Hele bu uluslararası gözlemcilik görevini, 3 ay önce Rus Parlamentosuna seçilmiş olan ve çoğunluğu Türk asıllı ve Müslüman 31 milletvekillerinin telkin ve tavsiyelerinin ışığında yapıyorsa hiç sayılmamalı.

Soydaşlarını yok eden bir sistem karşısında, farklı bir mücadelenin bayrağını açan 38 yaşındaki Çeçen işadamı Ömer Aliyev Cebrailov'un 1 milyon imza ile katılınan 9 Cumhurbaşkanı adayından biri olarak Putin'e karşı sürdürdüğü oy yarışının seçim merkezinde grafiğe dökülmesi sırasında çizdiği eğriyi, yazarın kalp atışlarının kağıt üzerine düşmüş gölgesi gibi hissetmesini söylemesi hiç yadırganmamalı.

***

Putin hukuk okumuştu. İlk ve son "dış görevi"ni çok uzun yıllar Almanya'da yaptı. Berlin duvarının yıkılmasından sonra ülkesine ve üniversiteye döndü.

1990 yılında Lenin Grat İl Meclis'i Danışmanlığına, 1994'te Belediye Başkan Yardımcılığı'na, 1997'de Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcılığı'na atandı. Geçen yılın Mart'ında Federal Güvenlik Konseyi Sekreterliği'ne kaydırıldı. Buradan da 3 ay sonra Başbakanlık'a daha sonra da 31 Aralık 1999 günü Yeltsin tarafından "Cumhurbaşkanlığı vekilliğine" yükseltildi.

30 yıldan bu yana "devletin adamı" olarak görev yaptı. Yaşamında ilk kez seçime katıldı. Dün bu seçimden "devlet başkanı" olarak çıktı. Bu seçimler gerçekten çok özeldi; adaylardan birinin ülkesinde savaşla birlikte yapılıyordu.

Yazarlar sayfasina geri gitmek icin tiklayiniz.

Copyright © 2000, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. - Tüm hakları saklıdır